Kalenin Işığı

1

25 yıllık hayatında insanlar tarafından korkulan bir adam olmuştu Percy Evans.

Tahammülsüz, sinirli, donuk bir adam olarak daha birçok kötü özelliği barındırıyordu bünyesinde.

Her şey ona göre yolundayken bir anda alt üst olmuştu tüm hayatı. Elleriyle kurduğu düzen yerle bir edilmişti küçük bir kızın ellerinde.

Kendini iyi gösterebilmek için türlü oyunlara girmiş, o küçük kızın gözünde bir yer edinebilmek için uğraşmış, onu yıllardır tanıyan insanları şaşkınlığa uğratmıştı.

Bütün bunlardan habersiz sadece girdiği yeni ortama alışmaya çalışan Anna da yepyeni bir maceraya atılıyordu.

İngiltere'nin kiliseye bağlı yetimhanesinde büyüdü Anna. Ailesi hakkında hiçbir şey bilmemesi bir yana bunu çok da önemsemiyordu.

Kilisenin rahibeleri ve din adamları tarafından özenle büyütüldü küçük kız. Dine olan yatkınlığı ve hiçbir şeyin bozamadığı neşesiyle ''Tanrının bize gönderdiği ışık'' diyordu ona Rahibe Margarett.

Kilisenin devamlı müdavimi olan yaşlı bir lord bu küçük kızı kendi malikanesine aldırıp hizmetçi olarak bir kazanç sağladı.

Diğer hizmetçilerle de çok iyi anlaşmış, herkes tarafından bir kardeş olarak görülmüştü kısa zamanda. Mutlu olmak için bir sebep bulamadıkları bu hayatta neşe olmuştu küçük Anna, kızların hayatına.

Mary,Lucia,Alexis ve Anna...

Yaşlı lordun sahip çıktığı birbirlerine kenetlenmiş kimsesiz kızlar..

Yaşlı lord ölene kadar da bu durum devam etmişti..

Sonrasında lordun hiç sevmediği için uzaklaştırdığı hayırsız oğlu malikaneye yerleşmiş, lordluk ünvanına kendince sahip çıkmıştı.Babasının sahip çıktığı bu kızlardan kurtulmaksa düşüneceği ilk konu olmuştu.

Yaşlı lord onu evden kovduğunda ülkenin dış işleriyle ilgilenen nüfuslu aile dostuna yaranmış,onunla kalmaya başlamıştı.

Genel olarak İskoçya'da bulunmuş bunun yanı sıra ülkenin neredeyse her şehrini gezmişti aile dostunun peşinde.

İskoçya'da duruşuyla kendisini fazlasıyla etkileyen o komutana bir jest yapmak geldi aklına.

İngiliz hizmetçilerini oraya gönderir,hem komutanın takdirini kazanır hem de bu kızlardan kurtulurdu.Belki de komutan ona geri dönüşü daha büyük bir hediyeyle yapabilirdi.

Kısa süre içinde İskoçya'ya bir mektup yazarak Komutan Percy'e hayranlığını belirttiğini ve gönderdiği hizmetçileri kabul etmelerini söyledi.

Mektupla birlikte hizmetçilerden Mary ve Anna'ya bu durumu haber verdi.Mary hizmetçilerin en büyüğü,Anna ise en küçüğüydü.Alexis ve Lucia'yı kullanabileceği bir yer elbette ki bulurdu.

Anna'yı göndermek başta işine gelmese de küçük kızın büyümesini beklemek çok külfetli geldi genç lorda.

Büyüdüğünde çok güzel bir kız olacağını bir kör bile anlayabilirdi.Altın rengi saçlarını gören bu kızın bir asil olduğuna yemin edebilirdi.Mağrur duruşu ve yüzünden eksik etmediği gülümsemesi İngiliz kızlarının o meşhur soğukluğuna fazlasıyla tersti.Buna rağmen onunla uğraşmaktansa kurtulmayı seçti.