2.BÖLÜM: Peki küçük hanım

414 12 1
                                    

İşte orada karşımda duruyordu. O da en az benim kadar şaşırmış olmalı ki suratıma boş boş bakıyordu. Fakat onun şaşkınlığı benimkisi kadar uzun sürmedi. Suratına hemen sinsi ve hiç beğenmediğim bir ifade yerleşti. Resmen benimle dalga geçiyor olmalı. Pardon ama utanıp yerin dibine girmem sence komik mi? Şuanki durumda tek minnettar olduğum şey kumral olmam yoksa yanaklarım bu zamana kadar kırmızının yeni bir tonunu keşfetmiş olacaktı. Kuzenim direk yanına hızlı adımlarla gitti ve anlayamadığım karmakarışık el hareketleriyle bir şeyler yaptı. Gerçekten mi özel tokalaşmanız mı var çocuklar?!.
"Daina bu Andrew seninle yaşıt." dedi birden bire kuzenim. Ne yapacağımı şaşırdım. Çocuk elini uzattı. Ben de en samimi surat ifademi takınıp elini sıktım ve geri yerime oturdum. Bir süre sonra annesi geldi ve bugün hazırladığı kurabiyeleri, böreği ve çikolatalı ıslak keki bize verdi. Sessiz şekilde ben yemeğimi yiyordum ama bu durum kuzenim ve Andrew için geçerli değildi. Kendilerine komik hikayeler anlatıyorlardı. Andrew birden bana dönüp "Sen şimdi cidden benimle mi yaşıtsın. Bence benden 2 yaş falan küçüksün." dedi alaycı bir şekilde.
" Seni inandırmak zorunda değilim ama ben seninle yaşıtım ve eminim ki benim geçen seneki notlarım senin notlarından daha iyidir. Istersen aç interneti gösteriyim sana."
Andrew birden gülme krizine girdi.
"Tamam sakin ol şampiyon sana inanıyorum."
"Aferin sana şimdi bana bulaşma al şu salak fikirlerini ve başka bir yerde kullan."
"Peki küçük hanım."
İşte şimdi suratına bir yumruk atabilirim . Bu özgüveni nerden geliyordu?..
" Özür dilerim ama sen kendini ne zannediyorsun?"
"Dedi bana bugün çarpan, doğru düzgün konuşamayan ve arkasına bakmadan koşar adımlarla uzaklaşan kız. "
Pekala bu son damlaydı. Hızlıca ayağa kalktım. Tam suratına vuracaktım vazgeçip odayı terkettim. Oturma odası olduğunu düşündüğüm odaya gittim. Kuzenimin gelmesini bekledim ama gelmedi. O niye hala oradaydı. Anlaşılan çok yakınlar. Televizyonda bugün güzel şeylerin olmasını umarak açtım ve kanalları gezmeye başladım. Uzun süre sonra bir kanalda karar kıldım. Ama daha sonra çok sıkıldım ve telefonu açıp Rose'a mesaj attım. Çarpıştığım kişinin Andrew olduğu, nasıl gıcık bir insan olduğunu falan yazdım.
'İnanamıyorum Diana bence kader sizin birleşmenizi istiyor.'
Gerçekten mi Rose gerçekten mi!
'Saçmaladığının farkındasın herhalde mesajı bir daha oku çocuk tam bir egoist. Bence kader beni delirtmeye çalışıyor!.!'
O sırada Elena odaya girdi. Direk kafamı televizyona çevirip izliyormuş gibi yaptım. Fakat bu hareketim kuzenimi odadan çıkmasına yol açmadı. Yanıma oturdu.
"Bence çocuk gibi davranıyorsun. Espiri yapıyordu. Niye hemen tepki veriyorsun ki?"
Tam dönüp cevap verecektim sustum. Bu saçma konuyu uzatmaya gerek yoktu. Ailemiz kalkmak gibi bir eylemi akıllarına getirene kadar boş boş televizyon izledik. Andrew'un ailesi bizi kapıya kadar geçirdi ama Andrew gelmemişti. Eve gider gitmez sarı üzerine beyaz çiçekli elbisemi çıkartıp rahat pembe pijamalarımı giydim. Yumuşacık yatağımın içine girip derin bir uykuya daldım.
***
Sabah gıcık alarm sesi ile sersem bir şekilde gözlerimi açtım. Kalmak istiyordum ama yatağım beni bir türlü bırakmıyordu. Hadi ama ikimiz de ayrılmamız gerektiğini biliyoruz yoksa okula geç kalıcam. İstemsiz şekilde kalkıp ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Ayağa kalkıp hazırlanmaya başladım. Hızlı adımlarla mutfağa gidip elde yemelik bir şey alıp çantamı topladım. Sadece eye liner çekip evden çıktım. Bugün ilk ders yine matematikti. Okula vardığımda dolabıma gidip çantamı bıraktım ve gerekli malzemeleri alıp kapattım. Sınıfa vardığımda dün Rose ile oturduğumuz sıraya geçip oturdum. Kısa süre sonra Rose geldi.Dün akşamdan sonra hiç mesaj atmamıştı.
"Dün ateşli yakışıklı ile mi konuşuyordun da beni takmadın?"
Gülüyordum ama bu durum Rose için geçerli değildi. Çok utanmışa benziyordu. Omzuna yumuşakça vurup "Peki ne zaman bu meşhur arkadaş ile tanışıyoruz?" diye sordum.
"Sessiz olur musun Diana birisi duyacak."
"Kim duyabilir? Ayrıca duysa bile kim anlayabilir ki ben bile kim olduğunu bilmiyorum." dedim sitem dolu tonla.
"Tamam göstericem ama hiç denk gelmiyor ben ne yapabilirim?"
"Peki" dedim ve matematik öğretmenimiz geldi.
"Çocuklar dün neden geç kaldığımı hatırlıyorsunuz. Müdür hanım ile konuşuyordum. Aranıza yeni bir arkadaş katılacak bu yüzden konuşuyorduk. Evet çocuklar Andrew Parker' a hoşgeldin deyin."
Ağzımın yarım metre açıldığına eminim. Bu bir şaka olmalı. İşte başlıyoruz.....

Kutup YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin