Bölüm29:His

277 40 5
                                    

Bölüm29:HİS

Medya; Buğlem.

Hayat size bir seçim sunduğunda sonucunun nereye gideceğini bilemeyiz. Seçimi sunar, yanlışı seçmemizi bekler. Yanlışı seçersen kaybolursun, doğruyu seçersen yok olursun. Hayatın bize seçim sunmamasını sağlamalıyız eğer bir seçim varsa çoktan kaybetmişiz demektir.

"Daha ne bekliyorsun?"

Hiçbir şeyi.

Ya da birinin gelip beni çekip çıkarmasını.

Dipsiz bir kuyunun en dibinde mahsur kalan bir dağcı gibiydim. Çıksam çıkamam, kaçsam kaçamam. Öyle lanet bir durum ki nefes aldığını bile hissedemiyorsun. Babamın bembeyaz kesilmiş yüzünü inceledim. Eskiden bu yüzde bana lanetler savurmuş hor görmüş insana mı yardım edecektim? Bunu neden yapacaktım?

"Bak Buğlem o senin gerçek baban değil ama sana babalık yaptı bunu unutma!" ne?

Gerçek babam değil mi?

Bu yaşlı bunak daha ne saçmalayacaktı?

"Ne diyorsun sen? O benim babam ve sandığın gibi bir babalıkta yapmadı."

"Tabi sen bilmiyorsun. Annen bir avcıydı ama normal kurt avlarından bahsetmiyorum. Annen ölüm meleklerini avlıyordu. Elçiler ona bir görev verdi ama o görevine aşık oldu. Sonuç değişmedi göreviyle beraber olduğu gece onu öldürdü ama çoktan hamile kalmıştı, sana." bu ne gereksiz bir hikayeydi böyle? Bunları söylemek için çok ezber yapmış mıydı?

"Kes sesini! Benim annem 4 ay önce ölmüştü fakat şimdi yaşadığını öğrendim. Annem normal biriydi duydun mu? Annem kimseye zarar veremez!" Ejder'in ellerinden kurtulup odanın diğer ucuna gittim. Yaşlı kadın bana anlayışla bakıyordu niye?

"Bana inanmalısın ölmek üzereyken bu gerçeği öğrenmeni istemezdim. Lütfen sana bunca zaman babalık yapmış adama borcunu öde." onca zamandır babam dediğim kişi nasıl olur da babam olmazdı? Buğra benim gerçek ağabeyim değildi. Babam gerçek babam değildi. Annem sandığım kişi değildi.

Hayatım yalanlar üzerine kurulmuş bir oyun tahtasıydı.

Bu oyunda mat olmak üzereydim.

Yatağa yaklaşıp tekrar o adama baktığım da yılların hesabını görür gibiydim. Beni sevmemesini şimdi daha net anlıyordum. Onun kızı değildim. Onu öldüren biriydim. Masanın üzerindeki bıçağı elime alıp son kez baktım.

Yalan düzene, gerçek aşka.

Bıçağı bileğime bastırıp yan bir şekilde boydan boya kesip kan akışını izledim. Adam kan kokusunu aldığında kıpırdanmaya başladı. Elimi yumruk yapıp sıkarak bileğimi tam dudaklarının üzerine getirdim. Kan aktı ama onun ölü bedeniyle buluşamadı. Yere hızla savrulmanın etkisiyle başım dönerken etrafta oluşan gürültü kesik kesikti. Lina'nın yüzünü zar zor seçerken bana bir şeyler söyleyip duruyordu. Elindeki bir şeyi kesik bileğime dolayıp beni ayağa kaldırdığında sendeleyip arkaya doğru devriliyordum ki biri beni tuttu.

"Ben taşırım." sonra bir bedenin kucağında çekilip çıkartıldım.

Uyandığımda bir odadaydım. İki kişilik geniş yataktan rahat bir şekilde uyanmak uzun zamandır hissetmediğim bir duygu gibiydi. Koluma bağlanmış bir serum ve sargı beziyle bağlanmış bir bileğim vardı. Perdenin izin verdiği kadarıyla içeriye giren güneş ışığına bakıp gülümsedim.

"Uyandın." Umar'ın sesi kapı eşiğinden geldiğinde buna hazır değildim. Onunla nasıl yüzleşirdim? Onu kendim itmişken nasıl geri isteyebilirdim?

"Kafandan bir şeyler kurma artık. Neden bunu yaptığını biliyorum ve bu kadar cesur olduğun için sana kızamıyorum." yatağın diğer tarafına yatıp bana bakarken onu ne denli özlediğimi anımsadım. Boştaki elimle hafifçe yanağını okşarken yüzündeki tebessüm paha biçilmezdi.

"Özür dilerim adamım bunu hak etmedin." başımı göğsüne yaslayıp saçımı öpücüklere boğarken elim hala yanağındaydı. Göz yaşlarım damla damla tişörtünde iz bıraksa da buna ses etmedi. Onu seviyordum, onun için ölecek kadar.

Saatler sonra aşağı inip onların arasına katıldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saatler sonra aşağı inip onların arasına katıldım. Lina beni çoktan affetmişti, Akın saniyeler sonra yumuşamıştı. Kamer'i anlatmama gerek var mı? O her zaman olduğu gibi aptal olduğumu belirtti ama beni şaşırtarak sarıldı. Gıcıkta olsa uğrunda ölünebilecek bir dosttu. Bir film açıp hayatımız çok normal gibi davrandığımızda bu anın bir daha olmayacağını hissettim. Bu his beni kötü hissettirdi.

Biri ölecekti.

İçimizden biri belki dakikalar belki de günler sonra ölecekti.

"Buğlem iyi misin?" o an herkes filme son verdi. Lina ışıkları açıp benim halimi gördüğünde sarsıldı.

"Bir şey olacak, çok kötü bir şey."

"Sikeyim!" Kamer küfredip dururken onu Lina susturdu.

"Bir şey mi gördün ya da hissettin?" söylemeyi istemedim. İçimizden birinin yok olup gideceğini söylemek istemedim. Buna hazır mıydık? Tek bir tanemizi bile kaybetmeye hazır mıydık? Umar ısrarlarına devam etti. Önce Lina'ya sonra Akın'a ve en son Umar'a baktım.

"İçimizden birisi ölecek." ve o cümlem geleceğe açık bir kapı bırakmıştı.

-Bölüm Sonu.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bu arada finale sayılı bölümler kaldı. Yorum ve görüşlerinizi lütfen eksik etmeyiniz.

KİTAPLA KALIN!

Cehennem KasabasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin