MULTİMEDYE FATİH VE DUYGU
¤¤¤
Şuan dört çift göz bize öyle bir bakıyorlar ki gözlerinden ateş çıkması mümkün olsa alev almıştık. Tamam Ateş abimi anlıyorum, hadi Fatih'i de anlıyorum diyelim ama Eymen ile Serkan ne alaka yaa. Kızlarla hepimiz birbirimize bakıyorduk ama ben bu gece eğleneceğim ve Duygu'yu eğlendireceğim. Kızlara dönüp
"Tüm sorumluluk benim sakın ola ki onlardan korkup eğlencenizi yarıda bölmeyin. Hatta onlar yokmuş gibi davranacağız. Onlara inat daha çok eğlenin. Gece daha yeni başlıyor." dedim göz kırparak.
"Ayy Ece şu an gözleriyle öldüre bilselerdi parça parça olmuştuk galiba. Öyle bir bakıyorlar ki kendimi atomlarıma ayrılmış sanıyorum şu an. Tek parça mıyım ben?" dedi Duygu. Aslında haklı yani.
"Sakin olur musunuz? Onlar kim de bize karışacak yürüyün haydin oturmaya mı geldik operasyona geldik buraya kızlar. Savaş boyalarımızı boşuna sürmedik değil mi?" dedim. Sanki benim bunu dememi bekliyorlarmış gibi Naz ve Duygu hemen ayağa kalktılar. Melis'le birbirimize bakıp umutsuz vakalar anlamında başlarımızı salladık. Hayır daha yeni korkudan ölüyordunuz adam az naz yapar yaa. Melis
"Siz çıkın dans edin bende biraz sonra kalkarım."dedi.
"Tamam o zaman Duygu ve Naz siz gidin Melis'le bende birazdan geliriz."dedim. onaylayıp pistte doğru gittiler. Fatih gözlerini Duygu'dan ayırmıyordu. Bu da demek oluyor ki şu an doğru yoldayız. Eee Duygu'da taş gibi oldu ben olsam bende ayırmazdım.zaten tek onların değil mekana girdiğimizden beri herkesin gözü bizim üzerimizdeydi. Ateş abime yandan baktığımda hala sinirle bize bakıyordu. Hayır yani bu hiç iyiye işaret değil ki bu çocuğun yanıma damlamış olması gerekirdi. Ama Allah'tan gelmedi. Yalnız bunun bir de ev seansı var en iyisi zeminlerini atmak. Ateş abime yavaşça dönüp şirin bir şekilde gülümseyip, el salladım. Eymen'in gözü de bendeydi. Ona ne oluyorsa. Melis'e Serkan mı bakıyor yoksa bana mı öyle geliyor. Evet Serkan şuan Melis'e bakıyor.
"Melis hayırdır kızım geldiğimizden beridir konuşmuyorsun. Bir şey mi oldu, bir sorun mu var? dedim. Melis bana döndü
"Ece bilmiyorum kızım ama şu Serkan'a sinir oldum. Sabahtan beridir bakıyor. Hayır yani ben onun neyiyim ki bakıyor hem tek burada değil okulda da bakarken yakalıyorum. Ona ne ki benden. Anlayamıyorum bu çocuğu konuşurken bir anda laf sokuyor. Ne yapmaya çalışıyor hiç anlamıyorum."dedi. Melis bu konuları çok konuşan birisi değildir. Aslında Duygu ve Naz'ın bilmediği çoğu şeyi bilirim Melis hakkında o da benim hakkımda çok şeyi bilir tabi. Bebekliğimizden beridir beraberiz. Akraba olunca da bir çok özelliğimiz benziyor. Melis dışarıya ne kadar sert olsa da içide bir o kadar yumuşak ve sevgi doludur. Bu yüzünü sadece bana gösterir.kızlara bile duygularını açıkça söyleyemez. Onun yerine sert çıkarak onları teselli etmeye çalışır çünkü bir damla göz yaşımıza dayanamaz susmamız içinde yumuşak davranmak yerine bağırır kızar. Bu da böyle hatta bazen bende böyle oluyorum. Oda tıpkı benim gibi tanımadığı bir ortama girdiğinde yüzüne sert ve umursamaz maskesini takar. Hissizleşir.
"Bal arım benimde dikkatimi çekti. Hem Ateş'le Fatih tamam da Serkan ile Eymen'e ne oluyor."dedim. Melis'e bazen bal arım derim. Melis isminin anlamı bal arısı demek bundan dolayı yani yoksa ne alaka demeyin. O da bazen bana kraliçem ya da asiliçem diye seslenir. Adımı dedem koymuş benim. Omzumdaki doğum lekem bir taç şeklinde olduğundan dolayı kraliçe anlamına gelen Ece ismini koymuş. Ama inatçı ve asi olduğum için arada asiliçe diyorlar.
"Evet Ece benimde dikkatimi çekti. Onlara neyse. Gidip dövelim mi kız."dedi Mlis yine saçmalamaya başlayarak.
"Melis saçmalamaz mısın lütfen? Niye bakıyorsunuz diye mi gidip döveceğiz."dedim haklı olarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER DAİM SEN
Romanzi rosa / ChickLitEce Aras kendini ispatlamak için Konya'da okur. Ama artık dönme vakti gelmiştir. Önder Aras torununu artık yanında olmasını ister. Ece dedesinin isteği üzerine kendi üniversiteleri olan Özel Aras Üniversitesine gelir. Her şey şimdi başlıyordur...