Bölüm 6

92 12 0
                                    

NEHİR'DEN

Bu okyanus gerçekten kafayı yemiş olmalı. Karşıma geçmiş sokak dövüşü yapmak istediğini ve hatta daha önceden de yaptığını söylüyordu.

Zaten yıllardır yaptığından dolayuı kendini haklı görüp bu işe devam etmek istiyordu. Yıllardır bizi ayakta uyutmuştu. Beni geçtim babamı bile kandırmıştı.  Bu kız kesinlikle kafayı yemişti.

Ya hepsini geçtim. Ona bir şey olacak olursa ben ne yapardım hiç düşünmüyordu. Bu kız ne zaman bu kadar bencil oldu? Eskiden beni koruyan haklının yanında duran bir kedinin kılına bile zarar gelmesindense kendi canının yanmasını yeğleyen o küçük kız gitmiş yerine kendinden başkasını düşünmeye bencilin teki gelmişti.

Savunması neymiş hayata olan öfkesini bu şekilde atıyormuş ta bu işi seviyormuşta bilmem ne...

Beni tek başıma bırakıp gidebilme ihtimali olduğunu hiç düşünmüyor mu? Annemi ve babamı kaybettik zaten birde Okyanus giderse ben ne yapardım? N

Okyanus hala kendini savunmaya devam ediyordu. Ben artık sinirlerime hakim olmakta çok zorlanıyordum ve bu yüzden de daha fazla bu konuyu uzatmamak için:

-Okyanus sana bu işlere karışmayacaksın dedim o kadar. Senin sevip sevmemen umurumda değil. Ben seni kaybedemem. Senin için kendi hayatının önemi olmayabilir ama benim için değerlisin. Bu yüzden eğer benim dinlemeyip bu pis işlere gireceksen Antalya'ya geri gidersin ona göre dedim.

Okyanus'un ne kadar sinirlendiği ellerini ve çenesini sıkışından belli oluyordu ama geri adım atmayacaktım. Onu ne olursa olsun kaybetmek istemiyordum. Ama okyanus hanım yapacağını yapmış ve :

--Abla bilmem farkında mısın ama karşında azarlayabileceğin küçük bir çocuk yok. Burada girmesem bile Antalya da devam edemeyeceğimi mi sanıyorsun? Kaç yaşındayım ki beni böyle yaptığım işlere karşı ceza olarak gönderebileceğini sanıyorsun? Peki madem bu işlere girersem geri dönerim o zaman şimdi gidiyorum

deyip gitmişti.

Okyanustan her şeyi beklerdim ama bana rest çekip gidebileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Hem nereye giderdi bu saatte?

Koskoca şehir ve okyanus buraları pek bilmez. Tamam buralara daha önce gelmişti ama kaybolma ihtimali çok yüksekti. aklımdan bin türlü bela sahnesi dönerken bende hazırlanıp Okyanusu aramaya çıktım. Okyanusu etrafta ararken bir yandan da telefonla arıyordum. Ama inatçı keçi telini açmıyordu. Bu kadar kısa sürede nereye kaybolabilirdi ki? Ben telefonunu aramaya devam ederken bir yandan da etrafı arıyordum. Ama hiçbir yerde yoktu.

Polise gitmeli miydim bilmiyorum. Bu kadar kısa süre için bir şey yapmazlardı. Daha önce kaybolan kişiyi aramak için 24 saatin geçmesi gerektiğini duymıltım. Bende bu yüzden Eve dönmeye karar verdim belki siniri yatışıp eve geri dönerdi.

Eve geldiğimde hala dönmemişti. Bu kız nereye giderdi. Allah'ım sen koru bu inatçıyı kardeşimi kaybedemem Rabbim lütfen.

Dua etmekten başka bir şey yapamıyordum. Bu beni delirtse de beklemek zorundaydım. Yarına kadar bekleyip sonra da polise giderdim. Offf okyanus of ablacım nerdesin ya ?

Biraz bekledim ve tekrardan telefonunu aradım. Ama telefonun sesi evin içinde yankılanıryordu. Bu deli kız telefonunu da yanına almamıştı. Başına bir şey gelse nasıl haber verecekti? İyice telaşlanmıştım.

Her şeyin üstesinden gelen bir kız olsa da burası Antalya değildi. Her çeşit insandan bol miktarda vardı. Taşı toprağı altın şehir olsa da taşı toprağı boktan şehir olmalı buranın adı. Hangi taşı kaldırsan altından bir pislik çıkıyor. Daha fazla olur muhataba desen bile hep daha fazlasıyla karşılaşıyordun.  Ben bunu burada çok yaşamıştım. Bir kadın olarak istanbulda yaşamak gerçekten çok zordu. Yaşadıkların aklıma geldikçe okyanus için daha fazla endişeleniyorum.  Offf Allah'ım sen kardeşimi koru.

İNTİKAM ATEŞİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin