İğrenç bir okul günü daha. Hayattan çok sıkılmış bir biçimde okul koridorunda yürüyordum, yolumdan sapmayıp lavoboya girdim. Yüzüme gelen saçları ittirip elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendi yüzümü incelerken yangın alarmıyla bir küfür savurdum. Bu alarm neyin nesiydi, yine gereksiz bir tatbikat mıydı acaba, diye düşünüp lavobodan çıktım. Koridor çok kalabalıktı. Tanıdık yüzlere bakındım neler olduğunu öğrenmeliydim. O sırada salak arkadaşım Mason kolumu yakaladı. " Debra nerdesin müdür acilen büyük salonda buluşmamızı istedi yürü." Mason'dan kolumu kurtardım ve beni çekiştirmesine izin vermedim. " hey gerçekten bi olay varsa kardeşlerimi almalıyım. Dean'ı gördün mü?" Mason kıvırcık saçlarını karıştırdı ve " küçük sınıflar öğretmen eşliğin de büyük salona götürüldü. Dean da Annie de ortak salonda olmalılar, şimdi herkes birbirine dayamaya başlamadan salona ilerleyebilir miyiz?" Kafa salladım ve Mason'un tekrar beni çekiştirmesine izin verdim. Büyük salona girdiğimizde büyük bir kargaşa vardı, aptal sorumluluğum yüzünden olayın ne olduğunu öğreneceğime kardeşlerimi arıyordum. Sonra o yumuşak sesi duydum. "Deb neler oluyor daha sunumumu yapamamıştım" arkasından bir ses daha " hey Deb neler oluyor, basketbolumuzu yarıda kestiler, yangın çıktı sandık. Ortada duman veya ateş görüyor musun?" Kardeşlerim beni bulmuşlardı. Sanırım bir göz doktoruna gitmeliydim. " man kafa eğer yangın çıksa bizi ortak salona mı alırlar, kafayı çalıştır" kargaşadan uzaklaşmak için kardeşlerimi kenara çektim ve müdürü beklemeye başladık. Zaman hızla akıyordu ve ses git gide daha çok kafa ağrıtıyordu. " Deb benim acil tuvalete gitmem lazım" diyen küçük kız kardeşime ilk kez sarılasım geldi, bu iğrenç salondan acil çıkmam lazımdı. Dean ve Annie'yi alıp salondan dışarı çıktım. Issız koridorda sadece 3ümüz vardık. Annie lavoboya girince Deanla okul dolaplarının önüne oturduk." Deb sence şuan okuldan kaçsak yakalanır mıyız?" Ne bileyim ben kahrolası diye bağırmak istedim ama ben bağıramadan Annie bağırmaya başladı. Galiba tuvaleti bitmişti. Tam kız kardeşime seslenecektim ki o benden önce davrandı " Deb burada korkunç bir şey var" hemen çantamı alıp koridordan sola döndüm ve sonumuz olacak yaratığı gördüm. Yeşil gözlerim korkuyla büyüdü ve Annie'yi alıp koşmaya başladım. Bizim koştuğumuzu gören Dean ayaklandı ve bizim arkamızda gördüğü şey yüzünden geri geri koşmaya başladı. Okul kapısına doğru koşmaya başladık ve ulaştığımızda kapının kilitli olduğunu gördük. Tüm gücümüzle ittirdiğimiz kapı açılmıyordu ve bize doğru gelen bi yaratık vardı. Annie durmadan çığlık atıyordu. Ablalık yapma zamanım şimdi gelmişti. Yangın söndürme aletini kenardan aldım ve kapı camına fırlattım. Okul malına zarar verdiğim için disipline gidecektim ve ömrüm boyunca cezalı kalacaktım; ama bu şaka gerçekten korkunç bir şakaydı. Dean'ın yardımıyla Annie'yi camdan çıkardım ve arkasından Dean elime basarak kırık camdan atladı. Ben de kırık camdan tek başıma nasıl atlayabileceğimi düşünmeye başladım, belli ki çok zamanım da yoktu. Arkamı kontrol ettim ve hiç zamanımın olmadığını gördüm yaratık tam karşımdaydı ve ağzından kanları akıtarak bana yaklaşıyordu. Kapıya yaslandım ve olacaklara hazırlandım. Hayatım gözümün önünden film şeridi gibi geçerken gözlerimi kapadım ve kıç üstü yere düştüm. Okul kapısı açılmıştı." Deb kapıyı yanlış tarafa açmaya çalışmışız" derken pis pis sırıtıyordu. Yaramaz kardeşim ablasının gerizekalı haline hemde bu durum da hala gülebiliyordu. " bunu sana ödeyeceğim koca kafa" diye bağırıp sokağa fırladık. Annie ağlıyordu, Dean sanki bir filmdeymişiz gibi yaratıklarla savaşmak istiyordu ve ben korkudan ölüyordum; ama eve gidip babama sığınana kadar onlar bana emanetti. Bana emanet edilen şeye zara gelmesine izin veremezdim. Yaşamak zorundaydık. O sırada karşıda o yaratıklardan daha çok gördüm daha fazla, her şey şimdi başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Virüs
ParanormalDünya ölüm kokmaya başladı. Hayatlar değişti hem de en önemlisi her şey yeni başladı.