Dün Raen ile oturduğum kumsalda otururken güneş ışıklarının denizin üzerinde sim gibi parlayıp dans etmesini izliyordum. Sabah heyecanla erkenden kalktığım gibi hazırlanıp buraya gelmiştim. Kararlaştırdığımız vakitten daha erken gelmiştim ve heyecanım hala yerinde olduğu için sıkılmıyordum.
Elbisemi çıkarıp pembe bikinilerimle denize girdim. Tabii ki ayak bileklerime kadar! Kendi çapımda suyla oynuyordum. Kendi etrafımda dönüp ellerimi yukarı kaldırdığımda su da ellerimin hareketine uyuyordu ve suyun hareketi güzel görünüyordu.
Tam o sırada bir hıçkırık sesi duymuştum. Ellerimi indirip Raen'e gülümseyerek el salladım.
"Erken gelmişsin." diye karşılık vermeden önce bir elini yumruk yapıp ağzına götürdüğünde hafifçe öksürmüştü.
"Evde yapacak birşey yoktu." derken Raen üzerindeki tişörtü çıkarıp şortuyla kalmıştı. Yanıma gelirken istemsizce vücudunu süzmek kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Göz kamaştıran dolgun kaslar, yani Raen yanıma geldiğinde gözlerine baktım.
"Çok bakmamaya çalış. Nazar değdireceksin." Yüzündeki alaylı gülümseme yutkunup utanmama sebep olurken ona arkamı döndüm.
"Hadi başlayalım." dedim ve kalçama gelen yere kadar yürüdüm. Raen'de arkamdan gelip ben durunca yürümeye devam etmişti.
"Ne bekliyorsun?" diye sorduğunda korkuyla ona baktım. Gözlerini devirip elimi tutup beni çekiştirince gözlerim ellerimize kaydı. Şu an boğularak ölsem bile umrumda değildi. Raen durduğunda bende durdum. Hala ellerimize bakarken biraz daha Raen'e yaklaşmamla ellerimiz suya düşmüştü. O an farkettim ki köprücük kemiklerime gelene kadar yürümüştüm. Küçük bir çığlık atıp Raen'in sırtına atladım.
"Ne yapıyorsun?"
"Ç-çok de-derin!" diye bağırıp koala gibi Raen'e sarılmıştım.
"Tanrım! Korkaklık yapma da in üstümden."
"Olmaz." dedim korkudan dudaklarım titriyordu. Raen boynuna doladığım kollarımı çözmeye çalışırken ben yanağımı sıkıca kulağına yaslıyordum. Kollarımı kımıldatamayınca bacaklarımı tutup ayırmaya çalıştı.
"Küçücüksün ama hayvan gibi gücün var doğanın kızı!"
"Çıkalım buradan, çıkalım!"
"Olmaz!" dediği gibi denize dalmıştı. Hemen kollarımı ve bacaklarımı çözüp suyun yüzeyine çıktım. Sanırım bunu yaperken Raen'in kafasına tekme atmıştım. Benden sonra Raen'de çıkıp kızgın bir şekilde bana baktı.
"Özür dilerim Raen, çok korkuyorum. Yapamayacağım." deyip umutsuzca kumsal yönünde bir adım attığımda Raen belime sarılıp beni derinlere doğru sürüklemeye başladı.
"Hayır, hayır, hayır, hayır, olmaz, hayır..." diye hızlıca tekrar etmeme rağmen Raen hala beni sürüklüyordu. En sonunda durduğunda yanağını arkamdan kulağıma yasladı. Bu hareketi beni heyecanlandırmıştı. Kalbim de aynı temposunda atıyordu.
"Hazır mısın?" diye sorduğunda yüzümü ona çevirmemle burunlarımız çarptı. Gözlerim dudaklarına kayarken dünkü baskıyı hatırladım. Hani dudaklarımda olan baskı... Hani onun dudaklarının dudaklarımın üzerindeki baskısı...
"Neye?" diye fısıldar gibi sorduğumda bile gözlerimi dudaklarından alamıyordum. Belimde ki eller bir anda beni bırakınca çığlık atmaya bile vakit bulamayarak denizin içini boylamıştım. Benim ayaklarım yere bile değmezken su Raen'in boynuna geliyordu. Çırpanarak yukarı çıkmaya çalışırken başımı geriye atıp sadece yüzümü dışarı çıkarabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMEN (Tamamlandı)
FantasyHİKAYE İÇİN YAPILAN YORUMLAR "Okuduğum en güzel fantastik hikayelerden birisi. Elementleri farklı bir olayla birleştirmen örneğin; doğanın kızı çok hoş olmuş. Hikayeye karşı içimi bi' heyecan kapladı, çok başarılısın." "Watpatte okuduğum şüphesiz k...