Bölüm 18 (İlk Randevu)

31 1 0
                                    

             iyi Okumalar :)


Karsu'nun Ağzından :

Bu maç korkutucuydu.Sanki basketbol maçı yapmak yerine kavga ediyorlardı.Yağız'ın sol ayak bileği ağırıyordu ve karşı takım durmadan ya ona çelme takıyordu ya da ayağına vuruyorlardı.Çağdaş da karşı takım gibi sert oynamaya başlamıştı.Maçın skoru 10-12 'ydi.Yağız'lar yeniliyordu.Bir kişi eksik olmaları iyice kötü olmuştu.Takımdaki herkes elinden geleni yapıyordu.

Yağız'ın takımından bir kişi attığı basketle takımı iki sayı ileri götürmüştü.Durum berabereydi.Fakat çok az zaman kalmıştı.Tam bu sırada karşı takımdan birisi basket attı.Bu basket iki sayı değerindeydi.Yine onlar yeniyordu.Yağız son bir kaç dakika içerisinde topu potaya doğru attı.Ve top potaya girdi.Bu basketi üç sayı değerinde sandığım için sevinçten çığlık atmaya başlamıştım.Ama takımdan biri bu basketin iki sayılık olduğunu söyledi.Yani yenememiştik.Durum berabereydi ve süre ne yazık ki bitmişti.

Yağız topallayarak yürüdükten sonra yere oturmuştu.Pek iyi gözükmüyordu.Biraz sonrasında sahadan içeri Eylem girdi.Bu hiç iyi olmamıştı.Eylem çok ama çok sinirli görünüyordu.

...

Yağız'ın Ağzından :

Ayak bileğim iyice ağrımaya başlamıştı.Yürümekte zorlanıyordum.Ayağıma baktığımda bileğimin mosmor olduğunu gördüm.Yere oturup derin bir nefes aldım.Takım eksik olmasaydı onları kesinlikle yenerdik.Şimdi ise berabere kalmıştık.Özkan'ın yüzünde her zaman ki sinir bozucu bir sırıtış vardı.Bakışlarımı sahanın girişine çevirdiğimde Eylem'i gördüm.Onun nereden haberi olmuştu ki?Eylem yanımıza geldiğinde zar zor ayağa kalktım.

'Ne halt yiyorsunuz siz?' diye sordu, Eylem.

'Basketbol oynuyoruz.' dedi, Özkan.

Eylem : 'Sen neden sol ayağının üstüne basamıyorsun?' diye sorduğunda ayağıma baktım.

'Bir şey yok.' diye cevap verdim, Eylem'e.

Eylem : 'Daha tam iyileşmeden nasıl basketbol oynayabilirsin.Hem de bunlarla.Neyse hadi gidelim buradan.' dediğinde yürümeye çalıştım.Ama ayağım gerçekten çok ağrıyordu.Topallamaktan başka çarem yoktu.Birkaç adım attıktan sonra Eylem yanıma gelip kolumu omzuna koydu.Herkes gibi ben de şaşkınlıkla onu izliyordum.Elini belime koyup yürümeme yardım etmeye başladı.Sanırım ilk defa Eylem ile bu kadar yakınlaşmıştık.

Tam birkaç adım atmıştık ki Özkan , Eylem'in kolundan tuttu.

'Canımı yakıyorsun.Beni bir tek sen üzebiliyorsun.Bunu yapma.' dedi, Özkan.

'Seni bir daha uyarmak istemiyorum Özkan.Benden ve etrafımdaki insanlardan uzak dur.Bundan sıkılmadın mı hala?Yeter artık , yeter...' dedi, Eylem.

Ben bir şey söyleyecekken Özkan konuşmaya devam etti :

'Gerçekten mi?Onu mu istiyorsun?Bu süt çocuğunu mu?Sence o seni koruyabilir mi?' dedi, Özkan.

'Birincisi, kimsenin korumasına ihtiyacım yok benim.Şu ana kadar hep yalnızdım ve kendimi her zaman koruyabildim.İkincisi, Evet onu istiyorum.Ben senin süt çocuğu dediğin bu adamı seviyorum.' dedi ,Eylem.Bir süre ne dediğini kavrayabilmek için düşündüm.O az önce beni sevdiğini mi söylemişti?Konuşmak istiyordum ama tek kelime edemiyordum adeta.

'Özkan...Bizden uzak dur artık.' diyebildim sadece.

'Hadi gidelim.' diyerek bana döndü , Eylem.

BAYAN TEHLİKE (Hırçın Şair)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin