Ablamla kahvaltımızı tamamladıktan sonra evdeki işlerimizi bitirip dışarı çıkmaya karar verdik. Biraz temiz hava alıp deniz kokusunu içimizde hissetmeye ihtiyacımız vardı. Ablama supriz yapıp onu adalara götürecektim. Bu yüzdende bankadan para çekmem gerekiyordu.
Dövüşlerden kazandığım yüklü bir miktar hesabımda vardı. Daha hiç kullanmam gerekmemişti. Sadece babamdan habersiz deniz kenarında kendime bir ev satın almıştım hepsi buydu.
Çünkü babam yanımdaydı. O hiç beni parasız bırakmamıştı. Bu işi sadece zevk için yapmıştım. Ama artık görüyorum ki para kazanmak içinde yapmam gerekiyordu. Param olmasına rağmen bir gün bitebilirdi. Uzun bir süre sonra bitecek olsa bile...
Ablamı Kınalı adaya götürmek istiyordum. Hep içinde bulunduğu şu koca şehri birde dışarıdan seyretmeliydi. Hem sessiz ve küçük bir adaydı. Yeşilliği az, kayası çok olan bir ada olsa da yine de güzel bir adaydı. Faytona binebilecek olsa da yürüyerek bile adayı dolaşabilmen de beni Kınalıya çeken diğer bir sebepti. Bu yüzdende ablamı kesinlikle Kınalı adaya götürecektim.
Ben ablama rahat bir şeyler giy desem de beni dinlemiyordu. Sebebini öğrenmek istemişti söylememiştim. Supriz olsun istiyordum. Sebebini söylemediğimden de ablamı ikna etmek de kolay olmamıştı ve bu yüzdende hazırlık uzun sürmüştü. Ama sonunda ablamı ikna edip rahat kıyafetler giydirebilmiştim. Ablamla hazırlanıp evden dışarıya çıkabilmiştik sonunda.
Ablamla yolda yürürken ablama:
-abla önce bankamatiğe uğrayalım. Dedim.
Ablamda:
-canım bende para var sen sıkıntı etme. Dedi. Ablam adalara gideceğimizi bilmediğinden parası yeteceğini sanmıştı. Ben orda gönlümüzce gezip dolaşmak için para almak istediğimi söylemeyecektim. J
-ablacım birazda alış veriş yapmam lazım para lazım lütfen gidebilir miyiz? Dedim. Ablam ona da itiraz edecekken ben çoktan bankamatiğe doğru gitmiştim. Ablamda mecburen yanıma gelip beklemişti. Ben bankamatikten gerekli olan kadar ve olası durumlara karşı 1000 lira para çektim. Ablam elimde ki paralara bakıp:
-okyanus dünyayı satın alacak değilsin ablacım o kadar paraya ne gerek var? Hem sen bu kadar parayı ne ara bankaya koydun? Dedi. Ablam çok mu meraklıydı yoksa sonradan mı böyle oldu ben hiç hatırlamıyorum. Ayrıca içerde bundan çok daha fazla param olduğunu ve bunları dövüşten kazandığımı bilseydi kesinlikle kabul etmezdi. Bunlardan hiç birini söylemeyip sadece:
-sultanım sen ne ara bu kadar meraklı biri oldun? Hadi susta gidelim bir bildiğim vardır her halde değil mi? Dedim. Ablamda oflayıp benle yürümeye başladı taksiyi çağırıp Kadıköy'deki vapur durağına gitmek istediğimizi söyledim. Araba yola çıktığında ablamda:
-Ablacım vapurlara neden gidiyoruz boğaz turu mu yapacağız ben sahilde oturacağız sanmıştım dedi.
-ablacım biraz sabretsen ve bu kardeşine güvensen diyorum nasıl olur acaba? Dedim. Ablamda :
-peki senin dediğin olsun. Deyip yol boyunca konuşmadı. Sefer saatlerine baktığım için hiç beklemeden bileti aldım. Ablam ne yaptığımı anlamaz gözlerle bana bakmaya devam etse de ses etmemişti. Ablamı da alıp vapura bindik. Ablam bir o kadar sıkılmış görünse de bir o kadar da merakla bakıyordu. Merakına yenik düşmüş olacak ki:
-okyanus söyler misin artık nereye gidiyoruz? Dedi. Artık söylememde bir sakınca yoktu çünkü vapur hareket etmişti çoktan.
-sultanım seni İstanbul'u uzaktan seyredip rahatça kafanı dinleyebileceğin bir yere götürüyorum. dedim. ablam gözlerini kısıp:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞİ (Tamamlandı)
Teen FictionAdı gibi bazen hırçın bazen de durgun ve intikam yemini etmiş bir kız.... Okyanus Sporcusu yaralanan ve bu yüzden sıkıntıda olan bir antrenör.... Edis kader bunları nasıl bir araya getirecek? Bir araya getirse bile Okyanus'un etmiş olduğu int...