Umutlar?
*
Hadi amaa, 'Bismillah'tan başka ne diyebilirdim ki. Kaza anından birkaç saniye belki de salise öncesinde hızla bize gelen tırı tam ön camdan görebilmiştim. Zaten önlerde oturuyorduk. Ve bir türk klasiği; otobüste kemerim takılı değildi. Çoğu kişi de ayaktaydı zaten. Salaklar, otobüste virajlar ya da yokuşlarda daha 'heyecanlı' olduğu gerekçesiyle 'dengede durma oyunu' oynuyorlardı. Hayır oynayabilirler de, bu sözüm ilkokul, zorlarsak ortaokulda en fazla 7. sınıfa geçerli olur. Hayır bir de düşünce gülüyorlar. Ben de küçükken birkaç kere oynadım. Hevesle yaptık bir mallık. Ama lisede de olmaz ki. Hem de lise 2'de.
♡*♡*♡*♡*♡*♡
Uyandığımda bir hastane odasındaydım.
Başucumda;
-- 1 adet hemşire
-- 1 adet annem
-- 1 adet annemden boşanık babam, vardı.
(Ondan pek fazla bahsetmemesinin sebebi.)
"Kızıım, iyi misin?" dedi annem. Ben ise boş gözlerle ona bakıyordum. Doktor geldi. Bana bir şeyim olmadığını söyledi. Ama hiçbir şey hatırlamadığımı ve neden burada olduğumu bilmediğimi söyleyince ufak çaplı bir hafıza kaybı yaşayabileceğimi, bir süre sonra hafızamın geri geleceğini söyledi. Sonra dışarıdan birisi girdi. Bu, bu Buğra! Çocukluk aşkım, yani hala sevdiğim çocukluk aşkım. Ama, neden gelmişti ve ona kim haber vermişti? Kaşında ve yüzünün birkaç yerinde dikiş vardı. Eli de sargıdaydı. Alçı gibi bir şeydi yani. Elini ne zaman kırdı, çatlattı, ki? Ama daha da önemli bir şey var! Ben teoga gireceğim bu sene. Hemen eve gidip ders çalışmalıyım. En umursamaz ve bir de endişeli yüz ifademi takınıp konuştum.-Eve götürün beni.
-Ama kızım sen iyi değilsin?
-Sen sus baba. Sen kendi evine gitsene!
Onu pek sevmiyordum. Onun yüzünden bütün dengemiz bozulmuştu. Boşandıklarından beri yani. Bir kaç aydan beri.
-Anneğ, benim teogum yok mu ya çalışcam ben.
Annem bunu duyunca hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ne yani onu çok mu duygulandırdım?
-Annneee, niye ağlıyon ki sen? Noldu?
-Kızım, sen teoga girdin. Sen lise 2'desin.
Hafıza kaybı derken ufak çaplı demişti bu adam. Lan kaç yıl olmuş. Ben şimdi o teog körolasıcasına girdim mi?
Veee şimdi, ünlü yıldız Ece'den ilkokul 3'ten kalma zafer şarkısı!... Maalesef dansını yapamayacak kadar yorgun ve halsizdim.
"Lalla laağağa and lalala..."
Bugün kısa kestim. Sesim çıkmıyordu ve Buğra'nın odada olduğu aklıma geldi. Zaten mırıldanmıştım ama. Olsun, tedbirli olmak gerektirir sevmek."Buğra, sen niye geldin ya?"
"E- Ece, biz aynı otobüsteydik."
"Ne otobüsü?"
"Geziye gittik ya."
Oha beraber mi gittik. İnanmıyoruuum!
"Ama neden yanıma geldin?"
Yazık, o da şu an sorgulayıcı yanıma denk gelmişti.
"B- Ben kardeşimin, ikizimin yanına o nasıl diye geldim."
Odaya baktım. Ona benzeyen kimse yoktu. Yoksa onun kardeşi, ikizi, hemşire mi? Ama eğer ben lisedeysem, o da lisede. İkizi bir dahi olamaz dimi ama? Hemşire olması imkansız!
"Buğra, senin ikizin kim?"
Buğra'nın gözünde sebepsiz üzüntüyü ve çaresizliği görebiliyordum. Sebepsiz diyorum çünkü, onun ikizinin kim olduğunu unutmam- hatta bilmemem- onu bu kadar üzmemeli. Değil mi ama?
*^*^*^*^*^*^*^*^*^*
Canım sıkıldı yazayım dedim. Bu arada 2020 civarındayız. Dün birdenbire 20 bildirim geldi. Tam tamına 20 bölüme oy verdiği için SelinayAlgan 'a teşekkür ederim. Seviliyorsun! Bir de 4 bölüme oy veren rabia_aylinn var. O da muhtemelen daha okuyamadığı için fazla oy vermedi. Yine de teşekkür ederim. Ama bir şey rica edeceğim. Bol bol yorum yapın. Öneri falan. Görüşürüüüz!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Oteli
Mystery / ThrillerGerçekten, gerçekten sakin bir hayatınız varken bir anda yıllarca yüzüne baktığınız biri ağabeyiniz çıkıyor. * Mutlu ve aşıkken, çocukluk aşkınız büyüyüp giderken aşkınız ikiziniz çıkıyor. * Mutlu musunuz? Evet. * İki genç kızın hayatı bir otele rez...