Bölüm12

766 33 6
                                    

Şoktan bacaklarım hala Luke'ye dolanmıştı. Generale bakarken hafiften Luke'yi ittirdim ve o an o da şoktan çıkıp geri çekildi. "Amca ne işin var burada?" General nasıl bir bakış attı anlamadım ama dalga geçer gibiydi. "İşinizin bittiğini söyleyecektim; ama belli ki bitmemiş. Defolun gidin buradan." Demir masadan hızla atladım ve ortalıkta olan temizlik malzemelerini dolaba tıkıp kendimi dışarı attım. Dışarı çıkarken de generalin ezici bakışlarına maruz kaldım. Luke içerde general ile beraber kaldı. Öğlen yemeğini yemem gerekiyordu. Sonra Luke ile çalışma yapacaktık. Açık alana doğru ilerledim ve bir kase çorba alarak boş masaya oturdum. Çorbamın bitmesine yakın Luke masaya oturdu. Gülüyordu. "Ne gülüyorsun pişmiş kelle gibi be." Bana baktı. "Ne biliyim ya amcama yakalandığımız için herhalde. İyice ağzıma sıçtı. Ama bana karışamaz sonuçta. Çorbanı bitir de alana gidelim ve derse başlayalım." Ters bir bakış attıktan sonra çorbamı daha hızlı içtim ve Luke'nin peşine takıldım. Öpüşmemizi düşünüyordum. Birden olmuştu ve hiç böyle bir şey beklemiyordum. Benden 5 yaş büyük olmalıydı. Ne hissediyor diye merak ediyordum. Ama sormadım. Çünkü bu olay benim için önemsizdi. Yani öyle davranıyordum. Aklımı başımdan filan da almamıştı. Öfledim ve alana gelince çalışmalara başladık.

"Neden saçımı çektin ki? Zombiler saç çekmeyi nereden bilecek? Hem beni öpüyorsun, hem de dudağımı patlatıyorsun bu hareketin seksi değil bilmeni isterim Asker." Aslında bana vurması seksi bir şeydi. Fantazi olarak değil de, dövüşürken bambaşka biri olmasını kastediyorum. "Zombiler zekiler. Öyle gözükmeseler bile. Burası ondan çok iyi korunuyor. İnce noktamızı bulmaya çalışıyorlar ve her geçen gün sayıları artıyor. Yaşamamız lazım, bundan sana vuruyorum. Ayrıca ben seksiyim." "Haha!" diyerek kulübeme doğru ilerledim ve yolumuz ayrıldı.

2 ay geçmişti. Dövüşmekten silah kullanmaya geçmiştim ve tam anlamıyla olmasa da hazır sayılırdım. Babamla aram düzelmişti. Dean da artık çok iyi bir savaşçıydı. Annie bir doktor olma yolunda ilerliyordu. Charlie ise büyük bir hızla büyüyordu. Ve Luke. Artık öğretmenim o değildi, çünkü ilişkimizi kesin gibi görmeye başlayınca beni başkasına vermişti. Sevgili gibi bir şeyiymişim de bana artık vuramazmış. Haklıydı tabi. Yeni öğretmende çok iyiydi zaten. Bir sorunum yoktu. Ama buradan çok sıkılmıştım. Koşuya çıkmak için ipodumu aldım ve eşofmanımı giyerek kulübeden çıktım. Uzun bir süre koştuktan sonra, eskiden çalıştığım laboratuvardan geçerken duyduğum sesle irkildim ve içeri girdim. En büyük hatam buydu. Kapı arkasından birisi saçımı çekti ve aldığım kan kokusuyla irkildim. Boynum açığa çıkınca zombi beni ısırmak için hareket yaptı. İpodumu cebimden çıkardım ve gözüne soktum. Kapıdan çıkar çıkmaz çığlık atmaya başladım. 5 dakika sonra alarm çalmaya başladı. Ortalık karıştı ve etraf darma duman oldu. Kardeşlerimi bulmalıydım. Aklıma gelen şey buydu. Kulübeye koştum ve zombilerin sayısının arttığını farkettim.

--------

Bu hikayeme ablam yardım ediyordu şimdi Kıbrıs'a gitti :( üniversite için. Kendim yazacağım artık .

VirüsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin