Yazar; blehmeh
Çevirenler; SeKaism & diremaniacs
O günden sonra Baekhyun dünyadaki yerini hatırlarken dikkatini dağıtmaya çalışıyordu. Günlük rutin haline gelecek kadar çok fazla kişiyle yatmıştı, o kadar çok kişiyle düzüşüyordu ki bir günde kaç kere yaptığını bile hatırlayamıyordu, o kişi ona hatırlatmazsa bir günde iki kere aynı kişiyle yattığını bile bilmiyordu. Bedenindeki acı o kadar çoğalmıştı ki bu alışkanlık haline gelmişti. Artık acıyı bile hissetmiyordu, sadece sersemletiyordu.
O kadar çok yapıyordu ki hafta sonunun gelmesi için dakika sayıyordu, sonra günün sonu için ve nihayetinde, her seksin sonunun gelmesi için dakika sayıyordu. Geleceği hakkında düşünmemeye çalışıyordu, ta ki hayat onu tüketene kadar ömrünün geri kalanında her gün bunu yapmak zorundaydı çünkü bu ona ölmenin yollarını bulmaya çalışmasına neden oluyordu.
Chanyeol'ün de garip davrandığını fark etmişti ama kendisine bunun hakkında çok düşünmemesi gerektiğini hatırlattı. Chanyeol şimdi bir yabancıdan ibaretti. Baekhyun ona fazla yaklaşmamalıydı, tıpkı diğer insanlara yaklaşamadığı gibi. Nasıl oluyorsa, bunu yapması göğsünde büyük bir delik açıyor ve büyümeye devam ediyordu ve o kadar yaralıydı ki artık hissetmiyordu bile. O kadar incinmişti ki yara aldığında kendisine sorun olmadığını ve buna alışacağını söylüyordu.
Ama Chanyeol.
Chanyeol'ü her gördüğünde, kalbinin yeniden hayata geçtiğini hissediyordu, kendisini kaç kişinin becerdiğini hatırlarken yanakları utançları kızarıyordu. Ve yine de, Chanyeol'ü görmek kalbinin kanamasına neden oluyordu çünkü Chanyeol iyi görünmüyordu.
Baekhyun iyiydi, bunu biliyordu.
Sadece, Chanyeol'ün iyi olup olmadığını bilmiyordu.
Uykusuz geceler yüzünden oluşan koyu göz torbalarını fark etmesinin ardından eyeliner kullanmaya başlamıştı.
Göz torbaları ne kadar koyulaşırsa, eyelinerı o kadar koyulaşıyordu.
Uyuma. Sakın uyuma.
Yoksa yine peşine takılacaklar.
"Sehun'un partisine gidecek misin?" Neden? Neden yine onunla konuşuyordu? Fazla yakınlaşmaması gerektiğini söyleyen kendisi değil miydi?
Ancak, Chanyeol'ün onu görmezden gelmesiyle bile Baekhyun kalbine bir ağrının saplandığını hissetmişti.
"Son zamanlarda neyin var senin? Daha fazla dışarı çıkmalısın." Hakim ol. Asıl benliğini gösterme sakın. Bunu son zamanlarda fazlasıyla yaptın zaten. Senin yerin ne ki bunu yapabiliyorsun?
"Git bir iki oğlan becer. Kız arkadaş falan edin. Hayatın yok mu senin?" Neden sadece aklımı yalnız bırakmıyorsun? Neden sikik bir sevgili bulup bana kendini unutturmuyorsun? Neden biraz bile gülümsemiyorsun?
"Her neyse. Ben çıkıyorum. Bye." En azından cevap vermemesi onu unutmasını daha da kolaylaştıracaktı.
Neden bu kadar çok umursuyordum?
O benim için neydi ki hem?
Chanyeol konuşmuştu.
"Ne oldu? Topallıyorsun." Topallamıyorum. Niye topallayayım ki?
"Belki de halüsinasyon görüyorsundur."
"Eğer olayın içinde sen varsan asla halüsinasyon görmem." Haha, neden bu, eski benliğine geri dönüyormuşsun gibi çıkmıştı? Fazla sıradandı bunu senden duymak. "Nasıl halüsinasyon görürüm, başkalarının fark edemediği şeyleri bile fark ederken..?" Neden bunu söyledin ki? Söyleme böyle şeyler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Faults in Byun Baekhyun
FanficBaekhyun ve Chanyeol birbirlerinden nefret eden kişiliklerdi. Yeni üniversite yılının başlamasıyla, aptalların amaçsızca gezmesiyle hormonlar uçmuş duygular batmıştı. Chanyeol bu yıl hayatta kalmak için dua ediyor, başından beri barizce aşık olduğu...