Evet, geri dönmüştüm!
Daha güçlü ve sorunsuz bir şekilde... Hayatımdaki pürüzlerin birkaçı da yok olmuştu üstelik! Örneğin, Felona'nın çocuklarının üzerindeki büyü kalkmıştı ve artık Bludrin'in varlığını saklamak için yalan söylememe gerek yoktu.
Voldan'ı, arafa gönderdikten sonra savaş tamamen bitmişti. Kazilo, halkı ışınlayarak Vicktania'a göndermişti. Dramen harabeye dönmüştü ve insanlar da yorgundu. Fakat beni gördüklerinde tüm yorgunluklarını unutmuş gibiydiler. Savaşın olduğu yerde hep beraber ayakta duruyorduk. Herkesin gözü Bludrin'deydi. Bende ona baktım ve birbirimize gülümsedik. Ona koşup kocaman bedenine kıyasla küçücük kollarımı sardım.
"Nasılsın dostum?" Kalabalıktan uğultular yükseldi. Bludrin'e bağlı olduğumu kimse tam olarak bilmiyordu. Herkes onun Dramen'i korumak için burada olduğunu düşünüyordu.
"Sen geldin daha iyi oldum." Bludrin'in cevabına gülemeden donup kaldım. Geri çekilip şaşkınlıkla yüzüne baktım.
"S-sen! Dışından konuşuyorsun!" Bludrin kahkaha atınca büyülenmemek elde değildi.
"Beynine konuşmamın nedeni saklanıyor olmamdı. Dışarıdan konuşursam etrafımdaki herkes beni işitirdi. Artık buna gerek kalmadı." Özlediğim o buz mavisi gözlerini kalabalıkta gezdirip tekrar bende durdurdu. Bakışları insanın içini ısıtacak cinsten sıcacıktı. "Konuşmamız gereken önemli konular var Belinay." Kaşlarımı çatıp sorarcasına baktım.
"Hasret giderelim diye diyorum." Dişlerimi göstererek gülümsedim. Ölmeden önce ki son zamanlarımda Bludrin'le gayet iyi anlaşabiliyorduk tabii ama bu bambaşka bir şeydi. Bakışları ve sözleri değişmişti bana karşı. Ha bir de küçük kadehi içirdikten sonra söyledikleri vardı ki o zaten ayrı bir şeydi!
"Belinay gerçekten konuşmalıyız. Önemli..." Kafamın içinde duyduğum sesiyle yutkundum. "Kimseyi endişelendirmek istemiyorum." diye ekleyince de hem rahatlayıp hem gerildim. Başımla hafifçe onayladım.
"Biraz dinlendikten sonra hasret gidersek olur mu Bludrin?" Başıyla onayladı. Bakışlarımı diğerlerine çevirdiğimde herkesin vücudumu incelediğini farkettim. Başımı eğip elementlerin mahrem yerlerimi kapatmak için oluşturduğu elbiseme baktım. Sonra gözlerim açıkta kalan bedenimdeki dövmeleri yerlere kaydı. Gözlerimi şaşkınlıkla irileştirerek kollarımı önüme uzatıp dövmelerimi inceledim.
"Aman tanrım..." diye mırıldandım hayranlıkla. Çok güzellerdi. Gözlerimi vücudumdan ayırıp hala şokta olan arkadaşlarıma baktım. Tek kaşımı kaldırıp başımı hafifçe yana eğdim. "Artık kendinize gelir misiniz? Ben bile dirildiğime bu kadar şaşırmadım." Bir an da kafamda şimşekler çaktı. "Aman tanrım! Ben dirildim! Geri döndüm! Aman tanrım!" Heyecanla gülümseyip yanımda duran Raen'e sarıldım.
Bir anda kalabalıktan neşeli çığlık sesleri yükseldi.
Geri döndüğüme çok memnundum...
***
Ne kadar uyudum bilmiyorum. Duş aldıktan sonra Raen'le beraber uyumuştuk. Yavaşça doğrulup yanı başımda uzanan ve huzuruyla uykusunu süsleyen sevgilime bakıp gülümsedim. Avucumu yanağına yaslayıp onu izlemeye devam ettim. Bir süre sonra Raen, gözlerini kırpıştırarak açtı. Elini yanağındaki elime yaslayıp dudaklarına götürdü ve uzun uzun koklayıp öptü.
"Bir daha bu anı yaşayamayacağımdan o kadar korkmuştum ki..." Çatallı çıkan sesi hüzünlenmeme sebep oldu.
"Özür dilerim Raen..." Raen kaşlarını çatıp başını hafifçe yana eğdi.
"Ne için?" Yutkunup gözlerimi ondan kaçırdım.
"Öylesine. Bludrin'in yanına gitmem gerek." deyip ayağı kalktım. Raen'de yatağından fırlayıp yere fırlattığı tişörtünü üzerine geçirdi. Ona sorarcasına baktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMEN (Tamamlandı)
FantasyHİKAYE İÇİN YAPILAN YORUMLAR "Okuduğum en güzel fantastik hikayelerden birisi. Elementleri farklı bir olayla birleştirmen örneğin; doğanın kızı çok hoş olmuş. Hikayeye karşı içimi bi' heyecan kapladı, çok başarılısın." "Watpatte okuduğum şüphesiz k...