Bölüm-2

1K 126 12
                                    

Medya: Pelin

Sabah uyandığında etrafa huzurlu bir sessizlik hakimdi çocukluğundan beri belki de ilk kez bu kadar huzurluydu, annesi öldükten sonra ailesi tamamen parçalanmış gibiydi. Babasına ne kadar kızsa da annesinin yokluğu onu öylesine sarsmıştı ki üvey annesi Zümrüt hanım, karısının ölümünden sonra annesinin yerine koyduğu yeni aşkı değil sadece daha iyi olmak adına uzandığı yardımcı bir eldi. Yalnız başına bir kız çocuğu büyütmek zordu ne de olsa. Ama yine de böyle olmamalıydı, hayatına illa başka birini almak zorunda değildi. Bir bakıcı da pekala yardımcı olurdu Taner Bey e fakat babasının aradığı sadece çocuğunu büyütmek için bir bakıcı değil, annesinden sonra çöken psikolojisini de toparlamak ve duygusal boşluğunu doldurma arayışıydı. Iste tam da bu yüzden Pelin, babasına aynı evin içinde yıllarca düşman olmuştu. Aslında o da çok yaralıydı ve babası kendi ruhsal durumunu toparlamaya çalışırken kızını hep bir adım geride tutmuştu. Peki ya onu kim toparlayacaktı? Bütün bunları derin bir şekilde düşünürken kapı çalındı. Kapının gözünden bakıp Otel görevlisi olduğunu düşündüğü adam a kapı aralığından baktı.

- ''Günaydın bayan 2. bir gün ücret i odemeyecekseniz yarım saat içinde çıkış yapmanız gerekiyor.''

Ne kadar da kaba bir adam böyle diye geçirdi içinden hem bayan demek de ne oluyor.

- '' 5 dakika ya çıkıyorum beyefendi'' diyip kapıyı sertce suratına çarptı.

Adam aynı laubalilikle 
- " Isterseniz kahvaltı yapıp öyle çıkın." dedi alaycı bir ses tonuyla.

Nereye düştüm ben diye düşündü Pelin ve adam a cevap bile vermeden hemen toplanmaya başladı. Dediği gibi tam 5 dakika sonra çıkış yaptı. Kapı aralığından yüzünü tam göremediği adam anahtar i teslim ettiğinde' " bu kadar dakik olacağınızı düşünmemiştim." dedi yan gülüşüyle. Adam tam anlamıyla iticilik abidesiydi. Pelin yine cevap vermeyip eşyalarını arabasına götürüp yola devam etti. Yolculuk bittiğinde Izmir deki yeni okul a 10 dakikalık mesafede olan evine girdi. Daha evin tadını çıkarmadan okul a gidip gereken son evrakları verip kaydını tamamlaması gerekiyordu. Geçiş işi çok da zor olmamıştı fakat 2. dönemde okul a başlamak çok can sıkıcı olurdu hep ama Pelin bunu çok dert etmiyordu. Okuldaki evrak işlerini tamamladıktan sonra eve gidip sıcak bir duş alıp derin bir uykuya daldı. Yarı yıl tatili nin bitmesine yalnızca 2 gün kalmıştı ve Pelin için artık yeni bir hayat başlıyordu.

**

Geçen 2 günün ardından nihayet okul günü gelmişti. Pelin, psikoloji  1. sınıf öğrencisiydi. Sınıfın kapısına geldiğinde karnına ağrılar girdiğini farketti bu heyecandan olmalıydı. Derin bir nefes alıp geçmesini bekledi ama bir türlü geçmiyordu. Neydi onu bu kadar heyecanlandıran alt tarafı sınıfa girip ders dinleyecekti. Hem lise deki gibi öğretmenin ayağa kaldırıp herkes e yeni arkadaşınız diye tanıtacak hali yoktu ya. Nefesini tutup sınıftan içeriye girdi. Girer girmez sarışın kısa saçlı ve minyon fizigiyle çok tatlı bir kız ona gülümsüyordu. Merhaba dedi tanışmak istediği her halinden belli olur bir şekilde. Pelin de aynı şekilde ona selam verip gözleriyle kendine oturmak için uygun bir yer aradı. Ilk gün için abartılı olmamasına özen göstererek bir Jean ve beyaz bir basic tshirt kombini yapmıştı fakat sınıftaki kızların durumuna bakılırsa burası için abartı sadece lafta kalırdı. Buraya alışması uzun sürecek gibiydi. Kısa saçlı kız tekrar yanına gelmişti.

-"Benim yanım boş zaten yanıma oturabilirsin bu arada ben Melisa." dedi aynı sıcak tavrıyla.

Pelin in aklı başka şeylere takılıp gitmişken, kızın birden surat ifadesi bozuldu ve -" tabii istersen." diye ekledi. Sarkıttığı dudağını oynatarak. Yaklaşık 20 yaşındaki bir kız için bu haliyle hem çok masum görünüyordu, hem de biraz alıngan. Kendini kötü hissederek
-" tabii ki isterim kusura bakma aklım başka yerdeydi teşekkür ederim Melisa." diyerek yanına geçti.

-"Aa anladım aşk meşk durumları geldiğin yerden mi bu çocuk." dedi heyecanla.
Tam olarak küçük bir kız çocuğu gibi görünüyordu şuanda.

-"Hayır. Pek sayılmaz." dedi Pelin.

-"Bu arada başka bir şehirden geldiğimi de nerden çıkarttın?" diye ekledi.

-"Unutma ilk kural bu okulda her şey hemen duyulur bunu öğrenmeye başlasan iyi edersin." diyip göz kırptı.

Bu konuyu tam sorgulamaya başlayacakken tipinden bugünkü dersin ilk okumanı olduğu anlaşılan orta boylu kumral küt saçlı ve gözlüklü bir kadın sınıfa girdi. Sınıf sadece 20 kişilikti ve sınıf a girer girmez dikkatini çeken Pelin le kısaca tanışıp derse başladı Evrim hoca. Ders bittikten sonra 2 saat boyunca bir sonraki derse kadar boşluğu vardı ve tam ne yapsam diye düşünürken Melisa yanına gelmişti ve kahve içmeyi teklif etti. Pelin de enazından yalnız sıkılmam diye düşündü ve cafe ye doğru yürümeye başladılar. Tam sipariş vereceklerken orta boylu sarı saçlı ve bu okul a göre bayağı süslü bir kız ve ondan altta kalır yanı olmayan kumral bir kız onlara doğru gelmeye başladılar. Kızların ikisi de Pelin i gayet açık bir şekilde süzdükten sonra elini uzatıp Merhaba dediler aynı anda. Bunlar ikizlerdi. Nasıl da farketmemişti en başında.

-"Ben ve ikizim hikayeyi bir de senden duyalım diye düşündük anlat bakalım." dedi adının Simge olduğunu öğrendiği bu kız.

-"Hangi hikaye anlayamadım?"

-"Hadi ama hakkındaki her şeyi biliyoruz sadece senden duymak istedik." dedi ikizlerden kumral olan Sinem.

Tamam artık bu biraz garipleşmeye başladı sabahtan beri herkesin biliyoruz ayağına yattığı benim bilmediğim çok gizli bir sırrım vardı da benim mi haberim yok yoksa burası okul görünümlü bir tımarhane mi diye düşündü.

-" Şuan sabahtan beri anlat diyip durduğunuz şeyi bilmiyorum ama şuan gerçekten ben de çok merak ediyorum biri lütfen bana da anlatır mı?" dedi sinirli bir ses tonuyla. Kimseden bir cevap gelmemişti aksine ikizler ciddi anlamda sinir bozucu bir şekilde imalı imalı bakıp sürekli fısırdaşarak gülüşmeye başladılar. Bu durum gerçekten Pelin in zaten yerinde olmayan sinirlerini fena halde bozmuştu.

Bu kadarı yeter. Artık, neden bahsettikleri umrunda bile değildi ki zaten büyük ihtimalle ya dalga geçiyorlar ya da senenin ortasında gelen kızı yalnızca meraktan bu şekilde sorguluyorlar diye düşünüp oradan hemen ayrıldı. Bir sonraki ders umrunda bile değildi.Bütün yol boyunca buraya gelmekte hata mı yaptım diye düşündü. Eve gider gitmez birine olanları anlatmalıydı. Babasını veya Zümrüt hanım ı arayamazdı daha ilk günden pes ettiğini düşünürlerdi. Izel i arayacaktı.

Buraya ayak bastığından beri hiçbir şey normal gitmiyordu ve yine anormal bir olayla karşı karşıyaydı.

Evinin kapısı izinsiz girildiği her halinden belli olarak aralıktı ve içerden tıkırtı sesleri geliyordu. Korkuyla salgılanan adrenalin hormonunun etkisiyle düşünmeden hareket edip tam kaçmaya yeltenecekken bir el onu bileğinden sıkıca tuttu ve
-"Evine hoş geldin." dedi.

Acıyı SevmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin