Bölüm6

1K 41 0
                                        

"Haklıymışsın Dean. Zombilere yem olmalıymışım." Sarışın adamın suratını göremiyordum ama rüyamdaki gibi yarım ağızla sırıttığına emindim. Dean aksiyon filmi izler gibi bizi seyrediyordu. !" Kes şu zevzekliği asker. Konuş." Boynunu hafiften kaldırdı ve göz ucuyla bana bakmaya çalıştı. " İyi tehdit ediyorsun ama camı oraya batırsan bile ölmem. Şah damarımın oraya koymalısın. O zaman belki azıcık tırsarım." Pislik. Resmen benle alay ediyordu. Camı kaldırdım ve şah damarına doğru yaklaştırdım. Daha doğrusu yaklaştıramadım, tek bi hamleyle camı elimden kaptı ve dans eder gibi arkama geçti. Yine aynı pozisyondaydık. Fakat bu sefer arkada olan oydu. "Tehditlerin iyiydi; ama dikkatini dağıttın, kaybettin. Zombi şimdiye seni yemişti." Tam bi salaktım, hamleleri düşünmem gerekirken saçma sapan şeylere aklım kayıyordu. " Tamam pes ettim. Artık bana dayamasan da normal insan gibi konuşsak." "Bana ilk dayayan sendin ufak kız." Hemen savunmaya geçtim. "Ben sana dayamadım bir kere. Benim boyum kısa. Yani senden kısa." Çok güzel bir kahkaha attı. Ne zamandan beri gülen erkekler yakışıklıydı. Ben serseri tercih ederdim. " Bana bildiğin dayadın." 32 diş sırıtan erkek kardeşimi farkedince, " dayama demeyi kes, Dean burda daha öyle şeylerin anlamını bile bilmiyor." Dean konuşmaya girdi. " Deeeeb, ben bebek değilim. Dayamak nedir bilirim." Şoka girmiştim ve içeri giren babamla aynı anda bağırdık. "Dean!" Dean babama döndü ve biliyorum ama, bakışı atarak omuz silkti. Babamın gözler bize dönünce asker benden uzaklaşır sandım ama kılı bile kıpırdamadı. "Luke, uzaklaşsan bence de iyi olur." Babamın tek bi lafıyla camı yere attı ve "Tamam Doktor." deyip benden uzaklaşıp kapıya yürüdü. Babamın arkasına geçerken bana pislik gibi sırıttı ve benim gözlerimi kısmamla odadan çıktı. "Bana açıklama borçlusun baba, burası nere?" Hiç aile konuşması yapasım yoktu, bir zombi kadar acıkmıştım. "Dean, sen askerin yanına gitsen iyi olacak. Annie ve Charlie'ye de uğramaya unutma. Sen küçük hanım, buraya geldiğimizden beri 20 dakikadır ayıksın; fakat ünün hızlı yayıldı. Koltuğa otur, sana anlatacaklarım var." Sonunda baba sonunda. Koltuğa geçtim ve babamda tekli koltuğa oturdu konuşmaya başlamadan önce gözlüğünü çıkardı ve gömleğine sildi. Ne zaman gergin olsa böyle yapardı." Deb beni anlamanı beklemiyorum; ama benden öğrenmen en iyisi. Amcan Rudley'i hatırlıyor musun, Washington'da bilimsel deneyler yapan bir doktordu. Mary Da Esmeralda, adında bir profesör ile birlikte kanseri yok etmek adına deneyler yapıyordu. Bir gün, deneylerden biri işe yaradı. 69 fareden bir tanesi tamamen iyileşti ve başka kobay farelerine de deney yapıldı. Ardından maymunlara da aynı virüs uygulandı. Virüs gizli tutuluyordu; çünkü bu icat yeni bir dünya demekti. En çok can alan bir hastalığın sonu demekti. Ve 3 hafta önce amcan Rudley beni aradı. Bizim eyalet yani New York, kanserin en yoğun olduğu bölgelerdendi ve Başkan'ın talimatıyla benim çalıştığım hastanelerdeki kanser hastalarından izin alınmak şartıyla bu virüsü denememi istediler. İlgimi çekti ve Rud o kadar heyecanla ve gerçekçi anlatmıştı ki, adımı bu deneyi gerçekleştiren doktorlar arasına yazdırabilirdim. Bende bizim hastanemizden 13 kişiye , 4. evre kanser hastalarına bu virüsü uyguladım. 3 gün sonra hastalar iyileşti ve evlerine gittiler. Her şey mükemmeldi, Rud arayana kadar. İlk virüs uygulanan canlı deneklerin değişim yaşadığı ve delirdikleri gözlendi. Böyle bir şeyin imkanı olacağını düşünemedik; ama sağlama almak için bu teshisi yaptırdılar. Bilim adamları ve aileleri, ayrıca koruyucu olarak askerler buraya geldi. Bende bu doktorlar arasına seçildim ve hazırlık yaptık." Çoğul konuştuğunu farkedince babamın sözünü kestim. "Yaptık derken, anneminde mi bunlardan haberi vardı, sen bu virüsün yayılacağını biliyordun; ama yine de annemin ısırılmasına izin verdin. Sana inanamıyorum, sen benim tanıdığım o duyarlı baba olamazsın. Bizi bu boka bile bile sokmuş olamazsın." Baştaki sakinliğimden eser kalmamıştı. Bağırarak ve küfür ederek konuşuyordum. Babam ve annem bunları nasıl bile bilirlerdi. " Deb terbiyeni bozma ve sesini yükseltme. Washington'da yayılması 2 hafta sürdü bu kadar çabuk yayılmasını beklemiyorduk. Ayrıca sizi korumak için elimden geleni yaptım. Havadan bulaşıp bulaşmayacağını bilmediğimiz için size iğne bile yaptım. Isırılmadığınız sürece sizi güvende tutmak için elimden geleni yaptım. Buraya geliş amacım da yaptığım hataları düzeltmek ve ilacı bulmak. Bende bunları istemezdim. Charlie'nin 2 yaşına basmadan annesinden, karımdan ayrılmak istemedim." Resmen burnundan soluyordu. Babamın suçu yoktu, haklıydı. Zombileri yaratacaklarını bilemezlerdi. Babam ayağa kalktı. " Asker Luke, bizim kulübenin koruyucu Albayı. Sizin kendinizi savunmanızı ve zombileri nasıl öldürebileceğinizi öğretecek. Askeri bulsan iyi olur, özür dilerim küçük kızım." Gözleri dolu bir şekilde gülümsedi ve kulübeden çıktı. Bende duşa girmeye hazırlandım. Her yerim morluk içindeydi ve elmacık kemiğim mosmordu, ayrıca dudağım patlaktı. Duştan çıktım ve çantama tıkıştırdığım kıyafetlerden giydim. Sesli bir şekilde, " Asker senin kıçını tekmelemeyi öğrenmeye geliyorum." diye zafer çığlığı attım. Dean'ın sesini duyana kadar. " Askeri değil, zombileri tekmelemelisin Bayan Rocky." Hayaller buraya kadardı.

VirüsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin