Bölüm 36

22 4 0
                                    

Atakana nasıl ulaşacağımı düşünürken iki gün sonra ki maçlara da odaklanmam gerekiyordu. Bu gün içinde ne yapıp edip ablamı bulmalıydım.  Atakanın yanında olduğunu ne kadar düşünsemde ya orda değilse diye içimi kemiren kurda bir türlü engel olamıyordum. O yüzden bir an önce ablamı bulmalıydım.
Bu sırada ablamın evinin üst katında ki mehmetin polis olduğu aklıma gelmişti. O belki de bana yardim edebilirdi.  Sonuçta sinyal takibinden atakanı bulabilirdi. Mehmetin yanına gitmek için hemen yola koyuldum.
Ablamın evinin oraya geldiğim de mehmetin izin günü olması için bildiğim bütün duaları yapmıştım. Hemen onların evime çıkıp zile bastım. Kapıyı teyze açmıştı.
- merhaba kızım uzun zamandır görünmüyorsunuz nerelerdesiniz mehmeti kaç sefer size bakmaya gönderdim ama sesiniz soluğunuz çıkmadığından taşındınız sandık. Dedi. Bitmez tükenmez sorularla kendimi daraltmak istemediğimden mehmetin evde olup olmadığını sordum. Odasında olduğunu öğrenince teyzeden çağırmasını rica ettim . İki dakka sonra mehmet yanıma gelmişti.
- hayırdır atarlı ergen beni niye arıyorsun uzun zamandır görünmüyordun dedi. Ben onunla kavga edip vakit kaybetmek istemediğimden
- seninle konuşmamız lazım acil bir mesele dedim. Benim yüzümde ki endişeli ifadeden bir şeyler olduğunu anlamış olacakki
- aşağı inip yolda konuşalım mı dedi.
Bizi dikkatli izleyen teyzeye baktığımda sanki bizi dinlemiyormuş gibi etrafı incelemeye koyuldu.
- Tamam inelim ama cüzdanını felan da alır misin lazım olacak dedim. Mehmet taman anlamında kafasını sallayıp içeriden üstünü değiştirip gelmişti 
Aşağı indiğimiz de ben hemen olan biteni anlatmıştım. Tabi ki sadece Atakanın ablamı kaçırdığı kısmı.
Mehmete polise şikayette bulunup bulunmadığımı sordu. Ben ise Atakanın ablamı kaçırıp kaçırmadığından tam emin olamadığım için polise gitmediğimi söyledim. Çünkü atakan kaçır adıysa müfit polisle birlikte ablamı aradığımı anladığında ona zarar verebilirdi. Bu yüzden  ablamın hayatını riske atamazdım. Mehmete de aynı şeyleri anlattıktan sonra mehmetten Atakanın sinyalini tespit edip edemeyeceğini sordum. Mehmete yardim etmeyi kabul edince bir kaç yeri aradı. Atakanın numarasını da benden alıp telefonda ki kişiye söyledi.
Telefonda konuşan kişi en son 5 gün önce dudullu da ki bir evden sinyal aldıklarını sonra ise kesildiğini söylemişti. İşte işaretler yerine oturuyordu. Atakan ablamı kaçırdıktan sonra telefonunu kapatmış bir daha haber alamamıştım.

Mehmet hemen ekip arkadaşlarına haber verip gitmemiz gerektiğini söylese de ben buna izin vermemiştim.

Ablamı tehlikeye atmak istemiyordum. Tek başıma gitmeliydim.  Bu yüzden de mehmetten adresi alıp daha fazla bu işe karışmaması gerektiğini ifade ettim.

Mehmet polis olduğu için buna karışmak istesede ben şikayetimi geri çektiğimi söyleyince ne halin varsa gör deyip gitmişti.

Bende hemen dudulluya doğru yola çıktım. Mehmetten aldığım adreste ki eve geldim de ev gözümü korkutmuştu. Evden ziyada evin duvarları korkutmuştu. Koca koca duvarlar üstünde elektrikli teller noluyoruz ya demeden kendimi alamadım. Ablamı götürüp hapishaneye atsaymış daha iyiymiş dedim . Ama bir sorun vardı elimi kolumu sallayarak giremezdim.

Kapının girişinde 2 tane güvenlik kamerası vardı.  O yüzden kılık değiştirmeliydim. Böylece atakanın kameradan benim geldiğimi anlamayacağını umuyordum.

En yakın kuaföre kendimi atıp kırmızı renkte bir peruk alıp kafama taktırdım. Yüzüme de siyah yoğunlukta makyaj yapıp ordan çıktım.

Kapıya yaklaşırken içeriden bir adam çıktı. O kapının kenarında beklerken Ben önünden geçecekmiş gibi yağıp bayılma taklidi yaptım.
- hanımefendi iyi mısınız dedi..
- ben iyiyim fakat çok acıktım. Şekerim düştü galiba istanbula yeni geldim evimi bulamıyorum dedim.

Adam dikkatli gözlerle beni incelerken tam bayılmış numarası yaptım. Adam da beni kucaklayıp içeriye götürdü ve bir koltuğun üzerine bıraktı. Burası sanırım bahçede ki teras kısmıydı.

Evet işin büyük kısmını yapmıştım. Şimdi geriye Ablamı bulmak vardı.  Onu bulsam gerisi önemli değildi. Çünkü burdaysa ablamı alıp çıkmama atakan hiç bir şey yapamazdı yok burda değilse de onu o zamana düşünecektim.  Beni içeri taşıyan adam yanımdan ayrılır ayrılmaz hemen eve doğru koşmaya başladım. Bir hışımla kapıdan içeri girdiğimde karşımda atakan ve 2 adamı vardı. Adamları bellerinde ki silahları çıkarıp bana doğrultacakken ben direk varıp Atakanın karnına teknemi geçirmiştim.
-Sen bunu bana nasıl yaparsın dedim.  Sesim hırlar gibi çıkmıştı. Çünkü şu anda avına saldırmak üzere olan bir aslandan farkım yoktu. 

Atakan adamalarına silahlarını bırakıp çıkmalarını söyledi. O sırada bense deli gibi ablama sesleniyordum.

Ablam yukardan benim sesimi duyar duymaz bana okyanus diye bağırmış koşarak yanıma iniyordu.
Ben ablamı burda bulmuş olmanın verdiği mutlulukla ablama koşarken ablamın ayağı merdivenlere  takılıp yere yuvarlandı. Ablamın her yeri kan içinde yere yuvarlanışını bir film izler gibi izledim. Ablam yerde kanlar içinde hareketsiz yatarken benim tek yapabildiğim sadece bakmaktı. Sanki kan vücudumu terk etmiş beynim de kanın gidişiyle hiç bir işlevini yerine getiremez olmuştu.

Atakanın ablama koşup kafasına bakmasını izledim. O sırada kapıda mehmetin de belirmiş olması büyük bir nimetti. Ben ne yapacağımı bilmez bir halde dururken mehmet yanıma gelip beni sarstı.

Ben hala ablama odaklanmış bakıyorken mehmetin suratıma attığı tokatla kendime gelebilmiştim.
Kendime gelir gelmez ablamın yanına koşup Atakanın ellerini ablamın üzerinden çektim.
- Sakin ablama dokunayım deme. Dedim
Artık sabrım iyice tükenmişti  atakanı şu anda öldürebilirdim. Tam ablamı buldum kavuşacağız derken ablamın başına bu kaza gelmişti.
Mehmet hemen ambulansı arayıp ekip arkadaşlarına haber verdi.
Ben yerde ablamın başında ki yaraya elimle baskı yapmaya çalışıyordum.  Çok fazla kan kaybetmişti. İnşallah ona bir şey olmazdı. Yoksa ben ne yapardım.?

Ambulans gelir gelmez ablamı hastaneye götürdük. Hastene de ablamı acil ameliyata aldılar. Çok fazla kan kaybettiği için çok acil 0 rh + kana ihtiyacı olduğunu söylediklerinde aynı kan grubuna  sahip olduğumuz için Allaha ne kadar dua ettim bilemezsiniz.

Ablama kanı hemen vermek için hemşireyle bir odaya girdik. Hemşire 1 paket kanı götürünce bende ameliyat hanenin önüne geldim. 
Edisle mehmete burdaydı  atakan ise ortalarda gözükmüyordu  umrumda da değildi. Ne hali varsa görsün ama uzun bir süre gözüme gözükmesin.

Ameliyet 6 saat sürdü  6 saatin sonunda içeriden çıkan doktorun yanına varp korkuyla karışık  merakla sordum.
- Ablam... ablamın durumu nasıl
- biz elimizden geleni yaptık fakat...dedi. O an içime oturan öküzle birlikte doktora
- fakat ne ?
diye sordum.
- fakat işin aslı şu ki ablanız buraya geldiğin de çok fazla kan kaybetmişti ve üstüne birde kafayı çarptığı esnafa kafa tasında kırıklar oluşmuş. Biz yine de elimizden geleni yaptık ama malesef hasta komaya girdi dedi.
Ben ne koması diye tam soracakken etraf birden karardı....

İNTİKAM ATEŞİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin