2.BÖLÜM

73.5K 4K 1.4K
                                    

Multimedia: Emre (Segi)

Okula geldiğimde tüm gözler sanki benim üzerimdeymiş gibi hissediyordum. Halbuki kimsenin beni taktığı yoktu. Başımı yerden hiç kaldırmadan sınıfa kadar yürüdüm.

"Berna uyanmış!" Yanıma gelen Sema'ya baktım. Yutkundum ve ona umutla baktım.

"Gerçekten mi?" diye sordum duygu yoğunluğundan dolayı boğuklaşan sesimle. Gülümseyerek başını salladığında rahatladığıma dair titrek bir nefes verdim dışarı. "Hastanede değil mi?"

"Evet. Dersten sonra gidip onu görmelisin."

"Tabii ki gideceğim." Aslında hemen gidip onu görmek, sıkı sıkı sarılıp doyasıya ağlamak istiyordum. Heyecanla dersin başlayıp bitmesini diledim.

Ben Berna'nın yanına gitmek için dakikaları sayarken telefonum çaldı. Bilmediğim numara ekranda bana bakarken kaşlarım çatıldı. Tedirgince telefonu açtım.

"Efendim?"

"Belinay?" Karşıdan gelen ses Berna'ya aitti. Hemen gözlerim dolarken rahat konuşabilmek için dışarı çıktım.

"Berna! Aman tanrım! Bugün yanına geleceğim. Hatta şimdi-"

"Hayır." Berna'nın soğuk ses tonu içimi ürpertmişti. "Dün gece olanları anlat bana." Sesi o kadar soğuktu ki bir an üşüdüğümü hissettim. Boğazıma bir yumru oturmuştu. Dün gece olanları biri ona anlatmış olmalıydı. Ne diyecektim ben şimdi ona? "Belinay!" diye bağırınca istemsiz olarak olduğum yerde sıçradım.

"Berna, be-ben..." Ne diyecektim?

"Ömer'i gördüm. Olduğum hastaneye kaldırdılar. Her yeri kan içindeydi ve şoka girmişti. Senin adını sayıklayıp duruyordu. Şimdi Özgün yanımda. Bana anlattı ama o da normal değil. Sen... Sen nesin Belinay?" Dolan gözlerimden yaşlar boşalmaya başlamıştı. 'Sen nesin' derken üstüne bastıra bastıra söylemişti.

"Berna ben... Bilmiyorum." dedim dürüstçe. "Senin o hale gelmen Ömer yüzündendi. O kadar sinirlendim ki onu...onu öldürmek istedim." Son cümleyi derin bir nefes vererek söylemiştim.

"Öldürmek mi? Öldürmek mi!" diye bağırdı. Bir an sessizlik oldu. Doktorların bağırmaması gerektiğini söylediklerini duydum. "Sen nasıl buna cüret edersin! Sen kimsin ki? Sen nesin!" Gözyaşlarım sicim gibi yanaklarımdan süzülürken hıçkırıklarımı zor tutuyordum. "Ben sana ne olduğunu söyleyim. Sen bir canavarsın! Güzelliğinin arkasına saklanmış bir canavarsın! Sakın bir daha beni arama, sorma, görme! Senden iğreniyorum, senden nefret ediyorum!" Telefonu kapatmadan önce Berna'nın ağzından bir hıçkırığın kaçmış olduğunu duydum. Ben ise telefon kulağımda öylece kala kalmıştım. Onun için endişelendiğimden yapmıştım ne yaptıysam. İleri kaçmış olabilirdim ama bunları yaparken aklımda sadece o vardı. Nasıl olurda onu sevmeyen Ömer'i seçip, kardeşi gibi gördüğünü söylediği beni bir kenara atmıştı? Ani sinir, öfke, hayal kırıklığı ve üzüntü tüm bedenimi sararken titriyordum. Bunun ardından hiç de iyi bir şey geleceğini düşünmüyordum. Hemen tuvalete koşup kapıyı kapattım. Kapıya baktım ve dışardan havayı kullanarak baskı yapmasını sağladım. Şimdi gücümü dışa vurabilirdim sanırım. Ağlamam şiddetlendi. Musluklar sonuna kadar açıldı. Arkamdaki küçük camdan temiz hava içeri hücum etti. Bacaklarım artık dayanamıyordu. Dizlerim yere değdiğinde tüm fayanslar aynı anda çatladı. İçimdeki sıcak his belirginleşti. Ateş ona emir vermemi bekler gibi içimde bekledi. Sanki haykırsam ağzımdan alev çıkacakmış gibi hissediyordum.

Korkuyordum.

İçimdeki bu güç beni içine çekerken korkuyordum. Yalnızlığım beni içeri davet ederken gücüm dışarı çıkmak için debeleniyordu. Kollarımla bedenimi sardım. Altımdaki toprak iyice şiddetlendi ve okul sarsıldı. Dışarıdan gelen çığlıkları duyabiliyordum.

DRAMEN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin