Kalenin Işığı

5

3 yıl sonra

''Biraz daha çalışmalıydın Daniel,pek yorulmuş görünmüyorsun''

''Geleceğin kralıyla saygılı konuşman gerek Percy''

''Belki de batıya gidip halkın sevgisini Prens Robert'a yöneltmeliyim'' dediğinde Daniel omzuna attığı bir yumrukla karşılık verdi Percy'nin sözlerine.

Daniel da Percy kadar sert biri olsa da Monroe kadar iyi anlaşmışlardı bu birkaç yıl içinde.

Kaldıkları yıkık dökük evin bahçesinde yaktıkları ateşin başına oturdu Daniel.

''Dönme vakti yaklaşıyor,senin fikrin nedir? Robert mı daha çok müttefik edinmiştir yoksa ben mi?''

''Robert halkın gözünü parayla boyayabileceğini düşünüyor,sen ise bizzat her şeyin başında durarak insanların için çalıştın,insanların bunu göz ardı etmeyecektir'' dedi Percy de onun karşısına otururken.

''Bu işin sonu iyi bitmeyecek,ben kaybedersem Robert'a zarar vermeyeceğim fakat o kaybederse kiniyle neler yapacağını Tanrı bilir...''

''Yakında neler olacağını göreceğiz,buradaki işler bitince evlerimize dönüp sonuçları bekleyeceğiz.Ülke için hayırlı olan sonuçsa senin hükümdarlığın olacak''

''Bunca zaman çok uğraştın Percy eğer kral ben olursam bu yaptıklarını göz ardı etmeyeceğim.Ömrünün üç yıldan fazlasını oradan oraya gezerek geçirdin''

''Boş vaktim çoktu''

Daniel gülümsedi bu sözlerine.

''Tam da bir bekleyeni olmayan adamın söyleyeceği sözler''

Percy cevap vermeden gözlerini ateşe dikip kendi düşünceleriyle baş başa kaldı.

Anna'yı düşünmeye dalması için bir cümle bile yetiyordu.

Neredeyse 3 yıldır Prens Daniel'la birlikte İskoçya'nın tüm köylerini geziyor,harap olmuş her yerin tadilatında bizzat bulunuyorlardı.

Daniel insanlarla sadece onaylarını almak için değil gerçekten istediği için ilgileniyordu,Percy buna emindi.

Kralın vereceği kararın da David'den yana olmasını umuyordu.

Bu iki kardeşin kendi arasındaki taht mücadelesine bir anda dahil olmuş,Daniel'ın en büyük destekçisi haline gelmişti.

Bu sürede unutmak istediği kızı ise unutamamış olması artık hislerini kendi içinde kabullendirtmişti genç adama.

Anna'nın bu üç yıldaki değişimini çok merak ediyor olsa da Monroe mektuplarında bu konuda ona tek bir satır bile yazmamıştı.

Sadece kaleyle,askerlerle ve askerlerin başına getirttiği geçici komutan Jordan'dan hoşlanmadığıyla ilgili genel bilgiler verip mektubu sonlandırıyordu.

Percy normalde ağzında bakla ıslanmayan,her türlü haberi uzun uzun anlatan Monroe'nun kendisini delirtmek için Anna'dan bahsetmediğine neredeyse emindi.Gururuna yediremediğinden özellikle Anna'yı da soramıyordu arkadaşına..

19 yaşında bir genç kızdı artık ve
Percy aralarında artık hiçbir engel kalmadığını düşünse de yanıldığını çok geçmeden anlayacaktı.

"Ne düşünüyorsun?" dedi Daniel ve onu içine girdiği düşüncelerinden ayırdı.

"Hiçbir şey"