Bütün kurul üyeleri bana bakarken kendimi biraz rahatsız hissetmiştim. Niye beni bekliyorlarmış ki?"Felona'nın çocukları yarın döneceklermiş." dedi Frizo.
"Fakat senin burada olman onları son derece rahatsız edecek." diye devam etti Jeminu.
"Ülkemizin barış ve düzenini bozmamak uğruna da seni ya da onları dışlayamayız." Kazilo Dento'ya baktı.
"Bu yüzden senin daha fazla sabırlı olmanı istiyoruz." Demek istediklerini anlamıştım. Eğer sinirime dokunacak şeyler yaparlarsa ki kesin yapacaklar, benim güçlerimi kullanmamam için daha sabırlı olmamı istiyorlardı. Aksi halde istemeden birinin ölümüne sebep olabilirdim. Bu düşünceyle irkildim.
"Doğru." dedi Jeminu. "Çok zekisin Belinay." Yavaşça gülümsedi.
"Peki bunun için ne yapmalıyım?"
"Arkamızdaki tepenin ardındaki yamaçta bir gölün olduğu açık bir alan var. Gün boyu orada kalıp çalışmanı istiyoruz. Sadece yatmak için aşağı inmelisin." Boaro'ya gözlerimi pörtleterek baktım.
"Ama orası Belinay için tehlikeli olabilir Boaro." diye atıldı Emre.
"Hergün onu kontrol etmek için birimiz gideceğiz Segi, bunun bizde farkındayız."
"Ama burada kalması daha tehlikeli olabilir. Felona'nın çocukları ona ciddi anlamda zarar verebilirler." Jeminu'nun sözlerine Dento devam etmişti. Bütün yüzler bana döndü. Onaylar anlamda başımı salladım.
"Onları gördüğünde uzaklaş Belinay." Jeminu'ya diktim gözlerimi. Ben doğanın kızıydım, bana nasıl zarar verebilirlerdi ki? Onların benden korkması gerekmez miydi? "Doğanın kızlarının çocukları, element soylu olarak doğarlar. Bu dört çocukta birer element kullanabiliyorlar. Doğanın kızından meydana geldikleri için güç emebilirler." Jeminu'nun söylediği şeyle afallamıştım. Güç emmek mi? Bu benim sonum olabilirdi. "Evet, bu senin sonun olabilir, Feli Neytç." Derin bir nefes alarak gözlerimi yumdum. Düşünmeye ihtiyacım yoktu. Düşünecek birşey yoktu çünkü. Onlar bana düşmandı ve ben onların gözüne gözükmemeliydim.
"Toplantı bitmiştir arkadaşlar. Lütfen eğlencenize bakın."
Herkesten önce ilk ayaklanan ben olmuştum. Karanlıkta yürüyerek deniz kenarına vardım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Eskiden kendimi evimde zannediyorken buraya geldiğimde yanıldığımı, burasının benim gerçekten evim olduğunu düşünmüştüm. Ama iki tarafta da benim için huzur yoktu. Huzurun olmadığı bir yere kim, nasıl 'benim evim' diyebilirdi ki? Kendimi fazlalık gibi hissediyordum.
"Yanlış düşünüyorsun?" Jeminu'nun sesini duyduğumda gözlerimi devirdim. Ona bakmıyor, ayın denize düşen parlaklığıyla dalgalarla dansını seyrediyordum.
"Düşüncelerimi kapatmanın bir yolu yok mu?"
"Var." dedi yanıma otururken. Derin bir iç çekince ona baktım. "Bende bir yara açman gerek." Kaşlarımı kaldırıp ona baktım.
"Sende yara açan birileri var mı?" diye sorunca gözlerini benden alıp denize dikti.
"Var. Savaş sırasında Vicktania'nın ölümsüz reisi Voldans son savaşta beni yaraladı. Artık aklıyla oynayamıyor, düşüncelerini de okuyamıyorum."
"Bu çok şey kaybettirmiş olmalı."
"Öyle." Yine bir iç çektikten sonra bana baktı. "Kendini fazlalık gibi hissetmemelisin. Seni korumaya çalışıyoruz. Onlar gücünü emerlerse ne olur biliyor musun?"
"Tahmin edebiliyorum. Beni korumaya çalıştığınızı da görebiliyorum. Böyle düşündüğüm için özür dilerim." Jeminu bir süre öylece bana bakınca utanıp yüzümü denize çevirdim. "Seni dışlamıyoruz. Hergün senin yanına geleceğiz. İstersen istediğinin yanında da kalabilirsin." Gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMEN (Tamamlandı)
FantasyHİKAYE İÇİN YAPILAN YORUMLAR "Okuduğum en güzel fantastik hikayelerden birisi. Elementleri farklı bir olayla birleştirmen örneğin; doğanın kızı çok hoş olmuş. Hikayeye karşı içimi bi' heyecan kapladı, çok başarılısın." "Watpatte okuduğum şüphesiz k...