33. Bölüm

2.6K 107 12
                                    

Multi: Selin'in hediyeleri :))

Selin'in ağzından

Sabah gözümü açar açmaz dün aklıma geldi ve yüzümde gülümseme oluştu. Aldıkları hediyelere bayılmıştım. Kim ne aldı dersek şöyle söyleyeyim. Mete'nin aldığı hediyeyi biliyorsunuz zaten bir kolyeydi ve dediği gibi hayla boynumdaydı. Teyzem ve Eniştem bana S7 edge almışlardı. (Yazar iPhone sevmiyor) Eski telefonum 3 gün önce bozulmuştu. Derya sağolsun eski telefonunu bana vermişti tabi bende yeni telefon alanana kadar diyip kabul etmiştim. Neyse devam edeyim. Kuzenim Mert orjinal Galatasaray forması, Baran beyaz beats kulaklık, Derya siyah ny cap şapkası, Damla Mete ile birlikte çekindiğim fotoğrafı kupa bardağına bastırmış hemde iki tane birinde Mete'm diğerinde Selin'im yazıyordu. Mete'm yazan bende, Selin'im yazan da Mete de. Az kalsın abimin hediyesini söylemeyi unutuyordum. Bomba gibi birşey mini cooper kırmızı beyaz. Abim ehliyetimi alana kadar onun garajında kalacağını söyledi. Bende kabul etmek zorunda kaldım.

Yatağımdan kalkıp lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa girdim. Mert çoktan kalkmış kahvaltısını yapıyordu.

"Günaydın kuzen" diyip masaya oturdum. Teyzem ile eniştem işe gitmişlerdi.

Mert: "Sana da günaydın çirkin kuzenciğim"

"Birincisi ben çirkin değilim. İkincisi bu tiple bile sevgilim var. Üçüncüsü senin bir sevgilin olmadığına göre bana çirkin demeye hakkın yok sapcığım"

Mert: "Sapcığım?"

"Eee sap değil misin?" onunla uğraşmak hoşuma gidiyordu.

Mert: "Seliiiiiin!"

"Tamam tamam kızma. Ben diyorum ki Damla ile mi çıksan" diyip ağzıma salatalık attım.

Mert: "Ben zaten ona hislerimden bahsettim ama o benden kaçıyor"

"Nasıl yani"

"Beni öptükten sonra ayağa kalktı özür filan diledi sonra bu olanları unutalım dedi. Bende unutmak istemiyorum dedim o da nasıl yani diyince sana karşı birşeyler hissediyorum dedim. O günden sonra nerde görse kaçar oldu"

"Damlaya bak hiç bahsetmiyor. Merak etme kuzen ben konuşurum onunla"

Mert: "Gerçekten mi?" gözleri parlamıştı resmen.

"Gerçekten. Senin gibi yakışıklı çocuğu bulmuş daha ne istiyormuş"

Mert: "Bir dakika biraz önce sen yakışıklı olduğumu kabul mü ettin"

"Hemen şımarma. Neyse ben karnımı doyurdum üstümü değiştirip Mete'nin evine gideceğim haberin olsun"

Mert: "Tamam. Damlayla konuşmayı unutma"

"Anlaşıldı" diyip mutfaktan çıktım ve odama geçtim. Odaya girer girmez elbise dolabının karşısına geçtim. Bütün kıyafetlerimde göz gezdirdikten sonra içinden beyaz üzerinde believe yazan salaş t-shirt, siyah dar kot pantolon ve Derya'nın hediye ettiği şapkayı aldım. Allah'tan dün yatmadan önce duş almıştım o yüzden bir daha almama gerek yoktu. Aldıklarımı üzerime geçirdikten sonra aynada kendime bakmıştım. Üzerimdekiler süper olmuştu çok güzel görünüyordum. Ayna ile bakışmayı bıraktıktan sonra yüzüme hafif makyaj yaptım. Siyah kol çantamı elime alıp içine para, telefon, kulaklık vs şeyler koydum. Aynadan kendime bir kez daha baktıktan sonra odadan çıktım. Mert efendi kanepeye yayılmış televizyon izliyordu.

"Ne o depresyona mı girdin? Niye evdesin?"

Mert: "Bugün bir planım yok"

"Hmm anladım hadi görüşürüz"

Aşkı TatmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin