Bölüm-12 Kıskançlık

346 67 23
                                    

Hayatımın en güzel günleri haftaları ayları Sinanla geçiyor resmen. Yakşalık 1 aydır birlikteyiz ve bu bir ayda o kadar çok değiştim ki. Başka bir insana dönüşmüş gibiyim. 21 yaşındayım ve çocukluğum dahil hayatımın hiçbir döneminde kendimi bu kadar mutlu huzurlu hissetmemiştim. Hatta galiba ben hiç çocuk bile olmamıştım. İnsanların bu tip mutlulukları yaşadıkları zamanlar  bence çok sık değildir. En azından benim için öyle. Şuandaki tek üzüntüm ondan bir süreliğine ayrı kalmak olacak çünkü yaklaşık 1 haftalığına babamın yanına gitmek zorundayım. Doğum gününü kutlamak için gideceğim aslında fakat gitmişken biraz kalmayı düşünüyorum. Bu aralar telefonla bile o kadar nadir görüştük ki. Artık sitem etmeye başladı. Ayrıca anladığım kadarıyla karısıyla da sorunları var. Bunu Sinana söylemedim. Zaten yalnızca bir his. Ama oraya gittiğimde  doğru olacağına eminim.

Sinanla sinemaya gidip sonra da yemek yiyeceğiz. Aslında çok vaktim yok. Eve gidip valizimi hazırlamam lazım ama onu çok özleyeceğimi bildiğimden son ana kadar yanımda olsun istiyorum. O kadar alıştım ki ona bu kısacık sürede. Kim bilir yazın ne yapacağım. Muhtemelen bütün yaz babamlarla tatil yapıyor oluruz. Daha doğrusu o ve cici anneciğim ile (!) keyfine bakarken ben ya kitap okuyor ya da kendi kendime yüzüyor olurum... Keşke Sinan da gelebilse. Bazen aramızdakini saklamak zorunda olmak beni gerçekten çok rahatsız ediyor. Bütün dünyaya haykırasım geliyor. Herkes duysun istiyorum.

..

Film i çok beğenmedik. Bir komedi filmiydi ama neredeyse hiç gülmedik desem yeridir. Yemek yemek için bir restaurant a karar vermeye çalıştık. Sonunda bir yere oturduğumuzda hemen siparişleri verip sohbet etmeye başladık. Sinanda bir gariplik var bugün filmi beğenmediğinden diye düşünmüştüm önce ama şuan öyle olmadığının farkına varıyorum. Yüzü tam olarak otuz beş karış. Derdini çözmeye çalışıyorum ama sanırım sormadan anlayamayacağım çünkü her zamanki gibi susmayı tercih edecek biliyorum.

Yemeğimizi yerken o sıkıntılı hali devam ediyordu. Neyin var diye sormak istiyordum ama bedense bir türlü kelimeler ağzımdan dökülmüyordu. Çekiniyordum sanki sormaya. En sonunda, Sinan daha fazla dayanamadı ve dökülmeye başladı.

-Deniz ile aranızda ne var?

-Ne??!!?

-Duydun işte. Ne var aranızda diyorum.

-Saçma sapan konuşma arkadaşım işte neyim olabilir başka. Şaka falan mı bu?

-Pelin. Şuan şaka yapar gibi bir halim mi var sence? Ne o öyle fısır fısır konuşmalar gizli gizli mesajlaşmalar ben gelince susmalar falan. Hayır ama yeter artık yani. Sana konduramıyorum böyle bir şeyi ama bunların bir açıklaması var herhalde?

Oooofffffff. Koca bir of. Sinan a bir hediye almak istiyordum ve bunu Denize danışmıştım. Hem erkek hem de Sinanın yakın arkadaşı diye. Neler düşünmüş ya.

-Sinan arkadaşım sadece diyorum bu kadarı yeterli bence.

-Hayır değil. Başka bir şey var biliyorum. Hadi diyelim öyle nerden geldi bir anda bu samimiyet? Benden saklı gizli ne olabilir aranızda?

Ne diyeceğimi bilmiyorum gerçekten. Gerçeği söylesem süprizi kaçacak. Yalan söylesem olmayacak. En iyisi yalan söylemek.

-Deniz benim bir arkadaşımdan hoşlanıyormuş ama biliyorsun işte o biraz egolu olduğu için emin olmadan kimseye söylemek istemiyor. Bana da ağzını arayayım buluşma ayarlayayım diye söyledi. Hepsi bu.

-İnanayım mı yani şimdi buna ben?

-'Ee inan bir zahmet. Hem sen sevgiline güvenmiyor musun aşk olsun.' Diyip kollarımı birleştirip dudaklarımı sarkıttım. Bu onu çok güldürüyor :) 

- Güvenmem mi hiç. Herkesten çok güveniyorum hem de. Tamamdır o zaman sorun yok sevgilim

diyip yanağıma bir öpücük kondurdu ve yemeğini yemeye devam etti. Biraz alışveriş yaptık sonra da beni eve bıraktı.

Sinanda sadecebu olaya bakarak değil kendi kendime gözlemlediğim bazı şeyler var. Mesela kısa bir şey giydiğimde yüzü bir düşüyor. Erkek bir arkadaşım bana bir şey bile sorsa hemen bozuluyor. Kıskançlık çok hoşuma giden bir şey değil. O yüzden üstüne düşnüyoru düşmüyorum anlamamazlıktan geliyorum. Gittiği yere kadar.

##

Sonunda ayrılık vakti geldi çattı. Yarın babamın yanına gidiyorum. Burdan ayrılmak tahmin ettiğimden de zor olacak galiba. Sinan beni hava alanına kadar götürecekti. Fakat son anda bir işi çıktı ve hazırladığı proje için okula bir evrak götürmesi gerekti. Bu gerçekten canımı aşırı derecede sıktı. Artık arabamla oraya kadar gidip hava alanına park edeceğim. Sinana yedek anahtarı bıraktım işi bittikten sonra gelip alacak.

Yol 1.5 saat sürdü. Kapıdan çıkar çıkmaz gözlerimle babamı aramaya başladım. Fakat bir türlü göremiyordum. Tam tahmin ettiğim gibi. Kendi gelememiş ve her zamanki gibi beni almaya bir başkasını göndermiş. Bavullarımı aldık ve arabaya doğru yürümeye başladık. Bu adamı daha önce hiç görmemiştim. Adı fıratmış. İşe yeni girmiş herhalde. Eve gittiğimde cici annem(!) beni gözlerimi yaşartacak bir samimiyetle karşıladı. Ne olmuş bu kadına?

-Pelinciğimmm. Hoş geldin canım. Nasılsın? Ay nasıl da güzelleşmiş benim kızım. Oranın havası sana bayağı yaramış.

-Teşekkür ederim. Babam nerde acaba?

-Babanın biraz işi var canım 1-2 saate kadar gelir. Gel senle şöyle karşılıklı güzel bir türk kahvesi içelim ne dersin?

Şuan gerçek anlamda şoktayım. Bence izmir bana değil benim izmire gitmem ona yaramış. Babamla 2. Baharı yaşamaya başladılar herhalde. Yıllardır toplasan göstermediği samimiyeti şimdi bir anda gösterince bir garip hissettim.

-Olur tabi.

-Sen geç ben kahveleri yapıp geliyorum canım. Sade içiyordun değil mi?

-Evet.

-Eee anlat bakalım neler yaptın görüşmeyeli nasılsın? Ama hiç beni aramadın aşk olsun pelinciğim.

-Babamı da pek arayamadım derslerim biraz yoğun da haklısınız.

-Neyse olsun. Ee nasıl gidiyor var mı bir erkek arkadaş falan. Gerçi benimki de soru. Senin gibi güzel bir kızı hiç boş bırakırlar mı.

Kahveyi neredeyse suratına püskürtecektim. Ne diyeceğim şimdi? Evet olmaz mı hatta terk ettiğiniz cici kardeşim sevgilim mi diyeceğim. Offf.

-Hayatımda biri yok şuanda.

Diyip konuyu geçiştirdim. Allahtan babam da harika bir zamanlama yaparak geldi ve konu kaynayıp gitti. Babam karısına göre kötü görünüyordu. Sanki iyice yaşlanmış gibiydi. Zayıflamıştı. Bir sıkıntısı mı var acaba diye düşünmekten bütün gece kendimi alamadım. Ama canını sıkmak istemesem de ilk yalnız kaldığımız anda bunu sormayı aklımın köşesine kaydettim. İlk gün genel olarak güzel geçti. Hatta beklediğimden çok iyiydi. Gidişimin ardından böyle bir ilgi beklemiyordum doğrusu. Ama sinanı şimdiden çok özledim. Bir an önce ona kavuşmak içincan atıyorum...

Acıyı SevmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin