Anna sabah gözlerini araladığında Percy'nin yatağında olduğunu fark etmesi uzun sürmedi.
Hızla doğrulup etrafa bakındığında genç adamı koltukta iki büklüm yatarken görünce gülümsemesine engel olamadı.
Percy göründüğünün aksine düşünceli bir adamdı.
Yatağın yanındaki ayakkabılarını eline alıp sessizce odadan çıkarken aklı gece yaptıkları sohbetteydi.
Percy'le konuşmak güzeldi,içinde ne varsa onu söylüyordu dışarı.
Tartışmaktan çekinmiyor,kavga bitmeyecek gibi göründüğünde sakinleşip olayı soğutabiliyordu.
Tabii bazen ikisinin de kendini durduramadığı zamanlar da olmuyor değildi.
Yine de her şeyden önce kindar biri değildi.Anna onun hala kendisine karşı hisleri olduğundan emindi ve Percy buna rağmen onun kaleden kaçmasını affetmiş gibi görünüyordu.
Mutfağa inip yine herkesten önce kalktığını görünce "Zaten aksi beklenemezdi" dedi söyleyenerek.
Amy ve Kate uykuya fazlasıyla düşkünlerdi.
Anna hazırlıklara başlarken Grace'in mutfağa girmesiyle beraber devam ettiler hazırlıklara.
"Gece yarısı yatağında yoktun, neredeydin?" dedi Grace sanki normal bir konuda konuşuyormuş gibi.
Percy'nin odasında olduğunu biliyordu elbette,kaledeki her şeyi görüp duyardı yaşlı kadın.Ondan sonra da bu her şeyi görüp duyma işine Monroe bakıyordu.
"Hiç,sadece etrafta dolanıyordum o ana denk gelmişsindir" dedi akıllıca bir yalan olduğunu düşünerek.
Grace başıyla onaylayıp gülümsedi.
Üsteleyip de genç kızı utandırmayacaktı.
"Kızlar çok fazla uyuyorlar değil mi Grace? Ah,kesinlikle buna bir çözüm bulmalısın.Hem onların sağlığı için de zararlı.Geldiklerinde onları güzelce azarla ki bir daha böyle geç saatlere kadar uyumasınlar" dedi Anna bir süre sessizlikten sonra.
Dolduruşa gelmeye zaten hazır olan Grace Anna'nın bir süre daha üsteleyerek kızları kötülemesini dinleyip Amy ve Kate'e iyice bilenirken Anna mutfaktaki sandalyeye oturup elma yiyerek Grace'in söylenişlerini dinliyordu.
Birkaç dakika sonra Amy ve Kate mutfağa girdiğinde Grace onların uykuculuğuyla ilgili uzun bir nutuk çekti.Amy bir ara Grace'in kendilerini döveceğini bile düşünmüştü.
Yaşlı kadın suratsız bir şekilde işleri onlara bırakıp askerlere yemek götürmeye giderken Amy gözlerini kısıp gülerek onları izleyen Anna'ya yaklaşarak genç kızın kolunu cimcikledi.
"Sen dolduruyorsun değil mi Grace'i?"
Bu öylesine bir soruydu.İki kız da bunların Anna'nın başının altından çıktığına emindi.
"Ben öyle bir şey yapar mıyım Amy?"
"Bak,yüzündeki sinsi ifadeyi görüyor musun Kate? Ben yaptım ama kanıtlayamazsın der gibi bakıyor" dedi Amy Kate'den bir destek umarak.
"Anna Grace'i dolduruşa getirmez Amy" dedi Kate genç kızın karşısına oturup elmalardan alırken.Tartışmalarda tarafı her zaman belliydi onun.
"Ah,çevresindeki herkesi kendi tarafına çekmiş" diyerek sinirle mutfağı terk ederken Kate bir kahkaha attı.
"Onu delirtmek mi istiyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalenin Işığı
Historical Fiction''16 yaşında bir kıza aşık olamam,üstelik bir İngiliz" dedi genç adam sinirle etrafta dolanırken. ''Bu zamana kadar çektirdiklerinin cezası belki de bu'' dedi Monroe dalgaya vurarak. ''Ya bir akıl ver ya da odayı terk et" ''Zaten Glasgow'a gideceksi...
