|22|Ve Seçim

2.9K 196 47
                                    

Akşam yemeğinde tüm üst komuta-Melekler'den Rafael ve birkaç melek daha, cadılardan kraliçe Kelha, şekil-değiştirenlerden Şef Kadın ve Zero- Aiden'la birlikte büyük dikdörtgen masanın etrafındaydı.

Aiden gözlerini masada gezdirdi ve boğazına bir şeyin düğümlendiğini hissetti. Kendini çok fazla önemsiz hissediyordu fakat bunca insanı bir araya getiren şey kendisiydi.

"Seçilmiş Olan'a kadeh kaldırmak istiyorum!" dedi Rafael'in hemen yanındaki, siyah saçları bir örgü şeklinde sağ omzuna atılmış erkek melek, "Onun yapacaklarına, kaderin seçimine ve zaferimize içelim! Dengenin kurulmasına içelim!"

Altın renkli kadehini kaldırdığında diğer herkes de kadehlerini kaldırmış ve sözü Şef Kadın almıştı. Siyah kurt postunun altından çıkan gri saçları ve yaşlı yüzüne rağmen sesi güç doluydu.

"Atalarıma, doğanın ruhlarına ve dengeye içelim!"

Bundan sonraki sözü Kelha almıştı. Siyah elbisesi ve salık bırakılmasına rağmen oldukça bakımlı görünen siyah dalgalı saçlarıyla göz kamaştırıcıydı.

"Gölgenin olması için ışığa ihtiyaç vardır. Kont bunu unuttu. Kont'un ölümüne, dengeye içelim!" diye tamamladı lafını. Kont'un ölümüne kelimesi Aiden'ın kafasında yankılandı. Kalbi hızlanırken ve bu düşünce kalbini ortadan ikiye ayırırken, masadakiler bekleyişli gözlerle ona bakıyordu. Sadece Rafael, Aiden'ın kalbindeki ikilemi görmüş ve yüzü hüzünlü bir ifadeye bürünmüştü.

Aiden boğazını temizledi. Bir şeyler söylemeliydi. Güçlü görünmeliydi. Bunu daha önce kolaylıkla yapmıştı. Altın kadehi kaldırdığında, "Kaderim bana doğru yolu gösterdi. Aydınlandım! Ve sizlerin de dediği gibi dengeyi sağlamak için görevlerimi yerine getirmekten asla kaçınmayacağım. Denge için!" dedi tüm oyunculuğuyla. Herkes kadehleri "Denge için!" diyerek yudumladığında başarmıştı. Kandıramadığı tek kişiyse kadehini yudumlarken ona bakan altın gözlerin sahibi melekti.

Akşam yemeğinin ardından, yüzüne yerleştirdiği o çakma güç ifadesini bırakabildiği için çok mutluydu. Öyle ki yüz kaslarının acıdığını hissedebiliyordu. Omuzları da sürekli dik durduğundan ağrıyordu ve şu anki kambur haliyle bir kaplumbağaya benziyor olmalıydı.

"Zor bir akşamdı sanırım?"

Gölgelerin arasından yankılan ses, Aiden'ı yerinden hoplatırken, ay ışığına çıkan yüz içini hem ferahlatmış hem de daha çok endişeye bulamıştı. Buraya nasıl girebilmişti? Hem nasıl böyle bir aptallık ederdi? Burası onu öldürmek isteyenlerle doluydu!

"Dra-Drakula?!"

Kont'un yüzünde oluşan kendini beğenmiş gülümseme kesinlikle o olduğuna inanmasını kolaylaştırmıştı.

"Beni özledin öyle değil mi Aiden? Bu kadar çok aptalın ve zavallının arasında, beni özledin..."

Kont yaklaşınca Aiden ne yapacağını bilemedi. Onun karanlık enerjisi havayı bile titreştirirken, teninde oluşan titreşimlere karşı koyabileceğini sanmıyordu. Kalbindeki iki duygudan biri şu an alev alev yanıyor, ona onu özlediğini söylemesi için yalvarıyordu.

"Ben..." Kont ona bir nefeslik uzaklıktayken gözlerini kapadı ve sonra kendini toparladı. Burada olmamalıydı!

"Buradan hemen git!" dedi keskince. Gözlerini açtığında Kont geri çekilmiş bir başını yana eğmiş onu inceliyordu. Koyu gözleri merakla doluydu.

"Aklının benimle dolu olan tarafı öyle demiyor ama Aiden. İnsan veya vampir ol, beni düşünürsen, gelirim. Ama bir şey var... Zihninde ve kalbinde..."

DRACULA(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin