|10|Seçilmiş Olan

5.2K 368 52
                                    

Mağaranın sert ve soğuk zemininde uyandığında, her yeri ağrıyordu.Gözleri sanki ilk kez görüyormuş gibi acıyordu.

Yüzünü buruşturarak üstünü kaplayan tozları silkeledi ve kısık gözlerle çevresini tarayarak ayağa kalktı.Mağara aydınlanmıştı ve Aiden Maske Surat'ı görmediği için mutluydu.Dracula'dan sonra zihninin derinliklerine kazınan bu yeni canavardan fazlasıyla korkuyodu.Özellikle bomboş gözlerinden ve dümdüz kıpırdamayan çizgi şeklindeki ağzından...

Mağaranın girişine doğru yürümeye başladı.Gün ışığı içindeki korkuları biraz da olsa azaltmıştı.Ama hala tehlikedeydi.Şekil-değiştirenlerin tutsağıydı ve Dracula onu kurtarmak için gelemiyordu.Yalnızdı.Küçüklüğünden beri olduğu gibiydi ve bu yüzden korkusunu baskılayabiliyordu.

Mağaranın girişine ulaştığında Zero'yu gördü.Dimdik, nöbet tutar vaziyette elleri arkasında birleşmiş duruyordu.Aiden ilk kez onu iyice süzme fırsatı yakalamıştı.

Zero, kaslıydı ve esmer bir teni vardı. Etnik özellikleriyle de bir Kızılderili'yi andırıyordu.Kısa kesilmiş siyah düz saçları, koyu kahve hafif çekik gözleri, basık ama düz bir burnu, dolgun dudakları vardı. Üstü tamamen çıplaktı.Sağ kolunda yara izine benzeyen bir kurt dövmesi ve bacaklarında da basit yırtık bir kot vardı.Ayakları da çıplaktı ve Aiden bundan nasıl rahatsız olmadığını düşünürken buldu kendini.Ne saçmaydı!Düşünecek onca şey varken bunu düşünmüştü.

-Günaydın, Aiden.
Dedi Zero hafif gülümseyerek.Aiden bu yersiz kibarlıkla yüzünü astı.

-Dün beni itekleyip durdun ve neredeyse dövmediğin kaldı.Şimdi 'günaydın' mı diyorsun!

Sesindeki öfkeyi baskılayamamıştı.Aiden sitemlerini hep dışa vururdu ve bazen bu özelliği başına fazlasıyla bela oluyordu.

Zero omuz silkmekle yetindi.

-Dün öfkeliydim.Napıyım yani? Hem acele etmen gerekiyordu, Kehanetin Dili'ni bekletemezdik.Nihayetinde Kelam söylendi.Sana ne söyledi?

Aiden dediklerinden pek bir şey anlamamıştı ama Maske Surat'dan behsettiğini anlayabilmişti.Onun söyledikleri yankılandı birden beyninde.

"Ölmeyeceksin Aiden.Senin kaderinde daha ölüm yok.İlmekler tek tek atıldı ama seçim sana bırakıldı.Kalbin karanlıkla sarılı ama aydınlığın imgesi de yazılı.Seçim senin ama şunu bilesin.Ya Kral olacaksın ya da Esir."

-Bu seni neden ilgilendiriyor ki?
Diye sordu şüpheyle.

Zero kaşlarını çatarak baktı ve kollarını önünde birleştirdi.

-Bunu söylemeden burdan çıkamazsın ne yazık ki.Nedenine gelince bu seni ilgilendirmez.Şimdi ne dediyse kelimesi kelimesine söyle.

Aiden da kaşlarını çattı.Zero'dan nefret etmeye başlamıştı.Ormanda çıkan rüzgârı takip ettiğinde ve onu bulduğunda kurtarıcısı sanmıştı ama değildi.Bu da Maske Surat'ın bir oyunu olmalıydı.Belki de en baştan iç sesine güvenip ormandaki sese kulak vermemeliydi.

-Burdan çıkacağım ne malum?Ayrıca sana yalan da söyleyebilirim.Doğru olup olmadığını nerden bileceksin?

Zero püfledi ve kafasını bıkkınca salladı.

-Zor ve zeki bir çocuksun Aiden.Pekala, sana Sürü'nün onuru adına söz veriyorum.Mağaradan çıkacaksın.Ve doğruluğa gelince. Kalbini dinliyor olacağım ve yalan söylersen bunu anlarım.

Göz kırptığında, Aiden içinde "hassiktir" diye geçirmişti.Başka şansı yoktu.

-Sürünün onuru bu kadar değerli mi?
Diye sordu bu sefer.Zero küfür etmiş gibi öfkeli gözlerle baktığında cevabı almıştı.

DRACULA(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin