Bölüm 15

54 10 0
                                    

EDİZ

Çağatay ilk bana gelip bu kızı anlattığında daha önce getirdiği kızlar gibi olacağını düşünmüştüm ama daha sonra burnunu kafayla kıranın Okyanus olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım. Evet daha önce de tanıyorum boks yapan hatta dövüşlere katılan kızları ama cafe de çalışan bir kız nasıl olurda bu kadar iyi kafa atar merakımı uyandırmıştı işte. Bu yüzden kızla tanışmayı kabul ettim. Çağatay gelip:

-Hadi gidelim. Hiç merak etme, emin ol pişman olmayacaksın. Oğlum bu kızda bir cevher var. Dedi.

Çağatay'a kalsa bütün kızlarda bir cevher var ama benim durumum çok kötü olduğu için bu kızı görmeye gittiğimde bir gerçek. Kendi dövüşçüm en son maçında ciddi bir darbe aldı ve sakatlandı hem onun bakımı hem de maçların borcu için yeni birini bulmam gerekiyordu. Evet tabı bu birazcık da Okyanus'u aldatmak olacak ama mecburum bu işe.

Ben kendi kendimle uğraşırken çoktan kafenin olduğu sokağa gelmiştik. Çağatay beni dürtüp:

-Geldik Ediz sakın yanlış bir şey deme. Deyip beni uyardıktan sonra aşağı indi.

Bende arkasından küfür edip aşağı indim. Büyük adımlarla Çağatay'a yetiştim. 'Evet işte başlıyoruz' dedi ve içeri girdik. O sırada bizi gören uzun, kestane renginde saçları olduğunu tahmin ettiğim kız bize doğru bakıp sırıttı.

Kızı tanıdığım hissine kapılmıştım. Bize yaklaştıkça yanılmadığımı anladım. Evet ben bu kızı tanıyorum. Bu bizim Antalya'da ki dövüşlerden fırtına lakaplı kız. Onun burada ne işi olduğunu düşünmeye başladım. Demek ki Çağatay beni buraya bunun için getirdi. Oda tanıyordu onu. Ama biz izleyici olduğumuz için bizi o tanımıyor. Biz kıza yaklaşırken oda bize yaklaşıp:

-Ooo Rüstem usta bak Fatih Ateş'in oğlu Çağatay ateş gelmiş.

Deyip kendini beğenmiş bir gülümsemeyle yanımıza geldi. Okyanus böyle söyleyince büyük bir kahkaha attım. Demek Çağatay kendini böyle tanıtmıştı. Bu çocuk ne zaman babasının adını kullanmayıp adam olacak acaba diye düşünmeden edemedim. Gerçekten bu çocuk hep böyleydi küçükken kavgalarda da kullanırdı. Okyanus'ta da kullanmış kavgalarda işe yarardı ama Okyanusta da pek yaramamış sanırım. Ama bu çocuk bunu tanıdıysa böyle bir hataya neden süründüğünü öğreneceğim. Çağatay pek oralı olmamaya çalışarak

-Merhaba okyanus nasılsın dedi.

-Aslında bu soruyu sana ben sormalı değil miyim yani burnun diyorum nasıl? dedi.

Aslında burada büyük bir kahkaha atabilirdim ama kuzenimi daha fazla bozmak istemiyorum. Evet bu kız maçlarda olduğu gibi burada fırtına estiriyor sanırım. Çağatay burnunu tutup gülerek cevap verdi.

-Burnum ve ben gayet iyiyiz dedi.

Aslında bu şekilde gülerek konuşmaları pek hoşuma gitmedi. Neden olduğunu anlamasam da bir kıskançlık hissettim. Ama Çağatay'ı mı Okyanus'u mu anlamadım. Çünkü ne zaman olsa kızlar bana takılırdı. Ben Çağatay'dan daha yakışıklıydım ve sanırım ilk galibiyetimi almak üzereydim.

Hafif öksürerek varlığımı belli etmeye çalıştım:

-Ah evet doğru okyanus unutmuşum bu benim kuzenim Ediz. Kendisi boks antrenörüdür. Seninle tanışması için getirdim dedi.

Yüzünde önce bir şaşkınlık sezinledim sonra beni süzmeye başlayınca beni tanımış olabileceğini düşündüm ve eğer öyleyse durumumdan da haberdar olabilirdi. Bende daha fazla bakmaması için:

İNTİKAM ATEŞİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin