İLK ÖNCE BİR NOKTAYA DEĞİNMEK İSTİYORUM.BUNUN HAKKINDA ÇOK ELEŞTİRİ ALIYORUM. JULİE'NIN RESİMLERİ HER MULTİMEDİA'DA DEĞİŞMİYOR. HEPSİ AYNI KİŞİYE AİT.
(5000 olmuşuuzz hepinizi ayrı ayrı öpüyorum :* Tekrardan teşekkürler :) Bölümleri hızlı yayınlamaya çalışacağım. Çünkü biliyorsunuz haftaya okul başlıyor :( Bazıları bir kaç tahmin yaptı. Hepsi güzel tahminlerdi ve gerçekten bazıları güldürdü :D Tahminler şöyle: ''Bence timothy, David'ı canlandıracak. Sonra Julie olanları anlatınca inkar edecek'' , '' Bence timothy yaptı'' , '' Bence rüya'' , '' Timothy kılık değiştirmiş olabilir'' , '' Julie akıl hastanesine götürülecek, Melborn'un yanına yatırılacak'' vs.
Gerçekten tahminleriniz için teşekkür ederim. Şimdi hanginizin tahmini tutmuş bakalım :) İyi okumalar :D )
''Katil değilim ben, değilim, değilim, hayır, David ölme, ben yapmadım, hayır'' birinin beni sarsmasıyla o dünyadan ayrıldım. Gözlerimi açtığımda kabus gördüğümü anladım. İçimden derin bir oh çekip David'a sarıldım. Gördüğüm kabusun şokuyla hıçkırıklarla ağlamaya başladım. David sakinleşmem için bekliyordu. Biraz daha ona sarılı kaldıktan sonra beni kendinden çekti. Başımı eğiyordum. Yüzüne bakmaktan korkuyordum. Ya kabus değilse, gerçekse ? Yüzündeki aynı beyazlığı görmekten korkuyordum. Son bir kez kendimi hazırlayıp, yüzüne baktım. Yüzünde beyazlık yoktu ve o yaşıyordu. Kabusta onu öldürmüştüm. Hayır, tam olarak öyle değil o kaçık öldürmüştü sonra beni suçlamıştı. Tanrım ne saçmalıyordum ben ? Önemli olan rüya olmasıydı. Yoksa onu kaybetmeyi göze alamazdım.
David yerinden kalkınca
''Nereye?'' dedim. Hala gördüğüm şeyin etkisindeydim. Ona bir şey olmasını istemiyordum. Bana şüpheli bakışlar attıktan sonra
''Sana su getireceğim canım'' dedi. Onu onaylar gibi başımı salladıktan sonra odadan çıktı. Yastığı elime alıp, başımı yastığa gömdüm. Olanları düşünmeye başladım. Aman tanrım timothy? Ona bir şey olmuş mudur ? Yataktan hızlıca kalkıp merdivenlere yöneldim. Kapıyı yavaşça açıp içeri girdim. Yaşadığını görünce kendimi bunun sadece kabus olduğuna inandırıp odadan çıktım. Yatak odasına geldiğimde David çoktan yatağa girmişti. Yanına yattım. Bana 'nerdeydin' bakışı atınca
''Timothy'e üstü açılmış mı diye baktım. Benim suyum nerde?'' dedim şirin gözükmeye çalışarak.
''Al canım burda'' dedikten sonra elindeki suyu bana uzattı. Suyu bir dikişte içtim. Bana bakıp
''Ne gördün rüyanda, anlatmak istersen dinlerim bebeğim '' dedi.
''Sadece bir kabustu canım. Geçti, gitti'' dedim. Yanağına uzanıp öptüm. 'İyi geceler' dedikten sonra yerime yattım. O da şaşkınlığını attıktan sonra yatağa girince gözlerimi sımsıkı kapadım. Bugün kabus görmek istemiyordum.
...
Sabah kalktığımda üstüme hırka geçirip odadan çıktım. David her zamanki gibi televizyon izliyordu. Farklı olan tek şey, yanında timothy'de vardı.
''İkinize de günaydın'' dedim. İkisi de bana döndükten sonra
''Günaydın'' dedi David. Timothy bana bakarak
''Karnımız aç Julie'' dedi. Gülümseyerek
''Tamam 10 dakikaya hazır olur'' dedikten sonra mutfağa geçtim. Buzdolabından kahvaltılıkları çıkardıktan sonra asılı ekmek poşetini de masaya koyup onları çağırdım. Kahvaltımızı ederken
''Parker halam bugün bize geliyormuş. Pikniğe gidecekmişiz'' dedi David. Parker halayı hiç unutmamıştım. David'ı büyüten oydu. Beni de çok severdi. Her zaman destekler, yardımcı olurdu.
''Bu süper, çabuk bitirin önünüzdekileri. Ben her şeyi hazırlarım. Sizde bitirince üstünüzü değiştirin. David tabakları makineye koyarsın''
''Ah tanrım, Julie bu senin işin''
''İşim var dedim David. Parker halaya şikayet ederim seni ''
''Tamam tamam. Tabaklar bende''
''Timothy üstünü değiştir, fazla vaktimiz yok. Hem belki Dulcie'de gelebilir''
''Onlar kim?''
''Parker hala David'ın halası. Dulcie ise senin gibi evlatlık alındı. Muhtemelen senin yaşlarındadır ve çok tatlı. İyi arkadaş olacağınıza eminim.''
''Arkadaş istemediğimi kaç kere söylemem gerekiyor. Ben üstümü değiştirmeye gidiyorum. '' dedikten sonra timothy yerinde kalkıp odasına çıkmaya başladı. Ah bu çocuk. Arkadaş olmanın kötü bir tarafı yoktu ki. Yeni kişilerle tanışmalıydı. O yüzden bu piknik onun için iyi oldu. Mutfaktan çıkıp eşyaları hazırlamak için çanta getirdim.
Yarım saat sonra..
David'la ikimiz oturma odasında oturup onların gelmelerini bekliyorduk. Kapı çalınca kapıyı açmak için yerimden kalktım. Tahminlerim doğru çıkmıştı. Parker hala, Josh amca ve Dulcie. Üçü de buradaydı.
''Julie, güzelliğini kaybetmemişsin.'' deyip bana sarıldı. Ona beni şımarttığını söyleyip yanağından öptüm. Sarılma işlemleri bitince, timothy üstünü giyinmiş aşağıya inmişti. Hepsi ona şaşkınlıkla bakıyordu.
''Bu o mu?'' dedi şaşırarak Parker hala. Kafamı onaylar gibi sallayınca Josh amcayla timothy'nin yanına gittiler.
''Genç adam, çok yakışıklıymış'' dedi. Timothy kibarca teşekkür edip ikisiyle de tanıştı. Sonra hep beraber salona geçtik. Timothy'nin evimizin neşe kaynağı olduğunu, onu nasıl seçtiğimizi, birbirimize alıştığımızla ilgili her şeyi anlattıktan sonra arabalara bindik. Yarım saat kadar yolculuk boyunca Josh amca ve Parker hala timothy'e çok ilgili davrandılar. Onu çok sevmişlerdi. Dulcie ise sürekli onla konuşmaya çalışıyordu ama anlaşılan timothy onla ilgilenmiyordu.
Piknik yerine geldiğimizde eşyaları arabadan indirip uygun yer bulduk. Hep beraber oturup konuşmaya başladık. Eski günleri anıyorduk. Biz böyle konuşurken küçüklerin canı sıkılmıştı tabi. Timothy etrafı dolaşacağını söyleyip ayrılınca Dulcie'da arkasından gitti. İyi arkadaş olacaklarına emindim. Dulcie, tuttuğunu bırakmayan biriydi. Küçük olmasına rağmen erkeklere ilgisi bambaşkaydı. Timothyle de ilgilenmeye başlamıştı sanırım. Güzel olduğu için başka biri olsa kesinlikle konuşurdu onla. Ama timothy başkaydı çok başka.
(Biliyorum bu bölümde nerdeyse hiçbir şey yoktu. Ama siz de bana hak verin her bölümde gerilim yapamam. Bu bölümde böyle olsun. Hem size bir sürprizim daha var. Yeni bölüm yarın geliyor :D Bu arada multimedia'da ki timothy. Sadece saçları yana taranmış hali. Aynı zamanda Dulcie, Parker ve Josh var. Vote ve yorum istiyorum. Ne doyumsuz yazarınız var dimi ? :D )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLATLIK
Mystery / ThrillerAnnelik duyguma sahip çıkamayıp çocuk edinmiştim. Hepsi benim hatamdı. Belki de vazgeçseydim tüm bunlar başıma gelmeyecekti. Yoksa tüm olanlar kader miydi ? David hepsi benim hatam umarım beni affedersin. Tanrı seni korusun.