20. Bölüm "FINAL"

1.1K 35 18
                                    

Uzun zamandır konuşmamıştık değil mi arkadaşlar? Görüşmeyeli nasılsınız? Karantinada olanlarınız varsa, hepinize geçmiş olsun diliyorum. Güçlü ve pozitif olun! Siz virüsten daha güçlüsünüz canlarım. 

Yaklaşık 4,5 sene önce başladım Delalamını yazmaya. Şimdi geriye dönüp baktığımda nasıl bu kadar hızlı geçmiş zaman diyorum. İkinci kitap da olacak, orada Siyabend, Mert, Yağız ve Keremleri daha çok göreceksiniz. 

İkinci kitabımızın adı; RIHEMİN! 

Soru: Rıhemin buradan mı devam etsin yoksa yeni bir kitap olarak mı yayınlayayım? Cevaplarınızı yoruma bekliyorum...

4,5 senedir yanımda olan, oy ve yorumlarını esirgemeyen okuyucularıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız, sizleri çok seviyorum! <3 

--- 

Bu kanatlar benim acılarımdan filizlendi, Ama bu kanatlar ışığa doğru gidiyor.
Acı ve eziyet dolu olsa bile
Yapabilirsem uçacağım.

Elimi tutacak mısın?
Öyleyse ben artık korkmam.
Eğer sen ve ben birlikteysek,
gülümseyebilirim.

BTS-You Never Walk Alone

Bölüm şarkısı: Labrinth-Still Don't Know My Name

~~~

Köşebaşında sıcak, küçücük bir kitapçının sahibiydi Simge ŞAHİN. Aynı zamanda Deniz'in ablasıydı. Buruk Deniz'inin...

Simge, Mia'yı tanıyordu. Deniz ona yıllar boyu aşkla karışık anlatmıştı çocukluk arkadaşını. Aradan geçen yıllar, Deniz'in acısını biraz olsun azaltmamıştı. Aşk böyleydi işte, yokluğunu ispat da edemezsin, varlığını inkar da edemezsin...

Simge, ortadaki standa Mia'nın kitaplarını dizerken, kapının çanı çaldı. Simge arkasını dönerken güzel bakan iki gözle karşılaştı. Deniz, sırtında çantası, elinde bir var ve gözleri kıpkırmızı bir şekilde kendisine bakıyordu.

Simge elindeki kitapları hızlıca bırakarak kardeşine doğru koştu. "Deniz n'oldu neyin var?!"
"A-abla," hıçkıra hıçkıra ağlamış da kendini dizginliyordu sanki...

Simge kardeşinin her yerini süzerken acaba bir yerine mi bir şey oldu diye düşündü. Deniz'in gözü arkadaki standa kaydı ve buruk bir şekilde gülümsedi.

"Ben gidiyorum." "NE?!"

2 SAAT ÖNCE

Nefes nefese bir şekilde uyanan Deniz, ter içinde kalmıştı. Ne yani, hepsi rüya mıydı? Öpüşme yok, itiraf yok... Gerçekten de ölmüştü Mia. Kazadan sonra gördüğü ilk rüyaydı ve bu kadar gerçekçi olması onu hem sevindirmiş, hem de fazlasıyla üzmüştü.

Yine aynı rüya... Yıllardır aynı rüyayı görüyor fakat her uyandığında bir umut rüya değildir heyecanıyla kalkıyordu.

Delalamın *tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin