Sevdiğiniz birisiyle nasıl ve nerede tanışacağınız hakkında hep hayaller kurarsınız. Bazen bu hayaller gerçek olurken bazen de istediğiniz sonucu vermez. Ama her durumda çok mutlu olursunuz. Çünkü karşınıza gerçekten çok sevdiğiniz birisi çıkar.Okulun daha ikinci gününden derse geç kalamazdım hadi ama son sınıf oldum ve dersin her dakikası benim için değerli ve matematik öğretmenimin diline düşmek istemiyordum. Eğer bir kere düşersem bir yıl boyunca kurtulamam ve ben okuldan mezun olurken salakça bir ad ile anılmak istemiyorum. Dün gece o filmi izlememem lazımdı. Sanırım titriyorum. Hava soğuk değil ki... Ciddi anlamda titriyorum. Telefonu eteğimin cebinden çıkaracaktım ama cebi olmadığını hatırladım. Aptal okul kıyafetleri... En yakın arkadaşım Rose'a uyarak babet giymiştim oysa ben spor ayakkabı giyecektim. Ne vardı sanki rahat bir şey giyseydim... Şimdi ise telefonu çantadan bul bulabilirsen.
1 cevapsız arama ve 1 yeni mesaj!!! Ne kadar çok şaşırdım anlatamam(!) Tahmin etiiğim gibi ikisi de Rose'dan geliyordu. Mesajı açtım ve okumaya başladım.
'Nerdesin birazdan ders başlayacak!!!! '
'Lunaparka gittim eğleniyorum sen de gelsene çok güzel.' ve gönder tuşuna bastım. Cevap çok hızlı geldi. Rose gerçekten çok hızlı yazıyor.
'Niye dalga geçiyorsun ki merak ettim. Zil çaldı çabuk ol'
'Geldim okulun kapısındayım. Gelirim birazdan yanına.'
Ayaklarımı hissetmiyordum.Hemen dolabıma gidip çantamı bıraktım. Tam kapağını kapattım sınıfa gidiyordum birden bir çocukla çarpıştım. Hayat niye zalimler gibi oyun oynuyorsun?!.
''Önüne baksana yaa kör müsün?
''Özür dilerim.''
Oradan hemen hızlı adımlarla uzaklaştım. O kadar utandım ki çocuğun suratına doğru düzgün bile bakamadım.Direk matematik sınıfına girdim ve Rose'u gördüm. Arkasındaki bir çocuk ile konuşuyordu hemen yanına gidip oturdum. Rose hemen korkardı. Bu özelliğini kullanmak beni mutlu ediyordu. Evet ben çok kötü bir kızım. ''BÖÖÖ!! '' dedim bağırarak.
''Diana Lea Johnson sen çok kötü bir kızsın.''
''Rose Wilson bunu zaten biliyorum.'' dedim ve dayanamayıp gülmeye başladım. Rose da bana kızgın olmasına rağmen katıldı. Bu sırada da hayat çok şey yapmamış gibi şimdi de matematik öğretmenimizin kapıdan girmesine ve bize ters ters bakmasına sebep olmuştu. Ben sana ne yaptım hayat!..
''Evet kızlar sessiz olun ve önünüze dönün. Geç kaldığım için kusura bakmayın çocuklar müdür hanımla bir şey konuşuyorduk. Şimdi kitabınızın 10. sayfanızı ve defterinizi açın yılın ilk konusuna başlıyoruz.''
.........
''Kaç dakika kaldı matematik dersinden nefret ediyorum Rose''
''Şİmdi zil çalacak dayan biraz daha Diana''
10 .... 9.... 8... 7.... 6 .....ve zil. Biraz dengesiz olduğum doğrudur ama en azından dakikayı tutturdum o da bir şey.
''Çocuklar eve gidince bu konu ile ilgili 20 tane soru yazıyorsunuz. İtiraz istemiyorum. İyi günler.'' dedi ve sınıftan sırıtırak çıktı. İyice gitmesini ve sınıfın boşalmasını bekledikten sonra Rose'a dönüp bu sabah çarpıştığım çocuğu anlattım.
''İnanamıyorum sana Diana. Peki tipi nasıldı? ''
''Sen beni dinlemiyor musun utancımdan suratına bakamadım ama üzerinde okul forması yoktu. Büyük ihtimalle bizim okula tanıdığı birisi için geldi.''
''Off ama ben çok merak ettim.''
''Sen şimdi o çocuğu bırak ve benim bu okula bu kadar saat nasıl dayanabileceğim hakkında düşünmeye başla yoksa en iyi arkadaşını bugün kaybedebilirsin.''
..........................
Sonunda okul bitmişti. Bu okulu kim icat ettiyse tüm öğrenciler tarafından adı anılıyor ve hiç de güzel bir şekilde değil. Rose ile evlerimiz karşılıklıydı. Bir de Rose kadar önemli olan kuzenimin yani Elena'nın evleri de 5 ev ilerideydi. Birbirimize çok yakındık. Elena benden 2 yaş küçüktü. Ama aynı lisede okumuyorduk. Arkadaşlarıyla bir lise planlamış ve ona göre çalışmışlardı. Şanslarına Elena ile birlikte 3 kişi istedikleri okula diğer 2 kişi ise bir alt kademedeki okula gitmek zorunda kalmışlardı. Yinede çok şanslılardı okulları hemen yan yanaydı.Böylelikle sıklıkla görüşüyorlardı.
Rose ile birlikte okul çıkışı eve doğru yürümüştük. Birbirimize hoşçakal dedikten sonra doğruca odama çıktım ve ödevlerimi yapmaya başladım çünkü bu akşam annemler geldikten sonra kuzenlerimle birlikte bizim aile dostumuza gidecekmişiz. Öyle birisinin olduğunu bile bilmiyordum ama sonuç olarak 3 ev haricinde (Rose'ların evi, bizim ev ve Elena'ların evi) başka bir ev görmek beni mutlu edecekti.
Ödevlerim biter bitmez hazırlandım ve annemler geldi. Hazır olduğumuzda ilk önce Elanalara gittik.
''Elena bu gideceğimiz yerde hiç çocuk var mı?''
Ben 3 Elena da 2 kardeşti. Benim ikisi de erkek Elena'nın kardeşi kızdı. Daha okula bile gitmiyordu. Benim kardeşlerimin arasında 1 yaş vardı ve büyük olan 9. sınıfa gidiyordu.
''2 tane çocuk var birisi seninle yaşıt diğeri ise 5. sınıfa gidiyor.''
''Benimle yaşıt olan kız mı''
''Hayır erkek küçük olan kız.''
Arabaya binip evlerine gittik. Aslında o kadar da uzakta değildi evleri ama arabayla gitmiştik. Kapıyı anneleri açtı ve bizi içeri aldı. Daha doğrusu biz çocukları çocuk odasına aldı. Benimle yaşıt olan çocuk yoktu o kadar memnun olmuştum ki anlatamam. Ama hayat bana hala o zalim oyunlarını oynuyordu ve kapı çaldı. Çocuğun sesini duyordum. Giderek yaklaştı ve odaya girdi. Kabalık olmasın diye kalktım ve suratına baktım. Aman Allah'ım bu bir şaka olmalı. Suratına dikkatlice bakmamış olsam da bu çocuk bugün ona çarptığım çocuktu. Lütfen bana yardım edin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı
Chick-LitÖncelikle merhaba :)) Bu benim ilk kitap denemem olucak ve umarım çoğu kişi okur... Hemen hemen herkesin (buna ben de dahilim) okuduğu kitaplar yabancı olup Türkçe'ye çevrilmiş oluyor ve böylelikle istemesek de yabancı isimlere alışmış oluyoruz. Ör...