- 9 -

1.6K 74 25
                                    

Olanları hiç ara vemeden anlatmıştım. Hepsini anlatmayı bitirince, nefes almaya başladım. Bir yandan da David'ın yüz ifadesini inceliyordum. Bir sey söylemiyordu.

Başımıza ne geldiyse hepsi timothy'le ilgiliydi. Onu ilk aldıgımızda mezarda bulunmustu. Orda ne işi vardı ki, hem ufak bir cocuk oraya nasıl gidebilirdi ki ?  

Timothy- sahte isim- gercek adı yoktu. Müdür kimliğini bulamadıklarını söylemisti. Kimdi, neydi, neden onca cocuk varken onu almıstık?

Derste kendi kendine konusması, yastıgın altındaki kağıtta yazan çirkin yazı, bana anlattıkları, ailesi, david'ın anlattıgı kız, camda yazan 'timothy' yazısı, bunların hepsi ne anlama geliyordu.

Kimdi bu cocuk, ne sorunları vardı ? Biraz daha işler karışırsa kesinlikle onla konusacaktım.

David gecen 5 dakikanın ardından sonunda ağzını açıp konusmaya baslamıstı.

" Tüm bunlar ne anlama geliyor? Ne yapacagız ? onunla konusmalıyız" dedi.

Timothy'i o da sevmisti. Ama ortada sacma bir oyun vardı. Ya kandırılıyorduk, biri bize oyun oynuyordu. Ya da bu işin icinde bir sır vardı. En mantıklı ihtimalle de yasadıgı olaylardan dolayı sacmalıyordu. O kagıdı o yazmıs olabilir. Okunmaması icin çirkin yazmıstır. Belki cama da o yazmıstır adını. Zaten baska kim yazabilir ki .

David bana bakıyordu. Bir sey söylememi bekliyordu.

"Daha sırası degil. Onun psikolojisi bozuk olabilir. Bosuna panik yapmaya gerek yok.Bize oyun oynuyordur belki. Önce bu olayı arastırmalıyız. İlk önce timothy'nin kim oldugunu bulmalıyız. "

David biraz düsündü. Yüz ifadelerini incelemeyi seviyordum.

"Haklısın, o zaman simdi yatalım yarın timothy okuldayken düsünürüz bunları" yerinden kalktı ve beni de elimden tutup kaldırdı.

Onun sıcaklıgı bana olumlu düsünmemi sağlıyordu. Yarın dedektif olacaktık. Kendi cocugumuzu araştıracaktık. Kim oldugunu, nerden geldigini, ailesine ne oldugunu.  

Simdi uykunun tadını çıkarmalıydım.

...

Saatin alarm sesi yerine David'ın öpücügüyle uyandım. Daha on dakika vardı alarmın çalmasına. David'ta ilk defa alarmdan önce kalkıyordu.

"Erkencisin"

"Evet canım, oyuna başlıyoruz. Hadi sende kalk uykucu. Daha cok işimiz var "

"Tamam tamam, kalktım"

"Kahvaltıyı hazırladım. Timothyle masaya geciyoruz. Sende üstündeki geceliklerini çıkar "

"Bugün iş günün unutma !"

"Hayır canım, izinliyim hadi cok konusma giyinmeye basla" hafif bir tebessümden sonra lovobaya ilerledim. David rolüne baya kaptırmıştı kendini. Yüzümü yıkadıktan sonra lovobadan çıktım. Gömlek ve pantalon giydikten sonra topuz yapıp salona gectim.

İkisi coktan kahvaltılarını bitirmisti beni bekliyordu. Önümdekileri aceleyle ağzıma tıkmaya basladım.  

Tabağımı bitirmeden kalktım. Cünku ikisininde bakışları üzerimdeyken dogru düzgün yemek yiyemiyordum. Arabaya bindik. Yol boyunca hic konusmamıştık. Timothy'i sınıfına bıraktıktan sonra arabada beni bekleyen david'a dogru ilerledim.

"Hazır mısın hayatım" dedi. Kafamı salladıktan sonra arabayı çalıştırdı.

"Evet, ilk olarak nereye gidiyoruz." dedim.

"Yetimhanedeki müdürle konusmaya gidiyoruz. İlk olarak bulundugu mezarın yerini ögrenip araştırmalıyız." dedi.  

Mezar deyince istemsizce yüzümü burusturdum. Mezarlardan nefret ederdim. Fareler, böcekler..

Yetimhanenin önüne geldigimizde, arabadan indik. Müdürün odasına çıktıktan sonra kapıya tıklattık. 'Girin' sesini duyunca iceri girdik.

Bizim tanıstıgımız müdür yoktu. Yeni biri gelmisti. Genç bir müdürdü.  

David düsüncelerimi okuyarak

"Daha önce burdan bir cocuk evlat edinmistik. Ama baska bir müdür vardı. Siz kimsiniz? " dedi.  

Genc adam eliyle alnını kaşıyıp

"Merhaba, ben yeni müdürüm. Buraya 1 hafta önce geldim. Sanırım şu deliler hastanesine yatırılan önceki müdürü soruyorsunuz" dedi.  

Deliler hastanesi mi? Müdürü son gördügümüzde gayet normaldi. Hiç bir sorunu yok gibiydi.  

Tam nedenini soracakken iceri bir adamla bir kadın girdi.

Genc Müdür bize yandaki koltukları gösterip biraz beklememizi söyledi. Eş olduklarını tahmin etmistim. Cocuk evlat edinmek icin gelmislerdi.

"Onay beklememiz gerekiyor. Bu 1 hafta veya 1 aya kadar uzayabilir. " dedi müdür.

Aklım almıyordu. Duyduklarımı sindirmeye çalısıyordum.  

Genc müdüre  

''Ani bir isimiz çıktı. Sonra uğrarız." deikten sonra David'ı yetimhanenin bahcesine kadar kolundan çekiştirdim.

"Julie, tamam yavasla. Niye aniden çıktık? hani mezarı soracaktık"

"Evlat edinmek icin gittigimiz ilk günü hatırlıyor musun? "

"Evet, ne oldu? "

"Az önce gelen aileye müdürün dediklerini duydun mu ?"

"Evet, defteri uzattı"

"Hayır ondan önce."

"Julie, düzgünce anlat şunu. "

"Müdür onlara 1 aya kadar uzayabilecegini söyledi. Ama önceki müdür bize hemen verdi. Hic bir bilgi de vermedi. Acele etmisti. Burası Amerika. Burda hic bir yetimhanede 1 gunluk arastırmayla cocuk verilmez. "

David'ın agzı şaşkınlıktan açık kalmıstı.

"Bunu nasıl düsünemedik. Belki de bizi hic arastırmadılar. Hemen gitmeliyiz"

"David nereye? "

"Deliler hastanesine."

(Eveet, bazıları yetimhaneden cocugu 1 gunde vermez diyorlardı. Simdi neden öyle yazdığımı umarım anlamışsınızdır :) (Emeğe saygı açısından vote verip yorum yaparsanız sevinirim :D )

EVLATLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin