Gözlerimi birkaç kez kapatıp açtığımda karşımdaki kişinin çok tanıdık olduğunu farkettim. Gözlerim odaya alışmaya çalışırken karşımdaki kişinin bana doğru yürümeye başladığını farkettim. Bana doğru geldikçe ben de geriye doğru yürümeye başladım. Karşımda duran çocuğu tanıyordum. Ama neden böyle bir şey yapmıştı? Bunları düşünürken daha fazla yürüyemeyeceğimi anladım çünkü kalçam çoktan duvara çarpıp beni durdurmuştu.
"Merhaba Diana." dedi Andrew boğuk bir ses ile.
Anlamayan boş gözlerle ona baktım ve "Neden beni sınıfa çektin?" diye sordum. Fakat sorumu dikkate bile almadı.
"Oswin bir kız ile çıkıyor diye duydum. Partide ilk seninle tanıştırmış. Hatta okuldan ilk seninle tanıştırmış. Sizi dans ederken gördüm. Ah Diana o kadar derin bakıyordun ki. Fakat bir süre ortadan kayboldunuz. Tekrar seni gördüğümde kalbi kırık küçük bir çocuk gibi geziyordun. Yanına geldim. Sonra olanları biliyorsun ama Cindy elimi tuttuğunda yüzünde oluşan ifadeyi bilmiyorsun. Oswin'in sevgilisi olduğunu öğrendiğin zamandan daha acıklı bakıyordun." Bunlar doğru muydu? Kalbim acıdı evet ama Oswin ile olanlardan sonra daha da çok mu? Belki de her şey üst üste geldiği için böyle idi.
"Sana acımış olabilirim. Cindy ile sevgili olmuşsun. Kesinlikle sana acıdığımdan dolayı öyle bakmışımdır." dedim umursamaz bir tavırda ama aramızda bulunan bu çok az boşluk gerilmemi sağlıyordu.
Birden kahkaha atmaya başladı ve kafasını iki yana doğru sallayarak "Diana, Diana, Diana. Yanlış cevap." deyip sol elini sağ omzumun üzerinden duvara koydu.
Yaptığı hareketleri algılamaya çalışıyordum. Suratına baktığım zaman ise ifadesiz bakışı ile karşılaşıyordum.
"Ne istiyorsun Andrew? Niye beni sınıfa çektin?" diye tekrardan sordum. Daha fazla dayanamıyordum. Biraz korkmuştum. Andrew'u hiç böyle görmemiştim. Hep eğlenceli, her şeyi dalgaya vuran bir tip olarak biliyordum. Ama şuan karşımda duran Andrew'u tanımıyordum ve bu beni korkutuyordu.
"Sana söyledim. Sana seni sevdiğimi söyledim ama sen bana Oswin'e aşık olduğunu söyledin. Ah Diana o sırada neler hissettim bir bilsen. Bir dakika biliyorsun. Oswin seni kız arkadaşı ile tanıştırdığında sen de o duyguları hissettin." dedi ve yeniden gülmeye başladı.
Kafamı aşağı eğip ayaklarıma bakmıştım. O duyguları hatırlatmasına gerek yoktu. Sanki kalbim sıkışıyor, nefes alamıyorum gibi hissettim. Boşta olan eli ile çenemi tutup kafamı kaldırdı ve "Bana bak." dedi sert bir şekilde.
Daha fazla burada durmak istemiyordum. Karanlık ve küçük oda nefes almamı engelliyordu. Yürümeye kalkıştım ama elini çenemden çekip diğer tarafa koydu.
"Benden bu kadar çabuk kaçamazsın. Ayrıca daha söyleyeceklerim bitmedi." dedi. "Oswin her ne kadar kalbini kırmış olsada ben bunu sana yapmam, yapamam. Havuzun kenarında otururken sen yanına gelip konuşacaktım ama o or*spu Cindy gelip her şeyi mahvetti. Onunla sadece seni unutmak için takıldım Diana yemin ederim. Ama Cindy ondan hoşlandığımı, sevgili olduğumuzu sandı. Sen gittikten sonra çok sinirlendim ve ona anlayacağı şekilde bizim sevgili olmadığımızı söyledim." dedi. Her kelimesini dikkatlice dinliyordum. Cindy'nin adını her söyleyişinde yüzündeki tiksintiyi ve siniri görebiliyordum.
"Ama eve gittiğimde anladım ki sen de beni seviyorsun. Cindy'nin yaptıklarını görünce çok daha fazla üzüldün ve suratındaki üzüntü idi Diana acıma değildi."
Göğsüne sertçe vurarak ittirmeye çalıştım ama yerinden oynamadı. "Andrew tamam artık bırak da gideyim. Nefes alamıyorum ve bu karanlık beni daha da güçsüz kılıyor." diye yalvardım ama hiçbir şey demedi. Aramızdaki boşluğu kapatacak şekilde daha da yaklaştı ve az önce onu ittirmeye çalışırken yüzüme düşen saçları kulağımın arkasına yerleştirdi. Aynı eli ile daha sonra suratımı nazik bir biçimde tuttu. Gözlerimin içine baktı. Sanki derinleri görüyormuş, sanki beynimi okuyormuş gibi bana baktı. Hemen gözlerimi kaçırdım. Baş parmağı ile yanağımı nazikçe okşadı ve "Lütfen gözlerime bak." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı
Literatura KobiecaÖncelikle merhaba :)) Bu benim ilk kitap denemem olucak ve umarım çoğu kişi okur... Hemen hemen herkesin (buna ben de dahilim) okuduğu kitaplar yabancı olup Türkçe'ye çevrilmiş oluyor ve böylelikle istemesek de yabancı isimlere alışmış oluyoruz. Ör...