O kadar uğraşıyorum lütfen oy ve yorumu çok görmeyin LÜTFENNNN.......
Selin'in Ağzından
Koşarak merdivenleri çıkmaya başladım. Her şey buraya kadar mıydı? Mert bizi bırakıyor muydu?. Tam bir deli saçmasıydı ölsem de buna inanmazdım inanmıyorum da zaten. Annem babam şimdi de Mert bu sefer kaldırabilir miydim bu acıyı bilmiyorum? Mert'in olduğu kata gelince hızla bizimkilerin yanına ilerledim.
"Ne oldu durumu nasıl?"
Derya: "Kalbi durmuştu ama doktorlar geri döndürdüler. Şimdi doktorun çıkmasını bekliyoruz" tam o sırada doktor ve hemşire içeriden çıktı.
Doktor: "Hastayı geri döndürmeyi başardık ama hayla hayati tehlikesi devam ediyor. Allah'tan ümidinizi kesmeyin"
"Onu görebilir miyiz?"
Doktor: "Malesef"
"Lütfen doktor bey bir kez görmek istiyorum. Yanında olduğumuzu bilmesi gerek. Varlığımızı hissetmeli"
Doktor: "Pekala ama hepiniz giremezsiniz sadece 2 kişi girebilir şimdilik. Hemşire size yardımcı olsun"
"Çok teşekkür ederim" doktor yanımızdan ayrıldıktan sonra bende hemşirenin peşine takıldım. Sırayla giricektik ve ilk bendim sonra ise Damla idi. Eniştem ve teyzem ortalıkta yoktu nedense. Bana verdiklerini giydikten sonra yavaş adımlarla Mert'in odasına girdim ve yanında ki sandalye ye oturdum.
"Ben geldim tipsiz. Çirkinin geldi" dedim buruk gülümseme ile sonra elini tuttum buz gibiydi. Gideceğinin işaretimiydi bu. Konuşmaya devam ettim.
"Herkes uyanmanı bekliyor kalk artık. Bizi bırakmayacaksın değil mi? Sevdiğin insanları bırakmayacaksın? Seni burada görmek istemiyorum. Hem sen dememiş miydin ben seni hiçbir zaman bırakmayacağım diye. Şimdi ne yapıyorsun burda" titrek bir nefes alış-verişinden sonra devam ettim konuşmaya "Sende biliyorsun değer verdiğim insanları kaybetmekten korktuğumu şimdi sen gidersen ben nasıl düzelirim. Biliyorsun dışardan güçlü kız rolü oynayıp duran biriyim. Ama sende farkındasın ne kadar güçsüz biri olduğumun ince bir daldan farkım yok. Beklemek çok zor ve ben zoru sevmem lütfen kalk artık" susup yüzünü inceledim. Derin bir nefes alıp ayaklandım "Şimdi gitmeliyim daha Damla var sırada" diyip odadan çıktım benden sonra Damla girdi. Odadan çıkınca Mete'nin yanına oturdum ve başımı omzuna koydum.
Mete: "Onu ilk yanında gördüğümde çok kıskanmıştım. Çünkü ben seni metrelerce uzakta izlerken Mert hep senin yanındaydı. Kıskançlıktan kendimi yiyordum çünkü sevgili filan olduğunuzu sanmıştım. Edebiyat hocası Aşk nedir diye sorduğu gün ailen aklına gelip gözlerin dolmuştu. Hocadan izin alıp çıktıktan sonra o da peşinden gelmişti. O gün senin yanında olmayı o kadar çok istemiştim ama yapacak birşeyim yoktu. Çünkü o zamanlar aramız bozuktu iddiadan dolayı. Ama sonra senin kuzenin olduğunu öğrenince içim huzurla doldu. İşte o sıralar anladım sana karşı boş olmadığımı" hiç birşey söylemedim sadece yanağına bir öpücük kondurdum.
Damla'nın ağzından
Mert'le çıkmaya başlayalı kısa bir süre olmuştu. Ama bu kısa sürede çok şey yaşamış gibiydik. Onu çok seviyordum hemde deliler gibi. İlk defa bir erkeği isteyerek öpmüştüm. Yani Mert'in beni eve bıraktıktan sonra üst üste düşüp onu öpmemden bahsediyorum. O günden sonra utancımdan kaçmaya başlamıştım. Zaten duygularımdan da emin değildim. Tam çıkmaya başlamışken bu kötü olay oldu. Hepsi o şerefsiz herif yüzündendi. Polisler daha suçluları bulamamıştı. Ve bu hepimizin canını sıkıyordu. Baran ve Mete de yardımcı oluyordu bulunmaları için. Kapının kulbunu indirip odaya girdim. İşte oradaydı sevdiğim aşık olduğum adam. Yüzü solgundu dudakları ise hem kupkuruydu hem de hafif mordu. Yanına yaklaşıp solgun yüzüne ve dudağına uzun öpücük kondurdum. Sandalyeye oturup elini sımsıkı tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Tatmak
Ficção AdolescenteYataktan doğrulup kolumu birleştirdim ve bakışlarımı kapıya dikerek konuşmaya başladım "Sevgilim mi? Sevgilin olmam için çıkma teklifi etmen gerekmez mi" dedim yüzümü asarak sonra o da yatakta doğruldu ve yüzümü avuçlarının arasına aldı Mete: "Bu...