Selin'in Ağzından
Aradan bir kaç hafta geçmişti ve Mert sağlığına kavuşmuştu. Bugün de hastaneden çıkıyordu. Hem moralimiz yerine gelsin hemde Mert'in hastaneden çıkışını için evde süpriz parti yapacaktık. Tabi en önemli sebebi ise bugün Mert'in doğum günüydü 18 yaşına girecekti beyefendi. Her şey hazırdı geriye sadece Mert ve Damla'nın eve gelmesi kalmıştı. Mert ile ilgilensin diye Damla'yı göndermiştik ama artık ne yapıyorlarsa hayla gelememişlerdi.
"Nerede kaldılar bunlar ya acaba arasak mı? "
Derya: "İki dakika önce aradık ya. Geliyorlarmış işte. Aha bak geldiler " Evet sonunda zil çalmıştı.
"Sonunda "
Derya: "Selin sen kapıyı aç bizde oturma odasında sizi bekleyelim" kafa sallayıp kapıya ilerledim. Kapıyı açar açmaz Mert'in üstüne atladım.
Mert: "Yavaş olsana kızım hastaneden yeni çıktım zaten. Senin yüzünden oraya geri dönmek istemiyorum "
"Bu seferde benim için oraya dönsene "
Mert: "Yok ya canımı pazarda bulmadım ben "
"Mert sana bir sır vereyim mi? "
Mert: "Ver bakalım başımın belası " parmağımla yaklaşmasını işaret ettim. Dediğimi yapınca kulağına "Teyzemler seni çöpte bulmuşlar ama sana söylemiyorlar " dedim.
Mert: "Hadi canım " dedi ve yaklaşmamı işaret etti. Biraz yaklaşınca kulağıma "Sence ben buna inanır mıyım? Özellikle bu söz senden çıktıysa" dedi. Geri çekilip söze girdim.
"Aman inanmazsan inanma ben önceden haber verimde sonra duyunca niye söylemedin diye bana kızma " dedim ve oturma odasına doğru ilerledim. Onlarda peşimden geliyordu. Kapıda durup geçmesini işaret ettim. Tabi ondan önce "Hastalar önden " dedim. Tabi burada hasta derken ruh hastalarını kastetmiştim. Tabi bu saf oğlan anlamamıştı ya da ben ima edemedim. Mert kapının kulpunu indirdi ve içeri girdi. Onun girmesi ile Mete ve Baran konfetileri patlattı. Konfetilerin patlaması Mert'in korkup sıçramasını sağlamıştı. Bende buna kahkahalarla gülüyordum olana. Neden çünkü tipi çok komikti hahaha. Partiye Mert'in arkadaşlarını da çağırmıştık. Allah'tan oturma odası genişti. Zaten teyzem ile eniştem biraz durup gideceklerdi sebep ise biz gençlerin çenesini kaldıramazlarmış. Bunlar hep yaşlılık belirtileri ama bir türlü inandıramıyorum. Şimdi kendimi onlarının yerine koyuyorum da yok yok bende inanmazdım ben yaşlanamazdım yaşlanmak ve ben bu imkansız diyeceğim ama malsesef yaşlanacağız. O an aklıma alacakaranlık filmi geldi. Belli bir yaştan sonra yaşlanmıyorlar ne güzel vallaha ya. Düşünsenize 200 yaşındasınız ama yüzünüzde bir tane bile kırışıklık yok ohh ne güzel vallaha ya. Hep bir ağızdan İyi ki doğdun Mert dedikten sonra teyzem pastayı getirdi. Mert mumları üfledikten sonra hepimize teşekkür etti. Pastayı kestikten sonra teyzem pastayı mutfağa götürdü o sıra herkes hediyelerini vermeye başlamıştı. Bende mutlu yıllar tipsiz diyip hediyesini verdim sonra da teyzeme yardıma mutfağa gittim. Benim peşimden kızlarda geldi ve hep birlikte tabakları hazıralamaya koyulduk. Herkesin tabağına dolma pasta kurabiye vs şeyler koyduktan sonra içerdeki topluluğa dağıtmaya başladık. Bir süre sonra teyzem komşusuna eniştem de işine geri dönmüştü. Onlar gidince bilgisayardan müzik açıp eğlenmeye başladık ilk başta slow bir şarkı açıldı ve çiftler dans etmeye başladı. Bu çiftler arasında ben ve Mete de vardı. Müziğin sesini fazla açmamaya özen gösteriyorduk çünkü apartmanda oturuyorduk ve komşuların ses yapıyoruz diye bizi polise ihbar etmesini istemeyiz. Ankara'nın bağlarından dj army'e kadar ne varsa açıp oynadık. Mert hastaneden yeni çıktığı için pek fazla oynayamamıştı. Hem eğlenmiştik hem de yorulmuştuk hatta ben terlemeye başlamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Tatmak
Teen FictionYataktan doğrulup kolumu birleştirdim ve bakışlarımı kapıya dikerek konuşmaya başladım "Sevgilim mi? Sevgilin olmam için çıkma teklifi etmen gerekmez mi" dedim yüzümü asarak sonra o da yatakta doğruldu ve yüzümü avuçlarının arasına aldı Mete: "Bu...