KALAN HATIRALARA SARILMAK( Part 5)

529 9 0
                                    

Mualla alımlı bir kız. Köyün güzellerinden. Dayım bu kızın son durağı olacağını nerden bilsin. Uzunca bir süre ona hiç aldırış etmemiş.

Ninem onu hiç istememiş. Nedeni mualla yengemin, biraz kendini beğenmiş ve titiz olması. Aslında kötü bir huymu?Hayır ama bir köy kadınına fazla.

Dayım tek oğul üvey ,dayımla iki taneler o bırakıp İzmire yerleşmiş.

Kamil :Ana bırak diyom, gidicem.

Ninem :Oğul ben sana sevme demiyom. Emme o kız bana gelin olmaz.

Kamil :Ana kalbini kırmak istemiyom ya mualla, ya gurbet.

Ninem:Oğul etme, gitme oğul kamilim.

Ne dediyse dinlememiş, dayım kapıyı çarpıp gitmiş.
Gittiği yer belli değil. Çok uzunca bir zamanda dönmemiş. Telefon yok ki arasın sorsun oğlunu, annem derdiki bu olay ninemin hastalanıp yatağa düşmesine sebep olmuş.

Bunca zaman içerisinde kamil köy, köy dolaştıktan sonra, ne yapacağını bilmez bir halde, o tarla senin bu ark kenarı benim orda burda yatmış.

Zavallı dayım, ara ara onu görenler nineme gelip haber edermiş. Ninem, tahta kapıda gözü yaşlı beklermiş. Biricik oğlu, bir gelse artık inadına gitmeyecek, oğluna alacak muallasını.

Dedemde çok üzgün, oğluna sözünü geçiremediği için, bu ilk olduğu için çokta şaşkın. O zamanlarda çocuklar, anne, baba ne derse onu dinler. Sözünden hiç çıkmazlarmış. Evlat işte erkeğide bir kızıda.

Dedem bu olayı, kendince evdekilere belli etmeden içinde sindirmiş. Olacakki ninem üzülmesin diye acısını bile yutmuş.

Atike teyze, bir gün köyden şehre giderken dayıma rastlamış. Hali çok dokunmuş dayıma seslenmiş.

Atike teyze:A Kamilim oğul ne bu hal böyle olmaz, oğul anangiller perişan yapma yağız oğul.

Kamil dayım:Atike teyzem, sen benim ne çektiğimi bir bilsen, ahada yüreğim cayır cayır yangın yeri.

Atike teyze:Oğul gel hele oturak, biraz katık ayranım var. Cevizli ekmeğimin tadını biliyon gel bak sıcacık.

Kamil dayım:teyzem beni yolumdan etme, tamlarda muallamı görecem, diye düşe kalka yatıyom. Şimdi beni biri görü anamlara, haber eder gelip beni bulurlar.

Atike teyze:Yok oğul, korkma bu saatlerde, kervanlardan başka kimse geçmez burdan.

Kamil :Eh tamam o zaman, çok acıktıydım.

Atike teyze:Ye oğul, ye kurumuş kalmışın.

Kamil:Hım, çok güzel teyzem sağol ham.

Adeta lokmaları çiğnemeden yutuyormuş ,dayım. Mideside şaşırıvermiş, bu işe günlerdir ırmak suları taşırmış. Gurk ,gurk boş ağırlık sallayıverirmiş ,bağırsaklara. Dayım yedikçe ekmekleri midesi bayram üstüne bayram ilan etmiş.

Dayım:Oh anam ,dünya nerelerde kalmış. Açlık çok yamanmış. Teyzem çok sağol örk.

Atike teyze:Afiyet olsun, yarasın oğlum.

Dayım:Hörk, hörk bir elinde bitmeyen lokmasıyla.

O geğirdikçe, oralarda bulunan kuşlar nereye kaçacağını ,bilemez bir halde oraya buraya uçuşup duruvermişler.

Atike teyze:Oğul kamilim, gel etme gidek.

Dayım:Yok teyzem gelemem.

Demiş geri dönüp, el sallamak üzereyken ayağı taşa takılıp düşmüş. Otlara yuvarlanmış,bir çıtırdı ardından dayım acı ile bağırmaya başlamış.

Atike teyze :Ne oldu?

Dayım :Acı içinde teyzem yılan! yılan!

O sırada, otların aradından kahverengi, bir yılan kaçmak yerine atike teyzeye tıslıyormuş.

Cesurmu bir okadar cesaretli elinde, yanında taş, sopa bakınırken ayranın bakracını attığı gibi, isabet ettirip sermişmi yılanı yere. O kaçarken

Atike teyze :Kamilim, oğul iyimisin?

Dayım:Teyze sırtım , sırtım yanıyor.

Atike teyze :Dur oğul,dur bi bakak.

O sırada, ne yapacağını bilmez, bir halde oaraya buraya gidiyor söyleniyormuş.

Atike teyzenin, çantada bir bıçağı varmış. Dededen kalma, emme gözü gibi baktığı için sağlammı sağlam.

Atike teyze :A aklım şimdi bana lazımsın. Hee bir gidip, bir gelme bi dur hele düşünem, sonra gine karışısan, karış hemi emme dur bi yol tamam.

Atike teyze :Kamil oğul, yat hele yere.
Sırtını açam dur.

Atike teyze : oğul, dur demiş bıçakla zehiri akıtıp, oğul tamam iyimisin.

Dayım bir inlemişki, o dağlar türkü türkü yayılmış. Feryadı taa ferhatla şirin sevdasının, dağı delen feryadına kadar ulaşmış acısı.

Atike teyze :Eşeği duuh, duuh, koca
Bozum gell bak seninle hasta taşıycaz.

Atike teyze, böyle konuşmayı severmiş. Hayvanlarıyla, bitkileriyle tüm canlıları severmiş. Onlarda bu konuşmaları sanki anlıyor gibi dinlerlermiş her denileni.

Hadi oğu gayret et deyip atmış. Eşeğin üstüne eşeğin kulağınada boz, oğul yolcun yaman mı? yaman. Dayım acı içinde kıvrana, kıvrana Atike teyzenin yardımı ile atmış, kendini eşeğin üstüne.
O sırada, bir patırdı. Birden, bire kopan silah sesleri ile Atike teyze, yere yığılmış.
Dayım:Teyze eeeee mm.

Severek, duyarak, hissederek kalın.

HAYAT KİMİ SEÇER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin