14

25.3K 1.6K 231
                                    

Askerler verilen emirle ne yapacaklarını bilemeyerek bir Percy'ye bir Anna'ya baktılar.

Onlar daha bir şey yapamadan Monroe imdatlarına yetişti.

"Kapıya kadar gelmiş Percy"

"Geldiği gibi gitsin" dedi aslında neden döndüğünü sormak için delicesine bir merak duyarken.

"Sonradan pişman olacağın bir karar verme"

Percy dolu gözleriyle kendisine bakan Anna'ya baktı.Kesinlikle gelmesini istiyordu ama gururu "gel" demesine izin vermiyordu.

"Ne yapıyorsan yap" diyerek hızla kaleye girerken Monroe genç kızı kaleye davet etti.

Anna giden Percy'nin ardından gururunu hiçe sayarak girdi kaleye.

Zaten başka çaresi de yoktu.

Arkadaşına baktığında yüzünde bir yumuşama görmeyi bekledi ama onun da hala kızgın olduğu belliydi.

Amy'nin kaleden koşarak gelip boynuna atlamasıyla yeniden evinde olduğunu hissetti.

Genç kızdan ayrıldığında ona zoraki bir şekilde gülümsedi.

Amy'nin arkasında kalan Kate yapacağını bilemeyerek ona bakmayı sürdürürken Anna bir adım atıp ona sarıldı.

"Veda etmediğim için üzgünüm" dedi samimiyetle.

"Asıl ben üzgünüm seni zor durumda bıraktığım için"

"Kavuşmanızı bölmek istemem ama bir açıklama hak ediyoruz" dedi Monroe sert bir sesle.

Anna başıyla onaylayıp Monroe'nun peşinden ilerlemeye başladı.

Grace'le karşılaşıp ona da sarıldıktan sonra Monroe'yu daha fazla kızdırmadan peşi sıra kızlarla birlikte salona girdi.

Gidişinden itibaren her şeyi anlatmaya başladı.

Daha her şeyi öğrenmeden Brad'den ayrılmanın bir yolunu aradığını...
Kate'in haklı olduğunu...
İngiltere'de kendini yabancı hissettiğini..
Öz annesini..
İngiltere'ye hiçbir şekilde dönmek istemediğini..

Odaya derin bir sessizlik hakim olduğunda herkes ne söylemesi gerektiğini düşünüyordu.

Anna'nın bir soylunun kızı olduğu gerçeği fazlasıyla şaşırtmıştı hepsini,öyle ki bu soylu bir kraliçe olunca söyleyecek bir söz dahi bulamadılar.

Amy ve Kate annesini reddetmesine açık bir şaşkınlıkla tepki verirken Monroe şaşkınlığın yanında genç kızla bir de gurur duydu.

Anna zenginlik,ihtişam meraklısı bir kız değildi ve bunu bir kez daha anladı.

Yine de bu kaleden kaçarcasına gittiği gerçeğini değiştirmiyordu.

Hiç böylesine üzgün görmediği arkadaşının birkaç günde nasıl yıkılmış göründüğü aklından çıkmıyordu.

Duruşunu bozmadan "Yaşadıkların için üzgünüm Anna,Percy'yi ikna etmeyi deneyeceğim" dedi.

"Arkadaşınım ben Monroe, hep böyle soğuk mu olacaksın?" dedi Anna üzüntüyle.

"Arkadaşlığımıza biraz değer veriyor olsaydın gitmeden bir vedayı çok görmezdin" deyip cevap vermesine fırsat vermeden Percy'nin odasına ilerledi.

Kalenin IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin