Selin'in ağzından
Sabah Mert'in üstüme atlayıp kaburgalarımı kırmasıyla uyandım. Tamam kırılmadı ama kırabilirdi öküz gibiydi resmen. Camış ne yiyip içtiyse artık. Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtim. Abim ve yengemde bizdeydi tabi çocuklarda. Hepsine günaydın öpücüğü verip yerime oturdum.
Mert: "Gidiyorsun ha kuzen"
"İnan böylesi benim için daha iyi"
Mert: "Sen iyi olduğun sürece sıkıntı yok"
Abim: "Laklak etmeyinde yemeğinizi yiyin geç kalacağız"
"Huysuzlanmasan olmuyor dimi?"
Abim: "Olmuyor valla" dil çıkarıp yemeğimi yemeye devam ettim sonra bir daha konuşan olmadı zaten. Kahvaltıdan sonra son kontrolleri yapıp havaalalına gittik. Uçağın kalkmasına 15 dk vardı daha ve daha kızlar ortada yoktu daha. Sırtıma biri atlayınca biraz öne sendelensemde son anda toparladım kendimi. Sırtımdaki Derya idi. Bu biraz dejavu gibi oldu. Okulun ilk günüde böyle sırtıma atlamıştı.
"Yeter Derya, daha ne kadar böyle sırtıma atlamayı düşünüyorsun"
Derya: "Zaten bir daha atlayamayacağım o yüzden tadını çıkarmaya çalışıyorum"
"Kızım ömür boyu yurt dışında kalmayacağıma göre hem arada gelirim yine buraya"
Derya: "Gelmicem diye birşey yok zaten mutlaka geleceksin"
"Tamam tamam"
Baran: "Seni çok özlicem be kanka"
"Bende seni özlicem be kanka" diyip sarıldım tabi o da bana sarıldı.
Damla: "Hey hey sıra bende ama"
Baran: "Hemen kıskanmasan olmuyor dimi"
Damla: "Ne yalan söyliyim olmuyor be"
"Çatlak kız" diyip onada sarıldım. Hepsiyle sırayla sarıldık.
"Sizi özlicem ya"
Teyzem: "Gitme o zaman" dedi ağlamaklı sesle.
"Teyze yapma ama böyle"
Teyzem: "Ne yapıyorum ki?"
"Ağlama lütfen yoksa dayanamam sende biliyorsun"
Teyzem: "Tamam tamam ağlamıyorum" diyip göz yaşlarını sildi ardından da gülümsedi. Bende ona sıcak bir gülümseme yolladım sonra. Anons yapılınca hepsiyle teker teker vedalaşıp ilerledik. Sonra Damla koşarak yanıma geldi. Ve bana bir mektup verdi.
"Bu ne?"
Damla: "Mete vermemi istedi"
"İstemiyorum" diyip ona uzattım.
"Alamam" diyip geri döndü. Mektubu cebime sokup abimlerin peşine takıldım. Hepimiz koltuklara otururken ben tek başıma iki tane teyzenin yanına düşmüştüm. Bende ki şans da ancak bu kadar yani. Cebimden mektubu çıkarıp okusam mı okumasam mı ikilemini yaşadım sonrada açıp okumaya başladım.
Srius'um.
Konuşmak çare etmiyor biliyorum..Sözlerimin bu kadar anlamsız ve değersiz olduğu bir zamanı hiç yaşamamıştım. Sen şimdi gidiyorsun…Bir zifiri karanlık,bir zindan yanlızlıgı,agır boşluk bıraktın geride. Gidiyorsun ve dönmeyeceksin bir daha.Haklısın gidişinde,bu aşkı bitirmekte haklısın.Tek söz söyleyemedim.Yüzüne bakamadım.Karşında aglamadım.Eridim,tükendim.Sonsuzlukta bir insan nasıl olur,sesi solugu nasıl duyulur? Ben ne yapsam affetmezsin artık beni biliyorum. Affetmenide beklemiyorum. Yaptığım şey çok kötüydü. Artık biz diye birşey kalmadı değil mi? Keşke ayrılma sebebimiz basit birşey olsaydı. O zaman barışma imkanımız olurdu. Beni aldattın zannederken asıl aldatan ben oldum. Seni ve acı-tatlı anılarımızı hiç unutmayacağım. Artık birbirimize ait değiliz. Hatamı biliyorum, yanlışın farkındayım. Senden özür dileyecek yüzüm yok. Biliyorum bana kızgınsın ve kırgınsın. Seni çok özleyeceğim srius'um. Olurda birgün beni affedersen mutlaka beni bul. Çünkü o zaman seni bekliyor olacağım. Senin ilkin olduğum için mutluyum ama sonun olamadıgım için üzgünüm. Seni herşeyden çok sevdim yıldız'ım. Her gökyüzüne baktığımda seni ve yaşadığımız anları hatırlayacağım. İlk aşık olduğum zaman, senin Baran'dan kıskandığım zamanı, hasta halinle yanıma gelip bana beni sevdiğini söylediğin zamanı, doğum günün olduğu zamanı gibi bir çok seyi unutmayacağım. Bana birçok güzel duygu yaşattığın için sana teşekkür ederim. Sanmaki hemen seni bıraktım. Hayır bırakmadım sadece bekliyorum beni affetmeni. Affetmesende sorun değil hakettim sonuçta. Eğer hayatına yeni birini alırsan umarım benim gibi seni üzmez ve her zaman mutlu eder. O güzel yüzünden gülümsemeler hiç eksik olmasın. Biliyorum şuan ağlıyorsun. Ağlama! Ağlama çünkü sen ağlayınca kalbim acıyor. Gözyaşlarına sebep olduğum için özür dilerim.ELVEDA SRİUS'UM...
Mektubu okumayı bitirdikten sonra gözyaşlarımı ellerimle sildim. Keşke Pınar'ın bar teklifini kabul etmeseydim. Eğer ben teklifi kabul etmeseydim oraya gitmeyecektik ve bu olanlar olmayacaktı. Bu olanların çoğu benim hatam sayılırdı. Ama yine de affedemiyordum bir hatamda hemen başka biriyle olmak zorunda değildi sonuçta. Mektubu geri cebime sokup gözlerimi kapattım hiçbirşey düşünmek istemiyordum çünkü. Herşey bitmişti artık eskisi gibi olamazdık.
Gözlerimi açtığımda başımda abim ve yengem vardı.
Yengem: "Hadi kalk bakalım uykucu"
"Geldik mi?"
Abim: "Evet" koltuktan kalkıp valizimi aldım ve çıkışa ilerledik. Yeni bir ev almıştı abim. Dediğine göre ev çok güzelmiş bahçeli geniş bir evmiş. İçime güzel havayı çektikten sonra gülümsedim. Yeni bir başlangıç sayılırdı burası aslında. Yeni bir ev, yeni bir hayat, yeni bir ask belkide kim bilir.
---------------------Sonnnn-------------------------
Selin ve Mete'nin aşkı malesef bitti arkadaşlar. Finali yetersiz bulabilirsiniz bunun için özür dilerim.
İkinci bir hikayeye başlamadım ama daha yayımlamadım. Adı "YANIMDA KAL" o hikayemide okursanz cok mutlu olurum en yakın zamanda yayımlayacağım hikayenin ilk bölümünü o yüzden takipte kal güzel okurlarım
Umarım o hikayemde de destek olursunuz...
10 Şubat 2017
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Tatmak
Teen FictionYataktan doğrulup kolumu birleştirdim ve bakışlarımı kapıya dikerek konuşmaya başladım "Sevgilim mi? Sevgilin olmam için çıkma teklifi etmen gerekmez mi" dedim yüzümü asarak sonra o da yatakta doğruldu ve yüzümü avuçlarının arasına aldı Mete: "Bu...