9

30.9K 1.8K 580
                                    


Percy'nin her şeyi ağırdan almaya karar verdiği günden beri bir hafta geçmişti.

Bu sürede Anna'yı sadece uzaktan izlemekle yetiniyor,kızdan da kendisine karşı farklı bir hareket görmüyordu.

Günleri sabah kahvaltı,gün içinde asker talimleri akşam yemek faslıyla geçiyordu.Anna'yı da nadiren görebiliyordu.
Bunu sebebini sorduğunda Monroe'dan Anna'nın diğer kızlarla girdiği akşam servisi çatışmasından her defasında galip geldiğini öğrenmişti.

Kızla karşılaşmak için kalede dolanıyor,amacına ulaştığında da Anna yanından geçip gidiyordu.

Monroe ise diğer yandan genç kıza her bakışında içi acısa da arkadaşının mutluluğu için uğraşmaya kararlıydı.

Belki de kalenin dışına daha çok çıkıp yeni birileriyle tanışmalıydı.

Bu fikir şimdilik ona çok da mantıklı gelmese de en kısa zamanda hislerinden kurtulmakta kararlıydı.

Bahçede dolaşırken Percy'nin bir anda önüne çıkmasıyla irkildi.

"1 hafta oldu,yeterince beklemedim mi? Bir şeyler yapmam gerekiyor artık"

"O kadar kolay değil.Anna'yla konuştuğumu biliyorsun senin hakkında kötü izlenimlere sahip hala"

"Çok bile bekledim bir adım atacağım artık"

"Kız senin varlığını bile önemsemiyor Percy"

Cümlesini bitirir bitirmez yüzüne yediği hafif yumrukla geriye sendeledi.

"Bir daha söyle"

Monroe'nun "Başaramazsın" demelerinden sıkılmıştı artık.

"Bana vurman bir şeyi değiştirmeyecek" dedi çenesini kontrol ederken.
"Ama sana yardımcı olacağım,az önceki yumruğa rağmen"

Percy dikkatle Monroe'ya bakmayı sürdürdü.

"Grace hasta bir süredir.Anna şehirde bir şifacı tanıyor ve Grace'i ona götürmek istiyor.Senin izin vermeyeceğinden emin olduğu için benden izin istedi ben de sana sormasını söyledim.Yani gün içinde sana bunu soracak"

"Buna neden izin vermeyeyim ki? O kadar kötü biri değilim"

"Ama o böyle düşünmüyor işte.Sana sorduğunda izin verirsen belki düşünceleri biraz değişir"

"Çok daha iyisini yapacağım" dedi hızla Monroe'yu geride bırakıp kaleye girerken.

Mutfağa girip bir masa etrafında toplanmış kızlara yaklaştı.

"Grace nerede?" dedi ayağa kalkan Anna'ya bakarak.

"Odasında,biraz rahatsız"

"Öyle mi? Durumu nasıl? Bir şifacıya götürebiliriz? dedi harika bir oyunculukla.

"Ben de size bunu soracaktım,izin verirseniz hemen götürmek istiyorum.Zaten yolları da biliyorum akşama varmadan dönmüş oluruz" dedi hızlı bir açıklamaya girip.

"Ben götüreceğim sizi"
Kızlar şaşkınlıkla Percy'ye bakarken Anna itiraz cümlelerina başlamıştı bile.

"Gerçekten gerek yok Bay Percy,biz hallederiz"

"Ben götüreceğim dedim,hazırlanın" dedi sesinin tonunu istemsizce sertleştirerek.

Anna kızlara garip bir bakış atıp mutfaktan çıkan Percy'nin ardından Grace'in odasına ilerledi.

Kalenin IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin