|24|Kısa Bir Uçuş

3.1K 191 108
                                    

Melek ve genç çocuk uçurumun kenarında gün batımını izlerken, uzaktan oldukça mutlu görünüyorlardı. Öyleydilerdi zaten.Aiden uzun zamandır olamadığı kadar mutluydu.Hafiflemiş hissediyordu kendini.Kalbi iyileşiyordu ve omuzlarındaki sorumluluğu sevdiği adamla paylaşıyordu.

Rafael'in altın gözlerinde aşkı gördükçe Aiden da ona daha çok aşık oluyordu.Bu ne daha önce liseli aşıklarına duyduğu platonik bir ilgi ne de Kont'a duyduğu karanlık tutku gibiydi.Onlardan daha yüksek ve saftı.

"Yarın ki sınav için heyecanlı mısın?"
Rafael'in sorusuyla uçurumdan atlayan düşüncelerine bir son verdi ve meleğinin omzuna biraz daha sıkı sarıldı.

"Her zamankinden fazla değilim, ama kendime güveniyorum."

Rafael yumuşak bir gülümseme oluşturduğunda Aiden'ın saçını okşadı.Hafif meltem ikisinin de teninde gezinirken huzur bir balon gibi etraflarını sarmıştı adeta.

"Huzurluyum." dedi Aiden gözlerini kapayıp Rafael'in kokusunu içine çekerken. Sınavları veya savaşı düşünmesine gerek kalmadan huzurluydu işte.

"Ben de seninle olduğum için huzurluyum Aiden.Ölümsüz hayatımda itiraf etmeliyim ki çok fazla aşığım oldu. Fakat hiçbirin de ilk ilgiyi ben göstermemiştim. Beni bir mıknatıs gibi çektin."

Aiden Rafael'in sözleri karşısında şaşkınca bakakaldı.Bu komik yeşil bakışlar karşısında melek elbette ki gür bir kahkaha atmıştı.

"Yalan söylüyorsun!" dedi Aiden inanmamış bir sesle. Rafael altın gözlerini irice çocuğa çevirdi.

"Melekler yalan söyleyemez." dedi kesin bir sesle. Ardından Aiden'ın kumral saçlarını karıştırdı.

"Hem söyleyebilsem bile bunu anlardın."

Aiden uçurumdan aşağıya, altlarından geçen bulutlara baktı ve kendinden emin bir şekilde cevapladı.

" Evet ,artık tüm yalanları anlayabilirim."

Sessiz ve huzurlu birkaç dakikanın ardından nedense şöyle dedi; "Uçarken ne kadar ağırlık kaldırabilirsin?"

Rafael soruyu anlamamıştı ve yakışıklı suratını neredeyse ikiye ayıran derecede çatık kaşlarla sevgilisine baktı.

"Ne demek istiyorsun?"

Aiden büyük bir sır biliyormuş gibi gülümsüyordu. Rafael'i baştan ayağa süzdü ve kulağına eğildi."Beni uçurmak ister misin?" Sesi edepsizdi ve bu soru karşısında melek asker donup kalmıştı. Aiden'la çok uzun olmasa da yeterli uzunlukta birliktelerdi ve aralarında birkaç ateşli an elbette ki geçmişti. Fakat bu genç çocuğun ağzından böyle bir şeyi daha önce duymamıştı ve işler hiç o kadar yoğunlaşmamıştı.

Bu yüzden şaşkınca "Ne?" diyebildi. Aiden istediği tepkiyi aldığı için şen bir kahkaha attı. Anlatmak istediği şey onu gerçekten uçurmasıydı.

"Beni kollarına alıp şu uçurumdan süzülebilir misin yoksa yere mi çakılırız?"

Rafael gözlerini kırpıştırıp soruyu algıladığını belirtircesine gözlerini irice açtı. Ve sonra hafifçe alnına vurdu. Bu şaşkın tavırlarını ilk defa gören Aiden, Rafael'i öperek öldürmek istedi.

"Demek bunu kast etmiştin. Elbette seni taşıyabilirim, sevgilim."

Rafael'in yüzünde yamuk bir gülümseme ve altın gözlerinde içten bir ışıltı oluştuğunda Aiden'ın yüreğine inecekti. Aslında yüksekten korkardı fakat korkularının üstüne gitmekte ustalaşmıştı ve bu korkuyu Rafael'in kolları arasında yenebileceğini düşünüyordu.

DRACULA(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin