Bölüm Şarkısı:Ebru Gündeş-Aynı Aşklar
Bölüm Resmi:ÇAĞKAR
İyi Okumalar... :D
Yağız'ın Ağzından :
'Aslında kötü biri değilsin, Eylem.Etrafındaki insanların yanında bir maske takıyorsun sanki.Ama yalnızken maskeni çıkarıp kenara koyuyorsun.Peki, neden?' dedim.
'Maske falan takmıyorum.Sadece insanlar sürekli benim kötü yönlerimi görmek istiyor.İyi yönlerimse zamanla görünmezleşiyor.Neyse sen uyu biraz...Ben kendime kahve almaya gideceğim.' diyerek ayağa kalktı.Tek kelime etmeme fırsat vermeden odadan çıktı.Eylem aslında göründüğü gibi değildi.Fakat onun neden böyle davrandığını öğrenmek istiyordum... Aradan bir saat geçtikten sonra kapı açıldı,Eylem gelmişti.Yine tek kelime etmeden tekli koltuğa oturup telefonuyla uğraşmaya başladı.Onunla konuşmak istiyordum ; ama ne diyeceğimi bilemiyordum.Neden bu kadar sessiz olmak zorundaydı ki?Ben konuşma başlatacak bir konu ararken Eylem:
'İstersen artık uyu...Saat çok geç oldu.' dedi.
'Yoksa benim için endişeleniyor musun?' diyerek güldüm.
'Ne endişelenmesi be..?Alt tarafı uyu dedik...Neyse ben uyuyacağım.Sen istersen sabaha kadar uyuma...' diye tersledi.Sonrasında kafasını koltuğun arkasına koyarak gözlerini yumdu.Sadece şaka yapıp ortamı yumuşatmaya çalışmıştım aslında.Ayağa kalkıp dolaptan bir battaniye aldım.Eylem'in üzerine örtüp yatağıma uzandım.Küçücük koltukta sabaha kadar böyle uyursa her yeri tutulacaktı.Ama bu beni ne ilgilendirirdi ki..?Yavaş yavaş uykum gelmişti.Çok geçmeden ben de uyuyakalmıştım. ...
*****************************************************************************************************
Sabah yüksek bir melodiyle gözlerimi araladım.Eylem'in telefonu çalıyordu.Birkaç dakika sonra Eylem de uyandı.Hızla telefonunu alıp bir şeyler yaptı ve sinir bozucu alarm sesi kesildi.Saate baktığımda ilk başta yanlış görüyorum sandım.Saat henüz sabahın beş buçuğuydu.Bu saatte ayakta ne işim vardı benim?
'Niye alarm kurdun sabahın bu saatinde?' diye sordum,Eylem'e.
'Erkenden çıkalım diye.Benim işlerim var.Hem okulda var.Sen istersen biraz daha kal ama ben gideceğim.' diyerek ayağa kalktı.Eliyle boynunu ovaladı.Sonrasında lavaboya doğru ilerledi.Eylem lavabodan çıktıktan sonra yatağımdan kalktım ve lavaboya gittim.Elimi yüzümü yıkayıp lavabodan çıktım.Odaya girdiğimde Eylem yoktu.Odanın her yerine bakmıştım; ama yoktu.'İnsan gitmeden önce haber verir.' diye mırıldandım kendi kendime.Ceketimi alıp odadan çıktım.Çıkış işlerimi hallettikten sonra sonunda hastaneden çıkabilmiştim.Hava çok güzel ve tertemizdi.Derin bir nefes alarak havayı içime çektim. İlk olarak arabayı bıraktığım yerden almalı sonrasında da eve gitmeliydim.Babam kafamdaki bu ufak bandajı gördüğünde beni soru yağmuruna tutacaktı büyük bir ihtimalle.Ama kaçamak cevaplarla geçiştirebilirdim herhalde.Hastane ile arabayı bıraktığım yer -neyse ki- birbirine yakındı. Çok geçmeden arabamın olduğu sokağa girdim.Arabam kaldırımın hemen yanında duruyordu.Hızlı bir şekilde arabaya binip telefonumu elime aldım.Tam 26 tane cevapsız çağrı vardı :Çağdaş,Karsu,Babam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYAN TEHLİKE (Hırçın Şair)
Teen FictionDuygusuz İnsan Yoktur, Unutma Ki Nefrette Duygudur... ~04.07.2015&17.09.2016~