Bölüm15

625 29 8
                                    

"Teker teker gelin kokuşmuş vücutlar.". Onlar gibi hırlayarak ileri atıldım ve dövüşmeye başladım. Umutsuzdum, gücüm azalmıştı. Arada dönüp babama bakıyordum ağlıyordu, cama vuruyordu. Zombilerden boyu en kısa olanı öldürdüm ve hiç bir şey bitmedi diye içimde bir şey alevlendi; fakat umut şuan çok gereksizdi. Demir kapı çok işe yarıyordu. Hızla zombinin kafasını oraya vurunca patlamıştı. Zaman hızla ilerlerken ve ben acıyla dövüşürken ensemden bir zombi tuttu. Tanıdık bir yüz. 2. dövüş öğretmenim. Bir an nasıl oldu da ısırıldı ve dönüştü diye merak etmeden yapamadım. Suratımı babamların olduğu cama yapıştırdı ve dudağım patladı. Kafam aşağı doğru inerken camdaki kanım pes etmeme sebep oldu. Boynum açığa çıktı ve babamın gözlerinin içine baktım. "Özür dilerim.". Sonra annemi düşünerek gözlerimi kapattım ve acıyı bekledim. Hiç bir şey olmadı. Ensemi tutan eller gevşedi ve gözümü açıp arkamı döndüm. "Şükürler olsun Tanrım." Luke karşımda zombi terminatörü gibi benim düşürdüğüm palayı bi oyana bi bu yana sallayarak zombileri parçalıyordu. Zaman çok hızlı geçerken son zombinin kafası da yere düşünce koşarak Luke'ye sarıldım. Bana sinirle bakıyordu. "Nasıl pes edersin Deb, nasıl ölüme karşı çıkmazsın?" Gözlerinden vahşi bir şimşek çaktı ve tek kolunu boynuma sardı ve yüzünü saçlarıma gömdü. Luke, generali farkedince benden uzaklaştı ve hazırola geçerek selam verdi. Cam kapı açılınca babam gözleri yaşlı bir şekilde bana sarıldı. "Özür dilerim kızım." Kafamı salladım ve gözlerimden yaş akmasına izin verdim. "Burada hayatta kalanları alıp gideceğiz Luke. Hazırlanın bu cehennemden çıkıyoruz." Generali duyunca şok oldum. "Efendim, ben gelemem kardeşlerim savunmasızlar. Onları bulmam lazım.". General bana baktı ve kafa salladı. "Bende onunla gideceğim amca." General, hayır diye bağırdıktan sonra Luke'yi kenara çekti. Babamla yanlız kalınca "Kardeşlerin sana emanet. Bana ne olacağı belli değil. Artık sizi koruyamam. Ama sen güçlüsün. Başarabilirsin biliyor.." Konuşması generalin bağırması yüzünden kesildi. "Bir kız için ölmeye değmez." Luke sinirle kafa sallayarak bana ilerledi ve kolumu yakaladı. "Belki de yanlız gitmeliyim Luke." "Sen ne dediğin farkında mısın çocuk?" Şu an Lukeyle kavga edemezdim. Hafifçe gülümsedim. "Seni seviyorum canım kızım dikkatli olun. Kızıma sahip çık asker." Luke hazırolda selam verdi. Generali tınlamadan cam kapıdan dışarı çıktık. Kapıyı arkamızdan sağlam bir şekilde kapattılar ve son kez gülümsedim babama; çünkü yanlarındaydım doktorlardan biri babamı ısırdı, ardından generale saldırdı. General hazırlıksız yakalandı çünkü şok olmuştu. Doktor sığınağa girmeden saatler önce ısırılmış olmalıydı tek açıklaması buydu. Orospu çocuğu. Gözlerim dolu bir şekilde bağırarak camı yumruklamaya başladım. "Hayır. Tanrım hayır." Çığlık atıyordum boğazım yırtılır gibi acıyordu. Yaşlarım hiç durmadan akıyordu. Luke elini enseme koydu ve başımı göğsüne gömdü. Artık kurtuluş yoktu. İçerideki doktorlar birer birer yere düştü ve ölü bir yaratık olarak dönecekleri zamana kadar gözlerini kapadılar. Babam hala ölmemişti. Sürünerek camın oraya geldi ve kanlı elini cama yapıştırdı. Dudaklarımı oynatarak, seni seviyorum babam, diye fısıldadım. Kanlı ağzıyla gülümsedi ve camdaki eli aşağıya düştü. Artık sadece camdaki el izi vardı.

Gençler, umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum bir şeyler yazarsanız çok gaza gelirim bende. Iyi okumalaar. Her gün bölüm yazamıyorum elimden geldiğince ki böylesi daha uygun oluyor okumayan kişiler de okuyup yorum yapıyor. Pazartesi yeni bölüm gelir. Tekrar ve tekrar ufacık minicik yorumlar bırakın sevindirin beni.

VirüsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin