Olanlara anlam vermekte zorlanıyordum. Andrew benimle uğraşan çocuk değil miydi? Ne oldu da bu kadar kibar oldu? Başına bir şey düşmüş olmalı. Ne yapacağımı bilemeden boş boş suratına bakıyordum. İşte ne olduysa o anda oldu kendimi rezil etmem diye düşünüyordum ama sanırım çok erken konuşmuşum. Çünkü direk arkamı dönüp yürümeye başladım. Arkama bakmadan hızlı adımlarla insanların arasından geçiyordum. Rose'u da arkada bırakmıştım. Onlardan kaçmak için tuvalete girecektim ki kapı birden açıldı ve bacağıma çok sert şekilde çarptı. Tek ayağımla durmaya çalışırken diğer iki elimle bacağımı tutmaya çalışıyordum. Tahmin edin bakalım içeriden kimler çıkmıştı.. Charla ve Cindy... Sanırım içeride boyama var çünkü suratlarındaki boya başka türlü açıklanamaz.
"Diana iyi misin?"
Rose birden yanıma gelmişti. Nasıl bu kadar hızlı olabildi?
"Andrew arkanda mı?" dedim endişeye çünkü benimle dalga geçecek bir malzeme vermek istemiyordum. Tamam bu olayı görmeyen kalmamıştır en azından benimle dalga geçmesini istemiyordum.
"Hayır sen bizi bırakınca eli havada kaldı. Sonra bana hoşçakal diyip gitti. Çocuk çok yakışıklı ahhhh ahhh"
Gerçekten mi diyen bir bakış attım. Hemen kendini savunmak için ellerini havaya kaldırdı.
Okul bu olaydan sonra şaşırtıcı derecede çok hızlı geçti. Eve gittiğimde çok yorgunum bu yüzden biraz kestirmek için yatağa yattım. Uyandığımda hava alacakaranlıktı. Ders çalışmam gerektiğini biliyordum ama kim ders çalışmayı sever beni suçlamayın... Bu yüzden telefonu aldım ve bilmediğim bir numaradan mesaj olduğunu gördüm. Açtım ve okumaya başladım.
'Selam'
Çok yaratıcı gerçekten!.!.
'Siz kimsiniz?' diye mesaj attım.
Cevap 1-2 dakika sonra geldi.
'Merhaba canım ben sıra arkadaşın Andrew ;)'
Ciddi olamazsın! Kullandığı surat ifadesine bak yanımda olsaydı şuan parçalarını topluyor olacaklardı.
Ben: 'Telefon numaramı nerden buldun? Aaa tabii yaa ikimizi yakından tanıyan tek kişiden, kuzenimden.. '
O: 'tebrik ederim doğru tahmin canım ;)'
Ben: 'ilk olarak o surat ifadesini kullanma ikinci olarak canım???'
O: 'lafın gelişi ;)'
Ben: 'şunu yapmayı keser misin!'
O: 'neden ? Sinir mi oluyorsun? ;)'
Ben: 'evet!.!.'
O: 'peki ;)'
Pekala daha fazla uzatmayacaktım bu surat ifadesini.
Ben: 'ne istiyorsun?'
O: 'hiçbir şey'
Ben: 'iyi!.' dedim ve telefonu sessize alarak yatağımın üstüne koydum. Bilgisayarı kucağıma alıp çekyata oturdum. Evet doğru odamda çekyat var. Şu son 1 aydır bir çocuktan hoşlanıyordum ama açıkça o beni arkadaşı olarak görüyordu. Dışarıdan belli etmesem bile ondan hoşlanıyordum işte. İnternetten onu arattım ve en son neler yazmış ona baktım. Bir zamanlar bir kızı seviyordu ben de bunu anlamıştım. Gidip konuşmuştum inkar etmişti ama sonra kızın bununla oynadığını anladı. Aslında garip bir ilişkimiz vardı bazen arkadaş bazen iki yabancı bazen de sevgili gibi davranıyorduk. İlk mesajı ben atıyordum ama o da her zaman iltifat ediyordu. Bu sırada annemin sesini duydum yemeğe çağırıyordu beni ben de aç olmadığımı söyledim. Söylendi ama ben bu durumua alışkındım.Ne yazacağımı düşünerek telefon ile oynuyordum. Sonunda sıradan bir şey yazmaya karar verdim. Bir merhaba gibi. Mesajı birkaç dakika sonra geldi. Açtım ve okumaya başladım.
'Dışarıdayım sonra konuşsak olur mu?'
Morelim bozulmuştu. Ama onunla uğraşacak Halim yoktu bu yüzden bir şey yazmadım. Sırt üstü yatıp tavanı boş boş izledim. Sonra aklıma Andrew geldi. Mesaj atması, telefon numaramı nerden bulduğu.. Birden kalktım. Pislik kuzenimin telefon numaramı verdiğini hatırladım.
'Elena napıyorsun?' diye mesaj attım. Çünkü önceden kızarsam benim mesajlarımı görmezden gelir.
'İyiyim dünkü ödevi tekrardan yapıyorum. Sevgili öğretmenim beğenmedi, tekrar yazmamı istedi!'
Kendi kendime sırıtıyordum. Bu ona çok iyi olmuştu. En azından Andrew'a numaramı verdiği için biraz sinirim geçmişti ama hala sinirliydim.
'Telefon numaramı sen mi verdin?'
Andrew'a da inanmıyordum belki de suçu kuzenime atıyordu.
Elena: 'neyi?'
Ben: 'safı oynama Elena numaramı Andrew'a sen verdin değil mi?'
Elena: 'evet ne olmuş. Konuştunuz mu?'
Ben: 'Ne mi olmuş ciddi misin?İstemediğim şeyler yapıp deli etti beni seni de ilk gördüğüm yerde öldürcem!'
Elena: 'peki' İşte bu kızın böyle yapmasına sinir oluyordum. Gerçekten ilk gördüğüm yerde dövücem onu.
Yatağa yeniden yattım ve müzik dinlemeye başladım. İnsan müzik dinleyince apayrı dünyaya yolculuk ediyoruz. Hiç kimsenin bizi ayıramayacağı bir yere yolculuk yapmış oluyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı
Literatura KobiecaÖncelikle merhaba :)) Bu benim ilk kitap denemem olucak ve umarım çoğu kişi okur... Hemen hemen herkesin (buna ben de dahilim) okuduğu kitaplar yabancı olup Türkçe'ye çevrilmiş oluyor ve böylelikle istemesek de yabancı isimlere alışmış oluyoruz. Ör...