|3|Bloodking

8.2K 476 126
                                    

Günün ilk ışıklarıyla uyandı.Üstünde yattığı kocaman yuvarlak yatağa rahatlıkla on kişi sığabilirdi.

Hafızasını yoklayıp olanları hatırladığında gözleri dehşetle açıldı.Kaçırılmıştı!

Hem de o adam tarafından.O psikopat görünümlü tuhaf adam tarafından alıkonulmuştu. Durdu ve telaş yapmamaya çalıştı.Nerede olduğunu anlamalıydı önce.Belki buradan bir kaçış yolu bulabilirdi.

Başını döndürüp çevreyi inceledi.

Orta Çağ'dan kalmış gibi görünüyordu her şey. Aşırı işlemeli altın detaylı ve kırmızı deri kaplamalı koltuklar, yine işlemeli bir boy aynası, yerleri süpüren kan kırmızı renkli perdeler, erimiş ve yanmakta olan mumlar...

Bir film setine falan kapatılmıştı heralde.Bu çağda böyle bir mekan bulunamazdı.

Aiden yataktan kalktı ve saçlarını karıştırdı.Gün ışığının geldiği pencereye ilerledi.Pencere de diğer her şey gibi Orta Çağ'dan kalmış gibiydi.Şatolarda falan görülebilecek üçgenimsi bir yapısı vardı.

Aiden pencereden dışarı baktı.Littletown'da olmadıklarını tahmin edebiliyordu.Fakat?

Gözleri uzun süredir olduğu gibi yuvalarına uğrarken seslice yutkundu.Elini cama dayayıp manzarayı biraz daha izledi.Hazmedebilmesi gerekirdi ama edemiyordu.Bir uçurumu izliyordu şu an.Altlarında kabaran öfkeli denizin gri dalgalarını görebiliyordu.Uçurumun o kadar yakınındaydılar ki güçlü bir rüzgârla oradan aşağı düşebileceklerini düşündü Aiden.

Bir film setinde falan değil, gerçek bir şatodaydı.

Arkasına döndü.Boy aynasında kendi yansımasına baktı.Kıyafetleri de değişmişti!

Üstünde geniş fırfırları olan bir gömlek, komik görünen hafif bol mavi kumaştan bir pantolon, ayaklarında ise işlemeleri olan beyaz çoraplar vardı. Ucuz tiyatrolardaki yan karekterler gibi giyinmişti.Onları üstünden atmak istedi ama etrafında giyebileceği başka hiçbir şey yok gibi görünüyordu.

-Ne o yoksa beğenmedin mi?

Aiden ani sesle yerinden zıpladı ve  bir kıkırtı yükseldi.

Çevresine bakındığında kimseyi görememişti.Sonra sırtının dürtüldüğünü hissetti ve arkasına döndü.Yine bir şey yoktu.Ardından gölgelerde biri belirdi.

-Aman Tanrım!

Diye neredeyse bir çığlık kopardı.

Kız, tekrar kıkırdadı.

-Korktuğun zaman bir şapşala benziyorsun.

Sesinde eğlenir bir ton vardı.Aiden bu kızı şimdiden sevmemişti.

-Sen de kimsin? Ayrıca ben şapşal falan değilim.

Sarı dalgalı saçları olan kız yüzünü asmıştı.

-Biraz şaka yaptım, hiç eğlenceli değilsin.

Bunu der demez tekrar ortadan kaybolmuştu.

Aiden umutsuzca bağırdı.

-Hey, özür dilerim!Lütfen beni burda bırakma!

Fakat kimse ona cevap vermemişti.

***

Akşama kadar tozlu odada beklemişti.Kapıyı defalarca zorlamış, boğazı acıyana kadar bağırmıştı fakat duyan varsa bile kimse onla ilgilenmemişti.Aiden artık bir şeyleri kavrıyordu.

O ortaya çıkıp kaybolan kızla bu daha da netleşmişti.Şu an farklı bir dünyanın içindeydi ya da 'farklı' yaratıkların içindeydi.Okuduğu fantastik kitaplarda olduğu gibi.

DRACULA(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin