Girdap-9.Bölüm

234 12 0
                                    


Arkadaşlar merhaba! baya  ara verdik farkındayız ama artık kaldığımız yerden hızla devam ediyoruz, İyi okumalar :*

Gözümü açar açmaz; iyiden iyiye yakın dostum olmuş tavanı izleyip, öylece düşünüyordum yatakta. Dünü, bugünü ve yarını.. Kafamda bin bir çeşit sorular vardı. Evet, farkındayım dün nasıl bi' bok yemiş olduğumun. O kadar içmeme rağmen nasıl hatırlıyorum! Aslında unutmak isteyip istememek konusunda kararsızım.. Onu görüşüm, gözlerine bakışım ve ona verdiğim benliğim.. Nasıl unuturdum ki bunları? Bir kasa içkiyi devirsemde unutamazdım o anı. Anladım ki ben sırılsıklam bağlanmışım bu kıza. En kötüsü de onun bunu bilip, bana gelemeyecek olması. Aklımda okula gidip gitmemenin verdiği bir kararsızlık vardı. Gidip onu görmek mi yoksa onsuz onu düşünüp gün geçirmek mi? Bunları düşünene kadar saatin geçtiğini gördüm. En kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir mantığıyla kalkıp hazırlanmaya koyuldum. Onu öptüğüm için bana istediği her şeyi yapmasına razıydım, onu bir an görmek tüm dünyalara bedel..

Hızlıca yatağın yanındaki pufun üstünde duran siyah gömleğimi ve kot pantolonumu giydim, aynanın karşısında saçlarımı düzelttikten sonra, parfüm sıkıp aşağıya indim. Bugün neler olacağı beni hem tedirgin ediyor hemde heyecanlandırıyordu. Annem de bana kahvaltı hazırlamış mutfakta öylece beni bekliyordu.

''Oğlum gel bir şeyler atıştır, hem babanda gitti rahat rahat yersin.''

Bi' annem vardı zaten beni düşünen, yanağına bi' öpücük kondurdum ve onu kırmamak için hızlıca bir şeyler atıştırıp, masadan kalktım.

''Anne benim çıkmam lazım geç kalmayayım, hadi görüşürüz.'' Kadını konuşturmadan ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Dersler umurumda bile değildi, zaten benim o okula gitme amacım dersler değil sadece Arya'ydı. Okula gidene kadar aklımda hep o vardı. Her zamanki gibi o kadar acele etmeme rağmen derse geç kaldım. Zaten geç kaldığım için artık hızlı değil, ağır ağır okulun koridorunda yürüyordum . Başım yerde ayaklarımsa sınıfa girmek istemiyordu nedense.. Merdivenden çıkıp sağa döndüğüm an karşıma çıktı.'' ARYA?'' Abi bu kız benimi takip ediyor? Yada öldürmek için bekliyordu.En azında kelimeyi şehadet getirmeme izin verse de hem aşık hemde imanlı ölsem. O an kalbim nereye gitti hızlı çarptıktan sonra, bende bilmiyorum. Sustum, sadece sustum.. Bu kulakları patlatan bi' sessizlikti sanki.. Baktım, tam gözlerinin içine.. Dinledim; kesilmesini hiç istemediğim sesini.. Böyle dalmışken yakamdan tutup adeta beni duvara yapıştırdı. Kızda hayvan gücünün var olduğuna alışsam iyi olur. Yanında da o çok sevgili manitası Cansu! Rakibimin bir kız olacağını hiç düşünemezdim şu yaşıma kadar. Ne kadarda gülünecek durumda olsam da gerçek bu, değiştiremem. 

'' Sen bana bunun nasıl yaparsın!!? Hemen bir iki gülüp gezdik diye senden hoşlandığımı mı sandın!!! Rüzgar sana bin kez söyledim ya, ne kadar aptalsın! Sen ve ben olamayız. Benim ve yanımdakinin de kim olduğunu çok iyi biliyorsun. Dün yaptığın her şeyi bitirdi. Muhabbetimizi de.. Sakın bir daha yakınımda dolaşma.'' deyip ellerini gömleğimin yakasından yavaşça çekti. Bense orada içi kırık cam parçaları gibi dağılmış ama dıştan oldukça sağlammış gibi görenen bir haldeydim. Gitmeden daha da yakınlaşıp kulağıma fısıldadı ..

''Ve beni bi daha sakın zorla öpmeye kalkma!''

Hani o cam parçaları vardı ya dağılan, şuan batmaya başladı. Acısını sanki daha fazlası mümkünmüşcesine hissettirmeye .. Ve ben sadece;

''Peki''demekle yetindim.

Ne yapabilirim ki. Bitti işte her şey, zaten ne olmasını bekliyordu benim şu ahmak kafam. Aklımda ne parasını bekleyen mafya nede istediği olmayan Arya'nın annesinin parasını geri isteyeceği vardı. Ölmek umurumda bile değildi ki, çünkü artık kaybedecek tek canım kalmıştı. Bakışlarımla döndü arkasını ve gitti. Zil çaldı , herkes bir anda etrafımı doladı. Kalabalığın içinde bir hiçtim. Gitmek istiyordum, sadece uzaklaşmak ama nereye gidebilirdim? İşte onu bilmiyordum. Hocayla karşılaştım ve bana '' Rüzgar , evladım devamsızlığın çok arttı. Kaçırma lütfen, derse bekliyorum.''dedi.
 Bende kafamı salladım ve ''tamam hocam'' demekle yetinip, sınıfa girdim. Etrafa hiç bakmadan başka bir boş sıraya oturdum. Bana bakıldığını hissediyordum. Kulaklığımı kulağıma takıp öylece bi yere odaklandım. Zil tekrar çaldı ve hocanın sınıfa gelişiyle kulaklığımı çıkardım. Konu anlatılıyormuş, hoca tek tek herkesi tahtaya da çağırıyormuş. Derslerle pek alakam olmadığı için hiç ilgili değildim. Aman ya kimin umurunda hoca? Sen benim içimdekileri biliyor musun ki ben senin bir sorundan korkayım..? Önündeki sınıf listesindeki ismi sesli şekilde söyledi.

''ARYAAA.. Sıra sende kızım gel.''dedi.

Yutkundum. Ama başımı sıraya koyup kaldırmadım bile. Bakamıyordum artık. 10 dakika tahtada konusunu çok iyi anlattı. Demek ki ben onu düşünürken o bunlarla meşguldü. Baksana oğlum , kız gerçekten seni umursamıyor ki! Kendi kendimden onu uzaklaştırmaya çalışıyordum. Sıra soru-cevaba gelmişti ki ben sıraya yatıp dikkat çekmekte muhteşem biri olduğum için hoca zaten direk bana yönelip; 
'' Rüzgar kalk bakalım şu soruyu cevapla'' deyince, bu sefer herkesin beni izlediği gerçeği çok kötüydü. Hele ki bana Arya'nın soru sorması ve ona bakmak zorunda kalmam dahada kötüydü. Kalktım ve Arya'ya bakıp sorusunu sormasını bekledim. Gözünü kaçırıp bir şeyler sordu. Tabi ki ben hiçbirini bilemedim. Yerime oturup bi sıfırı hak etmiştim.

Ders bitimine yakın hoca boş bıraktı. Millet kendi çapında konuşup, gülüşüyordu. Bende zil çalsa da kurtulsam şu ortamdan derdindeydim, git gide boğuluyordum burada oturmaya devam ettikçe. Arya'nın gülüşmelerini duyuyordum. O hiç kimsede olmayan gülüşünün huzurlu tınısını.. Arya mutluydu.Mecburen kulaklığımı yine taktım kulağıma ve sanki orada olmadığımı hayal etmek istercesine gözlerimi kapayıp, sadece kendimi müziğe verdim. Herkesten ayrı bi gürültü çıktığını duyduğumda, anladım ki zil çalmıştı. Hemen toparlanıp sınıftan çıkmıştım. Önümde sağ çaprazda yürüyen Arya ile Cansu adeta nispet yaparcasına sarmaş dolaş yürüyorlardı. İnanın bugünden beklentim bu kadar berbat değildi. Bir şeyler belkide değişir diye ummuştum ama olmadı. Biz insanoğlu, belkide içimizde duran o umut ışığına bu kadar bağlanmamalıyız.. Durağa gelip hayattaki tek şansımı yaşadım ve otobüsün hemen gelmesiyle bindim. Yolda hep bugünü tekrar tekrar aklımdan geçirdim. Eve yakın bi' durakta indim ve yürümeye başladım. Geldiğimde, binanın içine girip asansöre bindim. İner inmez kapıyı açıp odama geçtim. Canım annemle de konuşmak istemiyordu, bu yüzümün ifadesini açıklamak pek kolay olmazdı..  Kapıyı kilitleyip düşünmeye başladım. Yediremiyordum sabahkileri, böyle bir şey olamazdı. Cansu var diye yaptı. Onca yaşadığımız şey bu kadar basit görülemez. Hele ki Arya gibi biriyle yaşadıysanız o anları..

Yatağa uzandım ve geceye kadar uyudum. Kalktığımda saat gece 1'e geliyordu. O ne yapıyordu acaba? Bi an olsa da beni hiç aklından geçiriyor muydu? kendimi düşüncelerden alıkoyamıyordum. Telefonumu elime alıp rehberde onun isminin üzerine geldim . Aramaya elim gitmedi bu halde sesli bi şekilde söyleyeceklerimi konuşamazdım, ona söylemek istediğim çok şey vardı. Mesaj atmayı denedim ve yazdım sonunda.

'' Arya seninle konuşmam lazım. Biliyorum bana kızgınsın ama bu son olacak inan bana. Sadece son bir konuşma.'' yazıp yolladım. Gece üçe kadar uyumadım geri döner diye ama bir şey yoktu. O kadar bile değer vermemişti. Uyumak için yine gözlerimi kapattım. Şarjım da artık  %1'deydi. Tam uykuya dalacakken mesaj bildirim sesi duydum, hemen kalkıp telefona dört elle sarıldım. Hasssssiktir! kapandı şerefsiz telefon. Ulan tam da zamanıydı, ne vardı bugün otobüsteki şansımı burada değerlendirseydin Allah'ım! Sıkıntıdan telefonla uğraştığım için bitti tabi şarjı.. Telefonu jet hızıyla şarja takıp, hemen telefonu açtım. Mesajlara girip Arya'dan geldiğini umduğum mesajı açtım.

"Seninle son bir kez buluşacağım, peki.. Ama Rüzgar bu son olacak! Yarın akşam sahilde bekle beni" okur okumaz içime öyle bi mutluluk geldi ki.. Kış olan mevsimime güneş gibi doğdu adeta.. Son olduğunu bildiğim halde onu tekrar görecek olmam içimde bir şeylerin karıncalanmasına sebep oluyordu. Telefonu şarjda bırakıp yarını beklemeye koyuldum.. İyi geceler meleğim.. ne olursa olsun içimdeki o umut ışığını bırakmam.. Bizi yarı yolda bırakanda, yolumuzu bulmamızı sağlayanda hep o umut ışığı değil mi zaten.. Gözlerimi kapadım ve yarını düşünerek uykuya daldım...

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin