Yazar; blehmeh
Çevirenler; SeKaism & diremaniacs
Birkaç dakika boyunca bakıştılar ve Chanyeol Baekhyun'un gözlerine o kadar kapılmıştı ki (bu sadece şok olduğundandı – başka bir anlam ifade etmiyordu) Baekhyun'un sadece ince bir pijamayla küçük omuzlarında asılı kalan kendisinden büyük palto giydiğini ve narin parmaklarının fazlasıyla tanıdık olan pembe bir ayıcığı tuttuğunu fark etmemişti.
"Ne – " Chanyeol cümlesine bitirmesine kalmadan, Baekhyun kendisinden büyük paltoyu çıkarıp attı (tıpkı iri yarı bir adamın takım elbise giyip güneş gözlüğü takarak öne doğru büyük bir adım atması gibiydi) ona doğru yürüdü, bileğinden tutup onu sürüklemeye başladı.
Baekhyun'un parmakları çelimsiz olabilirdi ama diğerinin bileğini tutarken sıkıydı ve diğerinin tenine dokunurken sıcacıklardı. Chanyeol içgüdüsel olarak elini geri çekmeye çalıştı, neden bir anda kalbinin bu denli hızlı atmaya başladığını merak ediyordu ama Baekhyun onu daha da sıkı tutmuştu, o kadar sıkıydı ki Chanyeol teninde yaraların olacağından korkmuştu.
Karşılarına büyük bir merdiven gelene kadar birçok kez dönmüşlerdi (Chanyeol burayı daha önce gördüğünden emin değildi), Baekhyun diğerini yukarı kata sürüklemeye başlamıştı. Yolculuk uzun değildi, ama her nasılsa Chanyeol bunun sonsuza kadar sürmüş gibi hissetmişti. Sonunda en üste vardıklarında, Baekhyun sollarında kalan ilk kapıya doğru diğerini çekmişti, hızlıca kapıyı açtı, kendisiyle beraber diğerini de sürükledi, daha sonra ardına çarptı kapıyı.
"Kahretsin!" Baekhyun tısladı ve Chanyeol o an bile Baekhyun'un sesindeki siniri duyabiliyordu. "Nesin sen, bebek mi? Kendine sahip çıkamaz mısın sen?"
"Bu da ne demek be?" Baekhyun Chanyeol'ün kolunu bırakırken Chanyeol öfkeyle söylendi. "Dedi muhtemelen dün gece uyumayan kişi!" Baekhyun kalakaldı.
"Dün gece ne yapıyordun, hıh?" Chanyeol susması gerektiğini biliyordu, ama konuşmaya devam etti – diğerinin içinde derin ve uzun zamandır orada olan bir duygu vardı (ayrıca onun böyle olması Chanyeol'ün içini kemiriyor ve rahat bırakmıyordu) ve işte bu şey, konuşmaya devam etmesi için gaza getirmişti. Ne zaman Baekhyun ona fark ettirmeden –ona söylemeden- dışarı çıktığını görse bu hisse kapılıyordu ve bu nedense tuhaf bir şekilde onu fazlasıyla sinirlendiriyordu. "Yabancıları mı tatmin ettin yoksa? Tüm gece onlarla mı kaldın? Eğlenceli miydi?" Baekhyun'un gözlerini tehlikeli derecede öfkeyle parlıyordu.
"Kapa çeneni!"
"O zaman bu haklı olduğum anlamına geliyor, değil mi?" Chanyeol sırıtmıştı ama bu sadece gösteri içindi, gerçekten nasıl hissettiğini yansıtmamıştı. Baekhyun sinirlenmiş ve onu ittirmişti.
"Bu her zaman çok eğlenceli değil miydi, yüzlerini bile hatırlamadığın onca insanı tatmin etmek, isimlerini bile bilmediğin kişiler hem de?" Baekhyun'un gözleri kısıldı ve tekrardan ittirdi diğerini. Chanyeol ona izin vermişti.
"Ne yaptığımı bilmiyorsun bile, bu yüzden biliyormuşsun gibi davranma. Sakın ama sakın bir saniye bile dün gece neden uyuyamadığım hakkında boktan varsayımlar yapma hakkın olduğunu düşüneyim deme." Baekhyun hırladı ve Chanyeol alayla dudağını büktü.
"O zaman siktiğimin neden söylemiyorsun bana?" Chanyeol medyan okumayla tek kaşını kaldırdı. Baekhyun utançla kızardı ve diğerini tekrar ittirdi. Baekhyun Chanyeol'ü duvara çarpıp kapana kıstırana kadar bunu yapmaya devam etmişlerdi.
Böyle bir durumda bile, ikisi de birbirlerine karşı oldukça öfkeliydiler (oysaki Chanyeol bunun sebebini bile bilmiyordu), uzun olan Baekhyun'un dudaklarının çekici bulmaktan kendini alıkoyamamıştı. Kuru ve çatlamış olsalar da, Chanyeol normalde başkası olsa iğrenirdi ama onun yerine, kendi tükürüğüyle ıslatmayı istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Faults in Byun Baekhyun
FanfictionBaekhyun ve Chanyeol birbirlerinden nefret eden kişiliklerdi. Yeni üniversite yılının başlamasıyla, aptalların amaçsızca gezmesiyle hormonlar uçmuş duygular batmıştı. Chanyeol bu yıl hayatta kalmak için dua ediyor, başından beri barizce aşık olduğu...