''Çöpleri ben kaldırmam.'' diye mızmızlanmaya başlamıştı Mason.
''Bazen kim daha büyük anlamakta güçlük çekiyorum.'' diye karşılık verdi Emily. ''Erkekler çöpleri toplayın biz de Diana ile bulaşıkları yıkarız.'' diye devam etti.
''Ama ben bulaşık yıkamak istemiyorum'' diye mızmızlandım.
''Tamam kızlar otursun biz Mason ile her şeyi yaparız.'' Diye duruma el attı Cory.
Mason biraz daha karşı gelmeye çalıştı fakat ben ve Emily çoktan oturmuştuk. Mason da Cory tarafından sürüklenerek iş yapmaya başlamıştı.
Emily yavaşça eğilerek ''Cory iyi, değil mi? İyi geldi bu gezi ona. İyileşiyor, değil mi?'' diye fısıldadı.
''Evet, yavaş bir şekilde ama evet. Önemli olan da bu değil mi? Hem senin gibi bir sevgilisi var yanında. Ona ne kadar değer verdiğinin farkında. Senin yardımınla her şeyin üstesinden gelir.'' diye karşılık verdim. Hafifçe başını salladı ve buruk bir şekilde gülümsedi.
Hepimiz endişeleniyorduk fakat Emily aramızdaki en endişeli olan idi. Belliydi.
''Hey çocuklar deniz kenarına gidip hava alalım mı?'' diye bağırarak sordum. Mason hemen onayladı fakat Cory evde kalmak istediğini söyledi. Emily de Cory yalnız kalmasın diye evde kalma kararı verdi. Cory gitmesini söylese de istemediğini evde kalmak istediğini tekrarlayıp durdu. Biz de mason ile üzerimize hırka alıp çıktık.
Sahile gidene kadar hiçbir şey konuşmadık. Hepimizin kafası zaten farklı ama ana fikir olarak aynı konu ile meşguldü zaten ve kimsede de cevap yoktu. Konuşmak anlamsızdı. Belli ki mason kardeşini düşünüyordu. Bu süreçte her ne kadar sakin ve eğlenceli gözükse de endişeli ve panik halinde idi.
Düşüncelere dalmışken sahile kadar geldiğimizi fark etmemiştim. Dalganın kumsala vurup çıkardığı ses ile kendime geldim. Hava biraz esintili idi. Hırkam üzerimde olmasına rağmen biraz ürperdim. Bunu Mason da fark etmiş olmalı ki ''Üşüdün mü?'' diye sormaktan kendini alamadı. Kafamı hayır anlamında sallayıp kumlara oturdum. Oturunca aslında ne kadar yorulduğumu da anladım. Gerek fiziksel gerek mental. Evet hiçbirimiz olayları Cory gibi yaşamıyorduk fakat normal bir şekilde de ele almıyorduk.
İç çekerek ''Mehtap çok güze gözüküyor.'' dedim. ''Hatırlar mısın eskiden bu sahilde okullar başlamadan önceki son haftamızda akşam birlikte oturur ateş yakar çok güzel zaman geçirirdik ama hiçbir zaman mehtabı, yıldızları izlemedim. Şimdi farkına varıyorum mehtabın ne kadar güzel, yıldızların ne kadar parlak olduğunu. Keşke daha önceden yıldızları izleseydik.'' dedim.
Bu kadar çok şey dememe şaşırmış olmalı ki Mason ilk başta sadece yüzüme baktı sonradan gülümseyerek ''Evet haklısın.'' demekle yetindi.
''Yıldızları biliyor musun? Yani küçük ayı, büyük ayı nerede biliyor musun? Şehirde hava kirliliğinden sadece kutup yıldızı ve birkaç yıldız daha gözüküyor ama burada sanki hepsi var.'' dedim heycanla.
''Hayır bilmiyorum ama sen hep bu kadar ilgili miydin bu konulara?'' diye şaşırarak sordu. Sesinde alaycı ton mu vardı yoksa sadece şaşırdığı için mi öyle idi anlayamamıştım.
''Herhalde çocukluk hayalimi unutmadın. Astrofizikçi olmak istiyorum. Evet yıldız konumları kadar basit değil biliyorum evrenin nasıl işlediğini bulmak, nasıl başlayıp nasıl evrimleştiğini keşfetmek ve diğer yıldızların çevresindeki gezegenlerde yaşam aramak amacı.'' dedim.
''Sen böyle söyleyince benim hayalim daha da basit geldi.'' dedi.
Gülerek ''Saçmalama. Hepsi kendi alanınca çok güzel konular. Biri diğerinden basit değil. İkisi de ayrı kulvarlar bir kere.'' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Yıldızı
Genç Kız EdebiyatıÖncelikle merhaba :)) Bu benim ilk kitap denemem olucak ve umarım çoğu kişi okur... Hemen hemen herkesin (buna ben de dahilim) okuduğu kitaplar yabancı olup Türkçe'ye çevrilmiş oluyor ve böylelikle istemesek de yabancı isimlere alışmış oluyoruz. Ör...