Multimedia: Kurul Üyeleri
Kahverengi uzun saçlarımı yanımdan örerek bırakmıştım. Bedenimi daha önceden biliyorlarmış gibi giysi dolabına hep S beden kıyafet koymuşlardı. Burada hava sıcak olduğu için kot bir şortun üzerine siyah bol bir askılı geçirip dışarı çıktım. Güneş tenime değer değmez kendimi capcanlı hissettim. Emre'nin dediği gibi; evimdeydim.
Yavaş adımlarla etrafa bakarak açık alana doğru gittim. Kimsenin olmaması can sıkıcıydı. Toprağın denizde biten kısmına yaklaştım. Hayatımda hiç denize girmemiştim. Türkiye'de iç anadolu bölgesinde yaşıyordum. Havuza bile sayılı kez girmiştim. Çocuk havuzuna tabii ki. Orası boyumu geçmiyordu. Ayağımdaki sandaletleri çıkardım.
İçimdeki güç beni denize doğru itiyordu. Yüzme bilmiyordum ama suya güveniyordum. Yavaşça ayaklarımı suya soktum. Vücudum anında suya kendini alıştırmaya başlamıştı. Şortumun bittiği yerden az aşağısına kadar denize girmiştim. Tenime değen su pürüzleşip dalgalandı. Ani bir korku içimi kaplarken dışarı çıktım. Neden korktum bilmiyordum. Sandaletleri ayağıma geçirip dünkü evlerin olduğu yere doğru yürümeye başladığımda bir adamın beni izliyor olduğunu gördüm. İlk bakışta Dento'ya benzettim. Biraz daha yaklaşınca onun Dento olmadığını gördüm. Ama ona çok benziyordu. Adam yaslandığı ağaçtan doğrulup yanıma doğru yavaş adımlarla gelmeye başladı. Dento gibi uzun boylu ve yapılıydı. Saçları ve sakalları da tıpkı Dento'nunkiler gibi uzundu. Sakallarının ve bıyıklarının rengi kumralla karışık kahve tonuydu. Saçlarının rengi ise kumraldı. Dento'dan daha genç duruyordu. Küçük gözlerini kısarak tam karşımda durdu.
"Doğanın kızı." Bunu yavaşça ve sakince söylemişti. "Dört elementide kullanabiliyorsun ama yüzme bilmiyorsun." Kınayan ses tonuna sinir olmuştum. "Neden sinirleniyorsun?" Adamın çok gıcık tipi ve ses tonu vardı. "Demek gıcık olduğumu düşünüyorsun." Şaşkınlıkla gözlerim açılırken dudaklarımda aralandı. Yükse sesle mi söylemiştim? "Hayır, benim özelliğim bu. Düşüncelerini okuyabiliyorum." Hala salak gibi ona bakıyordum. "Ben Jeminu. Kurul üyesiyim." Adam alay eder gibi güldü.
"Merhaba." dedim pürüzlü sesimle.
"Herkes senden Feli Neytç diye bahsettiği için adını bilmiyorum." Ukalaca çıkan ses tonuna aldırmamaya çalıştım.
"İsmim Belinay." dedim sakince.
"Belinay." Adamın hareketleri o kadar yavaştı ki sinir olmamı durduramıyordum. "Güzel isim. Biliyor musun Belinay? Her şeye çok çabuk sinir oluyorsun."
"Biliyorum." dedim çenemi dikleştirerek. Resmen kurul üyelerinden birine dik başlılık ediyordum. Jeminu alayla gülerek beni süzdü.
"Benimle gel. Kardeşlerimle seni tanıştırayım." Başımla onayladım. Beraber yolda yürürken kaç yaşında olabileceğini düşündüm.
"Çok mu merak ediyorsun?" diye sordu ukalaca. Düşünce okuyabildiğini unutmuştum. İstifimi bozmadan meraklı gözlerle ona baktım.
"205." Ağzım ve gözlerim yırtılacakmış gibi açılırken direkt olarak ona bakıyordum. "Göstermiyorum değil mi?" Bana bakarak can alıcı bir gülümseme yolladı. "Gücümü kullandıkça gençleşiyorum ama sadece beşyüzüme kadar yaşayabilirim. Sen ufaklık, benim iki katım yaşayacaksın. Sana imreniyorum."
"Peki diğerleri? Onlarda mı beşyüz yıl yaşayacak?" Diğerleri derken aslında Emre'yi merak etmiştim.
"Hayır. Onlar sıradan." Durup bana döndü. "Sen ve benim gibiler, biz özeliz." Yavaşça yutkundum.
"Senin...tam olarak gücün ne? Yani sadece düşünce okumuyorsundur değil mi?"
"Ne o? Beğenemedin mi? Kendi gücün yanında beni değersiz mi görüyorsun yoksa?" Gözlerim fal taşı gibi açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMEN (Tamamlandı)
FantasyHİKAYE İÇİN YAPILAN YORUMLAR "Okuduğum en güzel fantastik hikayelerden birisi. Elementleri farklı bir olayla birleştirmen örneğin; doğanın kızı çok hoş olmuş. Hikayeye karşı içimi bi' heyecan kapladı, çok başarılısın." "Watpatte okuduğum şüphesiz k...