- 17 -

1.1K 66 25
                                    

Eve gediğimizde timothy'i dinlenmesi için odasına götürdüm. Yatağına yatırıp üstünü sıkıca örttüm. Odadan çıktığımda derin bir nefes alıp aşağı indim. David'ta beni bekliyordu. Karşısındaki krem rengi tekli koltuğa geçip, konuşmasını bekledim. Parmaklarıyla oynamayı bırakıp bana döndü. Gözlerimi parmaklarından kaldırıp, yüzüne çevirdim. Biraz düşündükten sonra

''Zamanı geldi bence.'' dedi. Anlamamış rolüne bürünüp ona boş boş baktım. Timothy'e bunu yapmak istemiyordum ama bu kadarı fazlaydı. Kendini toparlaması lazımdı. Küçücük birinin aklının bu kadar karışık, hayal gücünün bu kadar geniş olması beni fazlasıyla korkutuyordu. Ama desteğe ihtiyacı vardı. Biz her zaman yanındaydık fakat bu işi biz çözemezdik. Ona sadece sevgimizi verebilirdik. Onun düzelmesini sağlayamazdık. David'ın da benimde mesleğim bu değildi. Ona fazla yardımcı olamazdım. Hem yanında güvenebileceği bir ailesi olduğunu bildiği için fazla korkmayacaktır. Eminim daha iyi olacak. Hem korkacak bir şey yoktu bunda. Sadece psikolojik destek alacaktı.

David'a dönüp

''Ya karşı çıkarsa, istemezse ?'' dedim. Timothy kabul etmezse onu zorlayamazdık. Sadece küçük bir şey yapacaktı. Haftanın belirli günleri psikoloğa gidecekti. Ya bizi yanlış anlarsa. Ya da ''benim deli olduğumu mu düşünüyorsunuz'' diye bağırırsa. Kesinlikle böyle bir şey düşünmüyorduk. Hiçbir zamanda düşünmemiştik zaten. Mezarlara karşı bir şeyi vardı. İlk bulunduğu yerde mezardı. Kaybolunca da mezarda bulundu. Belki kötü anılarından dolayı psikoloji bozulmuş olabilir. Geçmişte ne yaşadığını, ailesine ne olduğunu bilmek isterdim. Ama üzerine de gitmek istemiyordum.

David ellerini birleştirip

''İstemezse ne yapabiliriz bilmiyorum ama gitmeli '' dedi.

''Ne yani zorlayacak mıyız ? Ben deli miyim diye bağırırsa ? Çocuk bu, yanlış anlayabilir. Hem kim bu bulduğun psikolog ?'' dedim sinirle. Timothy'i üzmek istemiyordum. O istemezse olmayacaktı. Onu zorlayacak değildim.

''Julie sakin ol, Psikolog benim üniversiteden arkadaşım. Ona her şeyi anlattım. Oraya giderse hem psikolojisi yerine gelir. Zaten sen götürüp getireceksin onu.'' deyince biraz düşündükten sonra kafamı salladım. Bu biraz beni yatıştırmıştı.

''Nereye gidecekmişim ?'' sesin geldiği tarafa döndüm. Timothy merdivenlerden aşağı iniyordu. Neden bu kadar çabuk uyanmıştı ki. Hazırlıksız yakalanmıştım. Ne cevap verecektim şimdi.

''Şey.. Canım seninle konuşmak istiyoruz biraz oturur musun ?'' deyince hızlı adımlarla salona geçip her zamanki yerine oturdu. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Daha önce hiç böyle bir anla karşı karşıya kalmamıştım. Onun yanlış anlamayacağı şekilde konuşmak için kelimeleri kafamda topladım.

''evet, dinliyorum'' deyince onun yanına oturup

''Canım, bazı çocuklar kötü şeyler yaşayabilir ve bunu birine anlatma ihtiyacı duyar. Çünkü anlatınca kendilerini daha iyi hissederler. Akılları karışmış durumdadır. Bazen saçmalayabilirler de. İşte bu gibi durum..'' sözümü benim yerime timothy tamamlamıştı.

''Psikoloğa mı gidiyorum ?'' deyince David araya girdi.

''Sadece dertlerini anlatman için bir doktor diyelim. Sana yardımcı olacak her konuda. '' dedi. Timothy David'tan gözlerini çevirip bana baktı.

''Tamam. İlk randevu ne zaman ?'' deyince ona şaşkınlıkla bakmıştım. Şu an gözlerimin büyüdüğünü tahmin edebiliyordum. David daha normal tepki veriyordu. Fazla şaşırmamıştı. Belki de bende fazla şaşırmamalıydım. Olgun davranacağını tahmin etmeliydim. Sonuçta karşımızda yetişkin zekasına sahip bir çocuk vardı.

...

Sabahki randevuya yetişebilmek için erken kalkmıştık. David zaten şirkete gitmişti. Evde yalnızdık. Timothy üstünü giyinip aşağı inmişti. Beklememize gerek kalmadan taksinin geldiğini gördüm. Timothy'nin de elinden tutup taksiye bindik.

Çocuk psikiyatrisiyle ev arasında 15 dakikalık mesafe vardı. Buraları fazla bilmediğim için David'ın verdiği kağıdı taksiciye vermiştim. Taksiden inip parayı ödedim.

Bina gayet güzel ve bakımlı görünüyordu. Tek katlı olmasına rağmen uzun bir binaydı.

Bir katlı uzun binanın içine girdik. Oradaki görevlinin gösterdiği yolu takip edip kapılardaki isimleri taradım. Sağ taraftaki kapıda yazanları okuyup emin olduktan sonra içeri girdik.

David yaşlarında olan adam elini uzatıp kendini tanıttı.

''Adım Adam. David sizden çok bahsetmişti. Gençlik yıllarındaki güzelliğinizi kaybetmemişsiniz. '' deyince gülümseyerek karşılık verdim. Gösterdiği koltuklara oturup timothy'le tanıştı.

''Merhaba küçük adam, benim adım adam. Seninkini öğrenebilir miyim ?'' dedi Adam.

''Timothy'' diye karşılık verdi. Adam benden izin isteyip timothy'le yalnız kalması gerektiğini söyledi.

''Tabiki'' deyip dışarı çıktım. Umarım timothy onla iyi anlaşır. Adam iyi birine benziyor. Kim bilir belki arkadaş bile olabilirler.

(Emeğe saygı açısından vote verip yorum yaparsanız sevinirim :D )

EVLATLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin