Artık önümde 3 hedef vardı. Birincisi maçları kazanmak. İkincisi müfiti öldürmek. Üçüncüsü ise Atakana iyi bir ders vermek.
Hedefleri belli olan insanlar daima çalışıp çalabalıp bir şekilde hedeflerine ulaşırlardı.
Bende böyle yapacaktım. Artık ağlamak sızlamak bir zavallı gibi köşede durmak yoktu. Bunun yerine fırtınalar estırmek gelgitlerle önüne geleni ezip geçmek vardı kısacası ismimim ve lakabımın hakkını vermek vardı.Bu yüzden de artık antremanları iyice sıklaştırmıştım. Az uyuyor çok çalışıyordum. Bol proteinli yiyecekler dışında karbonhidratlı hiç bir şey yemiyordum. Çünkü karbonhidratlı yiyecekler insanı hantallaştırıyordu. Düzenli spor ve beslenme düzeni sayesinde vücudumun kas seviyesi artmıştı. Artık daha da hızlı hareket ediyor ve Edisle yaptığımız maçların çoğunda edisi mağlup ediyordum. Benim istediğim de buydu. Hedeften şaşmadan yoluma devam etmekti.
Etrafımızda kimse olmamasından dolayı Edisle iyice birbirimize alışmıştık. Benim aklım her ne kadar ablamda olsa da Edisle geçirdiğim vakit bana iyi geliyordu. Onu maçlarda mağlup etmek çok hoşuma gitmeye başlamıştı. Dikkatimi maçlara vermem gerektiğini bilsem de yine de aklımı edisin kurcalamasına da arada izin verebilirdim değil mı? Yoksa kafayı yerdim.
Bu gün yine Edisle antremanımıza koşuyla başlamıştık. 1 saatlik bir koşu kardıyo için çok önemliydi. Daha sonra da ip atlayıp parkuru tamamlamıştım.
Şimdi sıra Edisle yapacağımız müsabakamız vardı. Antremanların en sevdiğim ve en eğlenceli kısmıydı. 5 gündür yaptığımız gibi bu günde Edisle karşı karşıyaydık.
- okyanus bugün kendimi dövdürmeye niyetim yok gardını iyi al kaybedersen ben seni alırım dedi.
Ben edisin ne dediğini anlasam da umursamamıştım. Çünkü ne ben kaybedecektim ne de o beni alabilecekti. İçten bir kahkahayla edisin bu söylediğine güldüm.
- çok saygı değer koç uzun bir süredir beraber çalışmamızın yani sıra 5 gündür yaptığımız çalışmalarımın beni güçlendirdiğini siz söylemiştiniz. Ayrıca aşk da ve savaşta sadece kas gücü yeterli olmuyor malesef kıvrak bir zekaya da sahip olmalısınız ki gördüğünüz üzere bu bende fazlasıyla var dedim.
Edis bu söylediğimin üzerine kaşlarını çatıp
- demek ki aramıza yine yeniden set çekiyorsun. Koç demek ha şimdi sen görürsün deyip bana saldırmıştı.
O hamle yapıyor ben bir şekilde onun hamlelerini boşa çıkarıyordum. Bu da onu iyice sinirden deliye döndürüyordu. Çünkü ben onunla dövüşmüyor sadece kaçıyordum. En iyi savaş stratejisi karşı tarafın gücünü boşa harcamasını sağlamaktı. Bende bunu gayet iyi yapıyordum.
Ama edis en sonunda kaçmama dayanamamış olacak ki kolumdan tuttuğu gibi altına alivermişti beni. Böyle bir hamleyi beklemediğim için sersemlemiş ve beni altına almasına izin vermiştim. Edis üstte ben altta bir şekilde toprağın üzerinde yatıyorduk. Kollarımı yukarı da birleştirmiş ve hareket etmemi önleyecek şekilde sıkıyordu. Yavaşça kulağıma eğilip
- benim gücümü harcamak istiyorsan daha iyi bir yöntem biliyorum demişti. Sesi çok boğuk çıkmıştı ve boynumda hissettiğim nefesi tüylerimi diken diken etmeye yetmişti. Ben hiç bir şey demiyor öylece bakıyordum. Edis ise bu sessizliğimi onaylama sanmış olacakki öpmek için dudaklarıma eğildi. Bu yaptığı benim sinirlerimi tavana vurmasına yetmişti. Ablam orda kim bilir ne haldeyken benimle sevişmek istediğini açık açığa bana söylemişti. Bu çok fazlaydı. Evet beni yenmiş olabilirdi ama maç daha bitmemişti. Bacak arasına aldığı bacağımı unutmuş olmalıydı ki ben hatırlatırdım.
Beni tam öpecekken bacak arasına yediği tekmeyle üstümden kalmış ve yana yatmıştı. Canını çok yakmıştım sanırım. Nasıl olduğuna bakmak için eğildiğimde edis eliyle beni durdurdu.
- Sakin bir daha bana yaklaşayım deme. Dedi.
Bu kafayı mi yemişti bana yaklaşmaya çalışan kendisiydi.
- sen kafayı mı yedin ben mı sana yaklaşıyorum. Asıl sen bana yaklaşıyorsun az önce beni nerdeyse becermek üzereydin ne oldu da birden bana yaklaşma diyorsun. Ben izin versem sen koşa koşa gelirsin dedim. Sesim istemsiz buz gibi çıkmıştı. Edis yerden yavaşça kalkıp tam karşımda durdu. Gözlerimin içine öyle bir öfkeyle bakıyordu ki saklanacak bir yer aramak için istemsiz gözlerimi etrafta gezindirmiştim.
- bu ilk ve sondu. Merak etme bir daha asla ama asla sana dokunmayacağım. Benim aptallığım bir anlık zaafıma yenilip senin normal bir kız olduğunu düşünmüştüm. Ama sem haklısın senin gibi bir erkek fatmayı nasıl olurda isterdim ben. Dedi ve arkasını dönüp gitti. Yine beni yıkık bir harabeye çevirmişti. Ben sadece ablamı düşündüğüm için karşı koymuştum ona. Ama o yine kalbimi kırmayı başarmıştı. Erkek fatma demişti bana. Böyle olmayı ben mı seçtim sanki? Çok küçüklükten bu yana babam kendimi savunmamı öğretmişti bana. Başımda örnek alabileceğim bir anne yoktu malesef. Ben de doğal olarak babama benzemiştim. Hal böyleyken suç benim miydi?
Edis yine bana haksızlık yapmıştı. Ben bilemiyordum onu bende istiyor muydum emin değildim ama ona karşı çekildiğimi onun bana söylediği her kırıcı sözün beni paramparça ettiğini çok iyi biliyordum.
Edisin arkasında baka kalmıştım o gitmişti ve ormanda tek başımaydım. Burda böylece durmanın bana maçları kazandırmayacagını bildiğim için evimin altında ki spor salonuna yöneldim. Orda biraz kum torbasını yumruklamak bana iyi gelebilirdi.EDİSTEN
Ben ne zaman okyanusa karşı içimde bir şeyler hissetsem bu kız beni geri tepiyordu. Bu kinaye değildi gerçekten beni tekmeliyordu. Bugün de yine aynısını yapmış ve hayama tekmeyi basmıştı. Bu kızın sorunu neydi benim hayatımı bitirmek istiyordu her halde. Kendi bilirdi bundan sonra ona karşı içimde hangi duygu varsa onu söküp atacak bir daha da ona yanaşmayacaktım. Zaten ayrılmamıza bir kaç gün kalmıştı. Maçlar bitecek ben paramı alıp gidecektim. O ise hangi intikamını almak istiyorsa alabilirdi.
Bu söylediklerim içten içe canımı da yakmıyor değildi. Maçlar bitecek ve bem okyanustan uzaklaşacaktım. Kim bilir bir daha nerde görecektim yada görebilecek miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞİ (Tamamlandı)
Novela JuvenilAdı gibi bazen hırçın bazen de durgun ve intikam yemini etmiş bir kız.... Okyanus Sporcusu yaralanan ve bu yüzden sıkıntıda olan bir antrenör.... Edis kader bunları nasıl bir araya getirecek? Bir araya getirse bile Okyanus'un etmiş olduğu int...