(David'ın düşüncelerini merak edenler olduğu için bu bölüm David'ın ağzından.. )
Nasıl söylemiştim bunları. Daha bize geleli bir kaç gün olmuştu. Akşam futbol oynarken ne kadar da eğlenmiş görünüyordu. Ama ben ağzımı tutamayıp, ona saçma bir şey sormuştum. Onun yenmesini hazmedemediğim için sinirle ağzımdan çıkmıştı. Yanlışıkla olmuştu. Yoksa bunu sormak aklımdan bile geçmezdi. Çünkü onun küçük olduğunu biliyordum ve aynı zamanda bunları kaldıramayacağını da. Nasıl sorumsuz bir babaydım ben. Oğlunun canını yakan, onu üzen baba. Onunla mutluydum, onu öz oğlum gibi sevmiştim ve beni mutlu ediyordu. Simdi ise onun mutlu olması gerekirken, ben herşey'i berbat etmiştim. Babalık rolünde sınıfı geçememiştim. Onun ailesi yoktu, hatta hiç kimsesi yoktu. Her ne olduysa onlara, bu onu üzüyordu. Ben ise bencil davranarak ona böyle bir şey sormuştum. Kendimden başka kimseyi düşünmemeye başladım. Hem de bencilliğimi küçük biri üzerinde -timothy üzerinde- kullanıyordum. Ne zamandan beri değişmiştim bu kadar. Lise yıllarımı kolejde okumuştum. Ama hiçbir zaman o havalı çocuklara benzememiştim. Çok kez beni o 'Okulun popülerleri' diğer lakabıyla 'SLS' grubuna çağırmışlardı ama ben gitmemiştim. Çünkü onlar gibi olmak istememiştim. Havalı, popüler ve herkesi küçük gören biri olmak istememiştim. Kızların çoğu beni yakışıklı bulurdu ama ben derslerimden başka hiçbir şey düşünmezdim. Hatta bir keresinde sıra arkadaşım bir kızdı. Bana 3 yıldır aşıkmış bunu anlayamamıştım. Bir kağıda 'seni 3 yıldır seviyorum' yazıp, kağıdı bana doğru ittirmiş. Tabi dersi dinlediğim için kağıdı farketmemiştim. Dersin bitiminde
''Evet, ne düşünüyorsun? '' diye sorduğunda hiçbir şey anlamamıştım.
''Ne konuda?'' demiştim sadece.
Bana derste ittirip benim farketmediğim kağıdı göz ucuyla işaret edince kağıdı anca o zaman okumuştum.
''Bende dersleri yaklaşık 3 yıldır seviyorum'' demiştim. Kız yanağıma tokadı bastığında hiçbir şey yapamamıştım. Ne yapabilirdim ki benim huyum buydu. O günden sonra kızı sıramda görmedim. Gerçekten bana kızmış olmalıydı. O günden sonra bir arkadaşım sayesinde üniversitede açılmaya başlamıştım. Kızlarla bir ortamımda vardı ama şimdi evliydim ve evlatlık olan bir oğlum vardı. Ve ben yine yapacağımı yapıp birilerini üzmeyi becermiştim. Yarın ilk iş olarak gönlünü almaya çalışacaktım.
Oturduğum yerden kalkıp lavaboya doğru yürüdüm. Yüzüme soğuk suyu defalarca çarptıktan sonra çıktım. Soğuk su iyi gelmişti. Bahçeye çıkıp sandalyelerden birine oturdum. Gökyüzünde sadece birkaç tane yıldız görünüyordu. Hemen hemen boyları aynı gibiydi. Hava soğuktu üzerime bir şey almamayı tercih etmiştim. Soğuk hava düşüncelerimi kafamdan uzaklaştırıyordu. Daha az acı çekmemi, üzülmemi sağlıyordu. Julie'yla evliliğimizden beri ilk kez soğuk havada oturmuştum. İlk kez düşüncelerimden arınmak istemiştim. Çünkü julie'yla o kadar tartışmazdık. Ama bugün yıllardan sonra ilk kez timothy için gelmiştim. Ona yaptıklarım aklımdan çıkmıyordu. Soğuk hava ise sadece bu konuda bana yardımcı oluyordu. Üşüdüğümü hissedip içeri girdim. 5 dakika içeride oturduktan sonra eski vücut sıcaklığıma kavuştum. Tam yatak odasına gidiyordum ki merdiven seslerini duyunca o tarafa yöneldim. Julie uyuyor olmalıydı bu saate kadar timothy'nin odasında duramazdı.
''Timothy sen misin?'' diye sordum. Karşılık gelmemişti. Sadece ağlamaya benzer inleme sesleri geliyordu. Merdivenleri çıkmaya çoktan başlamıştım.
''Aman Tanrım ! ..''
(Kısa oldu biliyorum ama bunlar David'ın düşünceleri olduğu için fazla olaylara yer vermedim. Şimdi hepiniz David hakkında biraz bilgi sahibi oldunuz. Sonraki bölümlerde yine David'tan bir kaç bölüm olabilir. Sürpriz şeyler olacak. Multimedia'da ki Julie ve David. Onlar hakkında da yorum bekliyorum. Sizce o merdivendeki kimdi yorumları bekliyorum. İyi okumalar :) )
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLATLIK
Mistério / SuspenseAnnelik duyguma sahip çıkamayıp çocuk edinmiştim. Hepsi benim hatamdı. Belki de vazgeçseydim tüm bunlar başıma gelmeyecekti. Yoksa tüm olanlar kader miydi ? David hepsi benim hatam umarım beni affedersin. Tanrı seni korusun.