Multi: Mete
Okulun ilk günüydü okulun tek sevdiğim yanı arkadaşlarımdı onlar sayesinde fazla sıkıcı olmuyor okul. Tek sevmediğim şey sınavlardı. Sınavlara çalışırken hep uyuya kalırdım.
Sabah erkenden okul için hazırlandım. Odamdan çıkıp mutfağa girdim teyzem kahvaltıyı hazırlıyordu, kuzenim Mert ise ortalıklarda görünmüyordu. Siz şimdi diyeceksin neden kahvaltı hazırlayan annen değilde teyzen. Benim annem ve babam ben çok küçükken trafik kazasında vefat ettiler bu yüzden bende teyzemlerle yaşıyorum.
İlk günden okula geç kalmamak icn hızlıca kahvaltımı edip evden çıktım ve beni bekleyen servise bindim. Servisçi hiç kafa dengi değildi ve müziktende anlamıyordu yolda hep türkü açıp dinletiyordu bize. Kulaklığımı evde unuttuğum için bu işkenceye katlanmak zorunda kaldım. Okula varınca gözlerimle en yakın arkadaşım Derya'yı aramaya başladım ama bulamadım. Aniden üstüme biri atlayınca düzeltiyorum bir öküz atlayınca öne doğru sendelendim. Tam düşecekken son anda dengemi sağlayabildim. Arkama döndüğümde üstüme atlayan öküzün Derya olduğunu gördüm.
"Çüş yavaş olsana kızım genç yaşta fıtık edicen beni"
Derya: "Napim ya özledim seni"
"Bende seni özledim ama ben gelipte senin sırtına öküz gibi atlamıyorum değil mi?" diyip kızgınca baktım.
Derya: "Sorry! Ama sende biliyorsun ben seni şiddetli seviyorum"
"Gel buraya çatlak kız"diyip kollarımı ona sardım tabi o da karşılık verdi. Daha fazla böyle mal gibi durmaktan vazgeçip okula doğru yürümeye başladık
Derya: "Tatilin nasıldı bakalım"
"Her zaman ki gibi sıkıcıydı evde oturup durdum senin nasıl geçti"
Derya: "İyiydi. Keşke sende bizimle istanbula gelebilseydin"
"Neyse yaa sen beni boşver anlat bakalım İstanbulda sevgili filan yaptın mı"
Derya: "Yok ya biliyorsun benim gözüm Baran'dan başkasını görmüyor"
"Ya kızım bırak artık şu çocuğu seni gördüğü yok"
Derya: "Biliyorum ama ne yapim onu ne zaman görsem kalbim yerinden çıkıcak sanki"
"Tamam ama kendini üzüp duruyorsun seni çok seviyorum o yüzden üzülmeni istemiyorum ben en az.."
Ben deryayla konuşurken önüme bakmıyordum ve bir anda birine çarptım. Kim olduğunu bilmiyordum daha önce hiç görmemiştim ama çocuk çok yakışıklıydı, hayır yakışıklı değil taş, meteor, waooww Allah'ım sana geliyorum. İçimde yaşadığım duygulari kenara itip mahçupca bakmaya başladım.
"Özür dilerim"
"Önüne baksana kızım" diye bağırdı. Ve o meteor'un içinden bir öküz çıkar.
"Özür diledik ya ne bağırıyorsun" çocuk her ne kadar yakışıklı olsada tam bir öküzdü.
"Tabi özür diliceksin çarpan sensin sonuçta"
"Uzatmazsan sevinirim"
"Uzatmayı düşünmüyorum zaten. Hem şu meymenetsiz suratına iki dakika daha bakamıcam"
"Düzgün konuş benimle sensin meymenetsiz" artık sinirlerim tavan yapmaya başlamıştı.
"Şu tiple kızlar peşimden koşuyor ve sen gelmiş bana meymenetsiz diyorsun? Çok komiksin" diyip kahkaha attı.
"Off seninle uğraşamıcam ukala şey" Ben yoluma devam ederken arkamdam bir şeyler dedi ama duymadım ve Deryayla direk arkadaşlarımızın yanına gittik ardından müdürün uyarıları ve İstiklal marşını okuyup sınıflara dağıldık. İlk ders dil anlatımdı ve mehmet hoca daha gelmemişti derken hoca içeri girdi. Okulun ilk günü olduğu için Mehmet hoca bizi serbest bırakmıştı. Derya ile birlikte cam kenarında oturuyoduk ve özlem gideriyoduk. Tatille ilgili filan konuşup duruyoduk ardından kapı çaldı ve içeri müdür yardımcımız Ercan hoca girmişti. Onun peşinden bahçede tartıştığım çocuk da girmişti. Çocuğu görünce Derya'ya döndüm o da bana baktı. İkimizde şaşkındık onu bu sınıfta gördüğümüz için. Bakışlarımı çocuğa çevirdim ve kaşlarım çatık onu incelemeye başladım. Bir an göz göze gelmiştik sonra Ercan hoca konuşmaya başladı.
"Merhaba hocam kusura bakmayın rahatsız ettim" dedikten sonra bize döndü "Çocuklar bu Mete bundan sonra sizin sınıfta okucak"dedi ve çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Tatmak
JugendliteraturYataktan doğrulup kolumu birleştirdim ve bakışlarımı kapıya dikerek konuşmaya başladım "Sevgilim mi? Sevgilin olmam için çıkma teklifi etmen gerekmez mi" dedim yüzümü asarak sonra o da yatakta doğruldu ve yüzümü avuçlarının arasına aldı Mete: "Bu...