12

25.5K 1.6K 334
                                    

İskoçya'nın esintili akşamında şehir meydanında dolaşarak etrafa bakınıyordu.
Kendisini tanımak için süre isteyen Anna'nın elinde bir bavulla çıkagelmesi o an için beklediği bir şey değildi.

Genç kız meydanda Brad'i görünce hızlı adımlarla ona ilerledi.

"Bana gelmişsin?" dedi Brad bavula bakıp gülümseyerek.

Anna mutluluktan çok tedirginlik hissediyordu.

Hızlı bir karar vererek çıkmıştı kaleden,bu konunun üzerine düşünme fırsatı bile bulamamıştı ama buradaydı işte.
Karşısındaki adamı daha ne kadar tanıyordu? Ona kolayca güvenebilir miydi?

Başıyla onayladı sadece.

"O halde bugün benim evimde kalırsın,yarın yola çıkar İngiltere'ye döneriz"

"Peki buradaki işlerin?"

"Hallettim sayılır" dedi Anna'nın elinden bavulu alırken.

Genç kız tedirgin bir şekilde onun arkasından ilerliyordu.

"Bu kadar gergin olma Anna.Şu yüzüme baksana,benden kime bir kötülük gelebilir!"

Anna zorlukla gülümseyebildi.
"Hem kendi isteğimle kaçtım hem de yok yere tedirginlik hissediyorum" diye söylendi sessizce.

"Anlayamadım ne dedin?"

"Kendi kendime konuşuyordum"

"Başka korkutucu huyların da var mı? Evlenmeden önce hepsini bana söylemelisin"

"Karanlık çöktüğünde sadece erkekleri öldüren bir katil oluyorum,bunun dışında sanırım yok" dedi Anna gerçekten gülerek.

Brad bir kahkahadan sonra "Ben de karanlık çöktüğünde kadınları öldüren bir katil olduğuma göre iyi anlaşacağız,birbirimize zarar vermek yok söz mü?"

"Söz" dedi Anna sanki tüm konuşulanlar gerçekmiş gibi.

Anna'nın son derece şirin bulduğu bir evin önünde durduklarında "Burası benim geçici evim,sen girebilirsin" dedi Brad elindeki bavulu yere bırakırken.

"Sen?"

"Kendini rahat hissetmeni istiyorum Anna,ileri sokaktaki misafirhanede olacağım.Yarın sabah erkenden gelirim" dediğinde Anna bu genç adamın kibarlığına hayran oldu.

Teşekkür edipp eve girdiğinde Brad de oradan uzaklaşıp misafirhaneye doğru ilerledi.

Genç kız evin içine girdiğinde önce etrafa bakınıp Brad'e ait bir şeyler bulmayı umdu ama kıyafetlerden başka hiçbir şey yoktu.

Gerçekten buraya sadece bir iş için gelmiş olduğu belliydi.Ev her an terk edilmeye hazır duruyordu.

Brad'in odasında uyumaktansa girişteki koltukta yatmayı uygun gördü ve usulca uzandı.

Gözlerini kapadığında içi hala huzursuzdu.

"Kız kardeşlerimi göreceğim,Rahibe Margarett'ı göreceğim neden huzursuzum?" diyordu kendi kendine sürekli.

Kate'le küs ayrılmamalıydı.

Monroe'ya veda etmeliydi.

"Yine döneceğim" dedi içinden.

Onları görmek için mutlaka dönecekti.

Gözlerini kapatırken aklına sadece İngiltere'de geçirdiği güzel yılları getirmeye çalıştı.


Kalenin IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin